Dünden beridir birileri Demirtaþ’ýn Kandil’e silah býrakma çaðrýsýnda bulunduðunu yazýp söylüyor.
Gerçek öyle mi peki?
Söylediklerine bakýlýrsa hiç de öyle deðil.
Zaten bunu duyduðumda þaþýrmýþtým.
Niye mi?
Böyle bir þeyin mümkün olamayacaðýný bildiðim için.
Dediklerine baktým, yanýlmadýðýmý anladým.
Israrlý soru üzerine “hadi söyleyeyim, ama boþuna!” kabilinden laflar etmiþ.
Yani demek istediði þu: “Benim dememle silah býrakmaz. Madem istiyorsunuz hadi söyleyeyim...”
Bu mu yani?
Kandil’e eleþtirel ve sorgulayýcý bir dille Demirtaþ’ýn çaðrýda bulunabileceðine ihtimal vermek zaten iþin doðasýna da gerçeðine de aykýrý.
Demirtaþ kim ki Kandil’in politikasýný eleþtirsin?
Veya Kandil’in Türkiye’ye silah doðrultan siyasetinin yanlýþ olduðunu söyleyerek çaðrýda bulunsun?
HDP gerçekliðini bilen herkes ne demek istediðimi anlar.
Demirtaþ zoraki ve siyaseten söylediði bu sözlerinin Kandil tarafýndan yanlýþ anlaþýlmayacaðýný pekala biliyor.
Aslýnda kendisinin etkisiz ve yetkisiz eleman olduðunu, asýl karar odaðýnýn Kandil olduðunu söyleyerek gerçekte Kandil’i yüceltmiþ oluyor.
Dolayýsýyla sarfettiði bu çaðrýdan dolayý Kandil’den azar iþitmeyeceðini söylemek bile gereksiz.
***
Ortada öyle iddia edildiði gibi bir çaðrý filan yok.
Böyle bir çaðrýyý Demirtaþ’ýn Kandil’den onay almadan yapmasý da asla mümkün deðil.
Eðer günün birinde Demirtaþ böyle bir çaðrý yaparsa biliniz ki Kandil’den onay alarak yapmýþtýr.
Baþka türlüsü düþünülemez bile.
***
Kendi çaðrýsýnýn deðil asýl Öcalan’ýn çaðrýsýnýn çözüm olacaðýný söylüyor Demirtaþ.
Peki gerçek öyle mi?
Görünüþte öyle...
Kandil de HDP de Öcalan’ý deðiþtirilmesi dahi teklif edilemez baþkan olarak görüyor.
Öcalan’ýn her emrine koþulsuz itaat edeceðini söylüyor.
“Öcalan bizim irademizdir!” diyor.
Ama realitede ve pratikte durum tam tersi...
Görünüþte Öcalan’a toz kondurmuyorlar, ama fiiliyatta Öcalan’ý itibarsýzlaþtýrmanýn ötesinde beton duvarlarýn arasýna gömüyorlar.
Þimdi Demirtaþ kalkýþ tekrar adres olarak Öcalan’ý gösteriyor.
“Bir tek Öcalan söylerse Kandil dinler!” diyor.
“Kandil bizi dinlemez, Öcalan’ý dinler!” sözü iki açýdan sorunlu ve eleþtiriye açýk.
Birincisi, Kandil nezdinde etkin ve yetkin yoksa o zaman çözüm sürecinin nasýl aktörü olabilirsin? Dahasý, çözüm sürecine nasýl bir katký saðlayabilirsin?
Kandil seni dinlemeye deðer bulmuyorsa devlet/hükümet niye bulsun?
O zaman haddini ve yerini bileceksin.
Sadece “postacýlýk” göreviyle yetineceksen konumunu abartarak konuþmayacaksýn.
Öcalan meselesine gelince, burada da bir çarpýtma söz konusu.
“Tekrar Ýmralý’ya gidelim Öcalan söylesin!” demek tam bir HDP klasiði.
Sormazlar mý Öcalan 2013’te silah býrak çaðrýsýnda bulunduðunda Kandil ne yaptý?
Silahlý güçlerini mi sýnýr dýþýna çekti, silahlarýný mý topraða gömdü?
Öcalan’ýn çaðrýsýný boþa çýkartacak bir pratik sergiledi.
Önce uyuyormuþ gibi bir görüntü oluþturdu, sonra tam tersi bir istikamete saptý.
Silahlý güçlerini hem içerde tutmaya devam etti, hem de çözüm sürecinden faydalanarak þehirlere yerleþmeye baþladý.
Demek ki Kandil üzerinde Öcalan’ýn da belirleyici bir gücü yok artýk.
Kandil’in iplerinin asýl kimin elinde olduðu biliniyor.
Erdoðan’ý tasfiye etmek isteyenler ayný zamanda Öcalan’ý da Ýmralý’ya gömmek isteyenlerdi.
Barzani’yi de tasfiye etmek istedikleri sýr deðil.
O güç odaklarý Kandil’in ipini elinde tutan güç odaklarýdýr.
Erdoðan’ý tasfiye edemediler, ama çözüm sürecinin mimarý olan Ak Parti’yi iktidardan düþürmeye muvaffak oldular.
Çözüm süreci için hükümetle iþbirliðini þart koþan ve silahlarýn býrakýlmasýný olmazsa olmaz önemde gören Öcalan’ý Ýmralý’ya gömdüler.
Kandil bunu HDP üzerinden gerçekleþtirdi.
Þimdi IÞÝD ve PKK üzerinden Barzani tasfiye edilmek isteniyor.
Barzani yanlýsý Kürt peþmergeler Ýran rejimiyle savaþýrken PKK Ýran rejimiyle iþbirliði yapýyor.
Týpký yýllar yýlý Kürtlere kan kusturan Esed rejimiyle iþbirliði yaptýðý gibi...
Þimdi kalkýp tekrar Öcalan üzerinden, Öcalan’ýn tecridi üzerinden siyaset yapýyorlar.
Sadece kitleleri mobilize edebilmek veya çatýþma senaryosuna arguman oluþturmak için...
***
HDP’nin Ýmralý heyetinden bir vekil bütün bu gerçeklere raðmen þov yaparcasýna þunu diyebiliyor:
“Dolmabahçe sürecine geri dönülmelidir.”
PKK Türkiye’ye karþý silah kullanmaya baþlamýþ.
Yakýp yýkýyor.
Öldürüyor.
PKK’nýn ölüm timleri bizzat telsiz konuþmalarýnda sivil minibüsü kendilerinin taradýðýný söylüyor, ama “Türkiye’nin Partisi” iddiasýyla siyaset yapan HDP kalkýp minibüstekileri askerlerin öldürdüðü yalanýna sarýlýyor.
PKK’nýn terörünü/þiddetini meþrulaþtýran bir anlayýþ çözüm sürecine katký saðlayamaz.
***
Asýl 2013 sürecine geri dönülmelidir.
Öcalan’ýn “Silahlý mücadele dönemi bitmiþtir. Silahlý güçlerinizi sýnýr dýþýna çekin ve silahlarýnýzý býrakýn!” çaðrýsý yaptýðý o sürece...
HDP siyaset yapacaksa 2013 süreci üzerinden yapmalýdýr.
Öcalan’ýn Dolmabahçe açýklamasýnda denilen de odur zaten.
Tekrar bunun için Ýmralý’ya gitmenin anlamý da yoktur, gereði de.
PKK 2013 çaðrýsýna uyduðunu gösterirse süreç kaldýðý yerden devam eder.
Gerisi laf u güzaftan ibarettir.