Boydaklar...

Önceleri “Hizmet Hareketi” olarak bilinen bugün ise “legal görünümlü illegal yapı” denilerek, devletin bütün kademelerinde mücadele edilen bir yapı var. Bu yapı ile ilgili iddialar soruşturuluyor, iddianameler hazırlanıyor, yakında yargılamalar başlayacak. Kısaca Gülen cemaati olarak da bilinen bu yapının içinde 35 yıl kendimi bir gönüllü olarak bildim. Zaman gazetesinde 24 yıl yazmaktan, genel müdürlüğüne ve genel yayın yönetmenliğine kadar... En az 70 vilayetinde yüzlerce Hizmet ve Zaman konferanslarından tutun, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nda 15 yıl Mütevelli Heyet Başkanlığına kadar, ömrümün en güzel dönemi Hizmet’in içinde geçti. Ameller niyete göredir. Hiç pişmanlık duymuyorum. Çünkü biz Allah yolunda hizmet biliyorduk. Sadece ben değil, Türkiye’yi yöneten insanların önemli bir bölümü, önde gelen fikir, sanat, düşünce insanları, iş dünyasından, esnaftan, işçilerden, memurlardan, üniversite öğrencilerinden, akademisyenlere kadar, neredeyse toplumun bütün katmanlarından destek gel di. 

Bugün geldiğimiz nokta ise hepimiz için hem büyük bir imtihan, hem de bir karar anıdır. Ülkenin Cumhurbaşkanı, “bu can bu tende oldukça mücadele edeceğim” diyor. Meclis başkanı, Belediye Başkanı olarak gözyaşlarıyla destek çıkanlar, millet vicdanına tercüman olarak “gözümüz açıldı” diyor.

Ben de Türkiye’nin geleceği adına ihanete doğru giden yanlışı, 7 Şubat 2012 MİT krizinden itibaren gördüğüm için tavır aldım, hissettiğim sorumlulukla bir mücadelenin içindeyim.

Bu meselede tarafsızlık olmaz. Yazımın başlığını, Paralel Yapı ile ilgili bir soruşturmada, Boydak Holding’in isminin karışmasından dolayı seçtim. Boydaklar bir sembol. Neyin sembolü? Dürüstlüğüne, vatanseverliğine, samimiyetine inandığım ve geleceğin Türkiye’sini omuzlayacak insanların sembolü. Onlara bir mesaj vermek istiyorum. Ortada; en az sizler kadar dürüst, samimi, vatansever, üstelik Türkiye’yi yönetme sorumluluğu olan insanların da paylaştığı Paralel Yapı’yla mücadele kararlılığı var. Bu sizler için bir düşünme fırsatı değil midir? Tamam, insanların ömürlerini verdikleri, hatta Allah’ın rızasını orada gördükleri bir hareketi sorgulamaları kolay değildir. Bu, anlayışla da karşılanabilir. Ama bir yere kadar. Sizler; F. Gülen’in Allah’la konuştuğuna inandırıldıkları için hipnozdan çıkamayanlar gibi olamazsınız. Sizler bu yapının kumpas ve himayeleri ile zengin olmadınız ki, geldiğiniz yerlere bunlar sayesinde gelmediniz ki... Ya bizler gibi düşünen insanlar, ileriki günlerde özellikle de yargılama safhasında şeksiz şüphesiz haklı çıkarsak... Ya ciddi iddiaların hepsi doğru ise... Hizmet zannederken bir ihanetle karşı karşıya isek...

Boydaklar dediğim ve hala umutlu olduğum insanlara tek bir şey söyleyeceğim; büyük bir pişmanlık yaşamamak için en azından desteğinizi devam ettirmeyin. Erdoğan düşmanlığı ile HDP’li hükümet isteyen, artık terörle birlikte anılan bir yapının destekçisi olmayınız... Tarihe, Türkiye’nin düşmanlarına karşı milletin yanında olanlarla birlikte geçiniz. Muhalefet partilerinin, bu yapıya destek veriyormuş gibi yapmasına da bakmayınız. Onlar, Erdoğan düşmanlığından kaynaklanan siyasi bir duruş sergiliyor. Adım gibi eminim, iktidarda olsalar bu yapıyı bitirme adına, Erdoğan’ı yalnız bırakanlar gibi tereddüt de etmezlerdi.

Belki de benim bu samimi çağrımın, daha sonra fayda etmeyeceği bir dönemin eşiğindeyiz. Her türlü hipnozdan çıkmak için Allah, Kur’an-ı Kerim’de ikaz ediyor: “Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?” Akıl ne büyük bir nimet...