Rahmetli Attila Ýlhan olsaydý, “Önder” ifadesine mutlaka bir þerh düþerdi... “Nedir bu Reis kültü?” diyenlerin kulaðýna küpe olsun.
Rahmetli, “Führer” diyemeyenlerin “Önder”de karar kýldýklarýný anlatýrdý ballandýra ballandýra... Kemal Kýlýçdaroðlu ve avenesinin “Hangi Atatürk” kitabýný okumalarýnda yarar var. “Ýnce Memed”le olmaz...
Farklý bir Mustafa Kemal’le karþýlaþacaklardýr ve “Bizim neremiz Atatürkçü?” diye sorgulamaya baþlayacaklardýr.
Seçme yetkim olsaydý, “Gazi” sýfatýný kullanýrdým.
Cumhurbaþkaný Erdoðan öyle yapýyor, Mustafa Kemal’den bahis açýldýðýnda, “Gazi Mustafa Kemal” diyor. Bence doðrusunu yapýyor.
Bakýn, CHP’li tozutuklarýn “Ulu Önder” sýfatýyla yabancýlaþtýrýp uzaklaþtýrdýklarý Gazi Mustafa Kemal ne yapmýþ?
Serbest Fýrka’yý kurma talimatýný verdiði Fethi Okyar’ý karþýsýna alýp, “Ben son tahlilde CHP’liyim. Görev sürem sona erdiðinde partimin baþýna geçeceðim. Dolayýsýyla, CHP konusunda tarafsýz davranmamý bekleme benden!” diye sýký bir pazarlýða giriþmiþ.
Bunu nerden mi biliyorum?
Fethi Okyar’ýn kendisi anlatýyor.
Hani, Ýsmet Paþa’nýn mýzýklanmalarý sonucu kapatýlan Serbest Cumhuriyet Fýrkasý’nýn kurucusu ve lideri...
Diyor ki Fethi Bey, “Partiler arasýnda taraf tutmayacaðýnýz sözünü veriyor musunuz diye sorduðumda, bu konuda bir taahhütte bulunamayacaðýný söyledi.”
Elbette bir taahhütte bulunamazdý.
Mustafa Kemal, Cumhurbaþkaný da olsa, “Atatürk” ismini de taþýsa, son tahlilde CHP’liydi. Cumhurbaþkanlýðý sona erdiðinde ya da kendi isteðiyle görevi býraktýðýnda, siyasete CHP’de devam etmeyi düþünüyordu.
Çünkü “partili Cumhurbaþkaný”ydý.
Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “öyle þey olmaz” dediðinden...
Mustafa Kemal’in, Fethi Okyar’a verdiði cevabý “Ulu Önder’in öngörüsü” diye alkýþlayan zevat, fiili durum karþýsýnda hafakanlar geçiriyor.
Olmuþ iþte.
Sadece Atatürk deðil... Ýsmet Ýnönü de partili Cumhurbaþkanýydý...
Ki, ayný zamanda “ezeli ve ebedi genel baþkan” sýfatýný taþýyordu. Neredeyse on beþ günde bir Baþbakan deðiþtirirdi, devri sabýk yaratýrdý, kimlerin parti kurmaya mezun olduklarýný belirlerdi, muhalefet partilerinin içiþlerine karýþýrdý.
Kemal Bey’e sorsak, “Partili Cumhurbaþkaný olarak Ýnönü’nün CHP’deki tasarruflarý nelerdir?” diye... Bilemeyecek.
Mesela, bu tasarruflar çerçevesinde Baþbakanlýða getirilen Hasan Saka’yý hiç duymamýþ. “Böyle bir Baþbakan mý vardý?” diyormuþ çevresine.
Hasan Saka’yý bilmeyen Kemal Bey, gariptir, tescilli ajan Parvus Efendi’yi “Türk büyüðü” sanýyor... Bir vakitler, rakibi Erdoðan’a, “Ne yani, Parvus Efendi deðerlerimiz arasýnda deðil midir?” diye çýkýþýyordu.
Bitmedi...
Celal Bayar da, ilk iki isim gibi, “partili Cumhurbaþkaný” sýfatýný taþýyordu ama “yürütme”yi çekip çevirme iþini parlamento grubuna, yani Adnan Menderes’e býrakmýþtý.
Özalve Demirel, ha keza...
Partiliydiler.
Gül, partiliydi.
Partisiz ve “baðlantýsýz” isimler arýyorsanýz, bir kalemde Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren ve Ahmet Necdet Sezer isimlerini sýralayabilirim.
Ýlki, cuntanýn emriyle Cumhurbaþkanlýðýna getirildi.
Ýkincisi, “Silahlý Kuvvetler Birliði” adý verilen cuntanýn adayýydý... Cuntaya sus payý olarak seçildi.
Üçüncüsünün adý vardý sadece. Kendisini ziyarete gelen kuvvet komutanlarýna, “Darbe yapmak istiyorsanýz, emekliliðimi bekleyin” demiþliði vardýr.
Dördüncüsü, darbeyle gelmiþti.
Darbe yapýp yönetime el koyunca, önce “Devlet Baþkaný” sýfatýný kullanmýþ, 82 anayasasýný onaylatýnca da Cumhurbaþkaný oluvermiþti.
Beþincisi, Bülent Ecevit’in dayatmasýyla seçilmiþti. Ki, cumhuriyet tarihinin en etkisiz, en baþarýsýz Cumhurbaþkanýydý. 2001 ekonomik krizinin de failiydi.
Hülasa...
Partili Cumhurbaþkanlarýnýn görev yaptýðý dönemler, ayný zamanda “kalkýnma dönemleri”dir. Ama “Hasan Saka diye bir Baþbakan mý vardý?” diyen birine bunu anlatmak, takdir edersiniz ki, o kadar da kolay deðil!