Mehmet Bican‘gazeteci’ olarak baþladýðý meslek hayatýný ‘basýn müþaviri’ olarak tamamladý, þimdi de ‘kitap yazarý’ olarak baþka kulvara taþýdý. Ýyi de yaptý. Tansu Çiller’in baþbakanlýðý döneminde onun hemen yanýndaki isimdi ve ‘karargâh’ içinde geçirdiði o günlere tanýklýðý çok deðerli...
Dünkü Hürriyet’te gazetenin eski yayýn yönetmeninin yazýsýný okuyanlar yukarýdaki giriþe þaþýrmýþlardýr. ‘Pop sosyolog’ yazýsýnda Mehmet Bican’ýn yeni çýkan ‘Terörle Sýnanmak’ baþlýklý anýlarýndan söz ediyor, ama yazýsýnýn dörtte üçü yazarýn bizzat tanýk olmadýðý Turgut Özal ve Yýldýrým Aktuna dönemlerine ait anlattýklarýna ayrýlmýþ...
Oysa kitabýn kýsa bir bölümü dýþýnda bütünü Tansu Çiller dönemiyle ilgili...
Tabii, kitapta kendisiyle ilgili anlatýlanlara deðinmemiþ bile. Acaba ismini gördüðü paragraflarý okumadan atlamýþ mýdýr?
Atlarsa atlasýn, nasýl olsa ben buradayým:
Çillerbaþbakanlýðýnýn ilk zamanlarýnda Ýspanya’ya gidiyor; kim olduklarýný kolayca tahmin edebileceðiniz birkaç gazeteciyi de yanýna alarak... Orada görüþtüðü Baþbakan Felipe Gonzales’ten iþittiklerini dönüþ yolunda uçaðýndakilerle paylaþýyor... Terörle mücadelede ‘Bask modeli’ o zaman ve Gonzales’in anlatýmý olarak gündeme geliyor. Çiller, “Terör sorununun nasýl çözüldüðünü yerinde araþtýrmak üzere Ýspanya’ya bir heyet göndereceðini” de ‘yazýlmamasý þartý’ ile söylüyor...
Hürriyet “Türkiye Ýspanya’da uygulanan Bask modeline geçiyor” diye veriyor haberi... Yayýn yönetmeni sütununda konuyu daha da ileri noktalara taþýyor...
Karargâhta þaþkýnlýk yaþanýyor. Çiller, danýþmaný Bican’a, “Þimdi ne yapayým ben bu Ertuðrul’a, söyle!” diyor ve ekliyor: “Ne güvenilmez adam bu böyle! Kendisini uyarmýþtým oysa ‘yazma’ diye!” (s. 87).
‘!’ iþaretleri metinde aynen kullanýlýyor...
Evet, þaþkýnlýðýnýzý anlýyorum: Þimdilerde ‘Kürt sorunu’ çözümü için atýlan adýmlara “Ya ‘Türklerin haysiyeti’ ne olacak?” tersliðinde yaklaþan ‘pop sosyolog’, 1990’larýn ortalarýnda, baþbakanlarý zorla ‘özel bölge’ fikrine alýþtýrmaya çalýþýyordu.
Yine Bican anlatýyor: Bir yurtdýþý gezi. ‘Pop sosyolog’ baþbakan uçaðýnýn doðal konuðu. Yolda Tansu Haným’ý yine ‘bölgeye özel haklar’ konusunda sýkýþtýrýyor; hem de bunaltýrcasýna... Ýstediði türden bir cümleyi sonunda aðzýndan alýyor Tansu Haným’ýn...
Arkasýný Bican’ýn kitabýndan okuyalým (s. 186): “Ertuðrul Özkök rahatlýyor. / Köþesine yazacaðý makalesini kafasýnda çerçevelediðini, Hürriyet’in ertesi günkü manþet haberini de Tansu Çiller’in sözlerinde yakaladýðýný düþünüyorum. / Aynen öyle oluyor.”
‘Pop sosyolog’un gazetesinin manþeti Türkiye’yi sarsýyor. Dönüþ yolunda Çiller gazetecilerle konuþmuyor; uçaðýn ön bölümünde yalnýz baþýna oturmayý yeðliyor. “Arka bölümdeyse, Özer Bey (Çiller), gazetecilerle muhteþem gýrgýr bir sohbete dalýyor... / Konu, önce þarap...” diyor Bican...
Böyle gelindi 28 Þubat’a... Tansu Haným baþbakan veya baþbakan yardýmcýsý olarak nereye gitse ‘pop sosyolog’ ile öteki Bremen mýzýkacýlarýný yanýnda taþýdý, onlar da aktardýklarý sözlerle sonradan ülkenin baþýna nice dertler açacak karanlýk döneme malzeme saðladýlar.
Mehmet Bicano günlerde yaþananlarý ‘28 Þubat’ta Devrilmek’ kitabýnda anlatýyor.
Okuyalým: “Gazeteciler manþetlerine atacaklarý baþlýklarý, yazarlar köþelerinde savunacaklarý görüþleri telefonla Genelkurmay Ýkinci Baþkaný Org. Çevik Bir’e sormayý âdet edinecekler, medya patronlarý istifa ettirmek için bakanlarýn peþinde koþacaklar, büyük sermaye sahipleri partilerinden ayrýlmalarý için milletvekillerine ikna turlarý düzenleyeceklerdir.”
Tanýk arýyordu TBMM Komisyonu, iþte size tanýklýk...
Bican soruþturmanýn sonuçsuz kalacaðýný ilk görenlerden: “Ancak ayný yolu kendilerine amaç edinen bu kiþiler, yýllar sonra 28 Þubat konusu yeniden gündeme geldiðinde, baþta Çevik Bir olmak üzere birçok muvazzaf ve emekli subay Nisan 2012’de ‘darbe’ suçlamasýndan tutuklanýnca yan çizeceklerdir.”
Nasýl buldunuz? Tam isabet deðil mi?
Kendisi hakkýnda böylesine sert ve keskin hükümler içeren bir kitabý da sütununda tanýttý ya bizim ‘pop sosyolog’, gerçekten aþk olsun...