Bozgun yıllarına yeniden dönüş!..

Kulüplerimiz Avrupa kupalarında döküldü... Milli takımımız iyi ama, neden? Çünkü (Yedekleriyle beraber) kadrosundaki gençlerin neredeyse hepsi senin liginde değil, Avrupa liglerinde oynuyor.

Topluca hatırlayalım: Zeki Çelik (Lille), Enes Ünal (Real Valladolid), Umut Meraş (La Havre), Ozan Kabak (Schalke), Berke Özer (Vesterlo), Recep Gül (Vesterlo), Çağlar Söyüncü (Leicester City), Merih Demiral (Juventus), Cenk Tosun (Everton), Semih Kaya (Sparta Prag), Cengiz Ünder (Roma), Mert Çetin (Roma), Yusuf Yazıcı (Lille)

Bunlardan kurduğun ve çok büyük bir bölümünün kökü gurbetçi olan isimler, milli takımını ayakta tutuyor. Bunlardan yoksun olan Türk kulüpleri de, kupalarda nal topluyor. Mesele bu kadar basit...

***

Enes Ünal, henüz 22 yaşında olmasına rağmen; bugüne kadar Menchester City, Villa Real, Genk, NAC Breda, Twente gibi tam 6 kulüp dolaşırken; bizim kulüplerin aklı neredeydi?

Melih Demiral, F.Bahçe’nin futbolcusuyken “İşe yaramaz” diye gönderildikten, sadece 2 sezon sonra Juventus’a gidiyorsa; bizim bu işlerden ne kadar anladığımızın ipuçları ortaya çıkmıyor mu?

Başkaları bulacak, biz faydalanacağız tamam da; senin elinde yetenek çıkarmak gibi bir becerin yok mu? Onlar buluyor, biz niye farkedemiyoruz.

Üstelik “Hepsi birden” sayılacak çok büyük çoğunluğu; Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika gibi ülkelerin altyapısından... “Armut piş ağzıma düş” türü hazırcılık politikasından vazgeçip; meyvalarımızı artık kendi bahçemizde üretelim. Ayıp oluyor.

Onların yetiştirdiklerinden oluşan milli takımla, UEFA 2020 finallerine gidiyorsun; ama onlarsız oynadığın kulüplerinle, kupalarda rezil oluyorsun. 

Utanmalıyız.

***

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde tek gol attı diye seviniyor. Beşiktaş ilk galibiyetini aldı. Trabzonspor onu bile yapamadı. Medipol Başakşehir utanç sınırından döndü. 70’li yıllar sendromu yine hortladı... Korkuyorum anne!