Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý, Bilim ve Teknoloji Zirvesinin Astana’da baþarý ile gerçekleþmesi, her bakýma ciddi mesajlar içermiþ oldu.
Bu zirve çerçevesinde bir kaç ana baþlýðýn da gündeme alýnmasý, zirveye teþrif eden Müslüman devletler ile ortak dayanýþma içerisinde hareket edilmesi öngörüldüðünü de söylememiz lazým. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn bu çerçevede Kazakistan ziyareti bir kaç bakýmdan çok anlamlý oldu.
Bu zirveden çýkan bildiride Türkiye’nin öngörülerinin yer almasý ve Cumhurbaþkanýnýn sadece zirvede deðil 9 devlet baþkaný ile ikili görüþmeler yaparak, Ýslam dünyasýnýn sorunlarýnýn giderilmesindeki tutumu, zirveye damgasýný vurdu diyebiliriz. Arakan’daki Müslümanlara yönelik bu vahþet durumunun ortadan kalkmasý için ortak çalýþma mekanizmasý, Türkiye’nin giriþimi ile bildiri maddesi oldu. Erdoðan’ýn; Ýran, Pakistan, Bangladeþ Devlet Baþkanlarý ile görüþmelerinde, bu anlamda çok ciddi mutabakat saðlandý diyebiliriz. Bu konuda Kazakistan Devlet Baþkanýnýn samimi gayretini de, bu tespite eklememiz lazým.
Kazakistan, Orta Asya’nýn en önemli ülkelerinden biridir. Ýster coðrafi konumu, isterse siyasi ve ekonomik konumu nedeniyle, Kazakistan coðrafyanýn yýldýzý niteliðindedir. Nazarbayev’in milli konulara bakýþ açýsý, Kazakistan’ýn coðrafyadaki konumunu pekiþtirmektedir. Türk dünyasý coðrafyasýnda, Rusya-Ýran-Çin üçgeninden gelen jeostratejik dayatmalarý milli çýkarlara dönüþtürme gayretini, Kazakistan örneðinde görebiliyoruz. Yukarýdan Çin ve Rusya’nýn, Kazakistan üzerindeki hesaplarýný, aþaðý yukarý tahmin ediyoruz. Nüfusunun azlýðý ve topraklarýn geniþliði nedeniyle Kazakistan’a, Çin gibi demografik yayýlma konusunda bayaðý planlý olan ülkeden gelenlerin sayýsý, ciddi artýrmaktadýr! Nazarbayev bu nedenle nüfusun Kazak etnik grubun sayesinde artmasý için ciddi teþvik programlarý yapmaktadýr. Zaten bu politikalarýn sonucudur ki; þu anda Kazakistan nüfusunun yüzde 70’i Kazaklardan oluþmaktadýr. Kazakistan Devletinin programlarý ile yurtdýþýna eðitime gönderilen gençlere alan açýlmaktadýr. Ülkeden göç yerine, ülkeye göç politikasý, Kazakistan’ýn baþarýlý sayýlacak adýmlarýndandýr. Kazakistan - Türkiye iliþkilerini ve Türk dünyasý ile dayanýþmaya ciddi destek vermektedir. Nazarbayev; Türkiye ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn politikalarýnýn, Kazakistan dâhil Türk dünyasý ülkelerini nasýl güçlü hale getirdiðini ve getireceðinin hesabýný iyi görebilmektedir. O nedenle Kazakistan Baþkaný’nýn pozisyonu kýymetlidir. Rusya, Ýran, Çin’e raðmen bu dengeyi kurabilmek, oradaki þartlar çerçevesinde olaðanüstü deðerlidir.
Kazakistan’da Türk müteahhitlerine Türk iþadamlarýna ciddi alanlar açýlmaktadýr. Nazarbayev, bunu kalýcý stratejik hamle olarak görmekte. Çin, Rusya, Ýran üçgeninde dengeyi korumak için Türkiye’nin fiili varlýðý Kazakistan için hayatidir. Nazarbayev bunun cidden farkýndadýr. Türkiye’ye bakýþ açýsý, Cumhurbaþkaný Erdoðan’a duyulan sevgi ve sempati, Kazakistan toplumunda yalýngözle görülebilmektedir.
Kazakistan’dan yazmýþken; FETÖ ile mücadelenin durumunu eklemeden es geçemeyiz. 15 Temmuz darbe giriþimi sonrasý Türkiye’nin tüm telkinlerini, Kazakistan ciddiye aldý. Nazarbayev Türkiye’den gelen isim tespitlerine ve uyarýlara, hemen kulak verdi. Kazakistan’daki okullarýn, örgütten alýnýp kamulaþtýrýlmasý kararýna, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn katkýsý ile yeniden alt yapý çalýþmasý baþlatýlacaðý da, bu ziyaret sýrasýnda kalýnan mutabakatlar içerisinde yer aldý. Oradaki Türk okullarýnýn Maarif Vakfý’na devredilmesi akýllýca ve hakkaniyetli sonuç olurdu elbet. Kazakistan Devleti de biliyor ki; bu okullar Türkiye’nin katkýsý, parasal desteði ile kuruldu ve FETÖ’nün “Türkiye” kamuflajý ile kurduðu bu okullarýn, Türkiye Devletinin kurduðu vakfa devredilmesi, ahlaki olarak da doðru olur. Bu konuda alt birimlerin çalýþmasýna ve alt yapý hazýrlýðý yapýlmasýna karar verilmesi de, atýlan önemli adýmlardan sayýlabilir. Oradaki FETÖ üyelerinin Kazakistan’dan çýkarýlmasýný ise Kazakistan Devleti, çok akýllýca yapmaktadýr. Yüksek sesle deðil, zamaný dolmuþ çalýþma izinlerine, bir daha izin vermemekle ve zamaný dolmuþ oturma izinlerine yeni izinler çýkarmadan ülkeden çýkmalarýný saðlamaktadýr. Bu bir taraftan Türkiye için önem arz ediyorsa, diðer taraftan Kazakistan için de hayatidir. Kazakistan’ýn FETÖ ile mücadelede Türkiye’ye verdiði desteði, bu anlamda takdirle karþýlamamýz gerekmektedir. Belki tam sonuca varýlamamýþtýr, lakin sonuca doðru hareketin olmasý, baþlý baþýna bir baþarýdýr. Kazakistan’daki; TÝKA, Maarif Vakfý, Yunus Emre Enstitülerinin çalýþmalarý da, bu anlamda ciddi katký saðlamaktadýr.
Kazakistan; Türk dünyasýnýn deðerini bilen, Türkiye’nin varlýðýnýn kýymetini idrak eden, bu anlamda katkýsýný eksik tutmayan devlet aklýnýn da merkezidir.