Bozkurt ve yükselen milliyetçilikler

Bütün dünyada milliyetçilik yükseliyor. Sanki dünya, 19. Yüzyýlý yeniden yaþayacak gibi. Ne liberal ne de Marxist ilerlemeci yaklaþýmýn öngörüleri tuttu. Ünlü milliyetçilik teorisyenlerinden Gellner, Sovyetlerin çöküþü ile beraber bunu itiraf etti. Ön göremediklerini söyledi. Çünkü onlara göre sanayileþme ve modernleþme ile beraber milliyetçilik aþýlacaktý. 1990'larýn baþýnda, Berlin Duvarý yýkýlýp yeniden milliyetçilikler boy verince herkes þaþýrmýþtý. Yeniden milli bayraklar ve milli devletler boy verdi.

Avrupa'da, özellikle Fransa'da ve Almanya'da milliyetçilik yükseliyor. La Pen'in partisi birinci çýkýyor. Aþýrý sað veya aþýrý milliyetçilik canlanýyor. Hindistan'da da Modi'nin partisi de aþýrý milliyetçi. Hindistan Milliyetçi Partisi adýný taþýyor. Ýktidarda ve de canlýlýðýný koruyor. Büyük Hindistan hayalini milliyetçilikle korluyor.

Türkiye'de de milliyetçilik hareketli ve yükseliþte. Viyana'da kazandýðýmýz zaferin aktörü Merih Demiral, bozkurt iþareti yapýnca ortalýk toz duman oldu. Türk, Türklük, bozkurt etrafýnda yeni söylemler yükseliyor artýk. Ana muhalefet partisi CHP baþkanýný ziyaret eden Zafer Partisi Genel Baþkaný, ayný kürsüde bir konuþma yaptý. Bozkurt iþaretini yaparak, bozkurt' un bütün Türkler tarafýndan benimsenen bir sembol olduðunu söyledi.

Ýktidar cenahýnda da bozkurtlu Merih Demiral'ýn fotoðraflarý paylaþýlýyor, selam veriliyor, bozkurt söyleminin yükseliþine bigâne kalýnmýyor. MHP lideri Bahçeli öteden beri bozkurt iþareti yapýyor. Yine yaptý. 1990'larýn baþýnda, Türkiye'de Türkeþ tarafýndan kullanýlmaya baþlandý. Ülkücüler arasýnda yaygýnlaþtý. Sonra, Avrupa'da da bir Fransýz aktristin baþrolünde Türklerin illegal çalýþmalarý Bozkurtlar filmiyle anlatýldý. Avrupa'da doðup büyüyen ve dýþlama yaþadýðýný düþünen gençler arasýnda hýzla kabul gördü bu sembol.

Türkiye'de, artýk birçok milliyetçilik var. Çoðul milliyetçilik yaþýyoruz. Atatürk milliyetçiliði anayasamýzda yer alýyor. Atatürkçülerin de pratikte savunduðu milliyetçiliði görüyoruz. Ulusalcýlar, seküler milliyetçiliði savunuyor. Sol milliyetçiler, öteden beri güçlü bir damar. Sol Kemalist de diyoruz bunlara. Kadro ve YÖN dergileri bunun öncüleri. Ülkücüler ve Türk Ocaklarý milliyetçiliðin ana merkezini oluþturuyorlar. Milliyetçi Hareket Partisi, adýndan da görüldüðü gibi, milliyetçiliði doðrudan bir siyaset olarak savunuyor.

Ýslamlaþma akýmýnda yer alanlar ise "Ýsmet Özel milliyetçiliðine" yöneldiler. Onlar Türk kavramýný din ile özdeþ görüyorlar. Halk ve dini, kavim ve dini bir görüyorlar. Ancak Türk'ün muhtevasýný tamamen Ýslam olarak yorumluyorlar. Buna "Ýslam milliyetçiliði" mi demeliyiz, "Türkçü Ýslamlýk" mý? Sonuçta din temelinde Türklüðü vurgulama ve Türk kavramýný merkeze taþýma tutumu öne çýkmaktadýr.

Bütün bunlar, milliyetçiliðin farklý renkleri ile de olsa her zaman devletin egemen bir ideolojisi olmasýyla yakýndan ilgilidir. Devlet meþruiyetine ihtiyaç duyan, devlet ile çalýþan ve ona rengini vermek isteyen her teþebbüs milliyetçilikten yararlanýyor. Bununla beraber yeniden yükselen milliyetçiliðin de burada büyük bir payý var. Herkes yaygýn olan, trend olan, etkili olan ve yükseliþte olan olguyla etkileþim içinde olmak istiyor. Oy için, gündemde olmak için ve meþru olmak için bu gerekli.

Egemen ve "merkez milliyetçiliðin" yükseliþi etnik veya "kenar milliyetçiliðini" nasýl etkiliyor? Bunun üzerinde de düþünmemiz gerekir. Çünkü Türkiye için bu "kenar milliyetçiliði" hayati önemi olan bir konudur.

Türkiye'de "merkez milliyetçilik" ýrkçý, faþizan, dýþlayýcý ve düzleþtirici tutumlarla mý var olacak, yoksa esnek, kapsayýcý ve sivil rengiyle mi geliþecek? Türkler, yeni yüzyýlda kendilerini ararken nasýl bir siyaset hattýnda yürüyecekler? Yakýn dönemde, Türkiye'nin kaderini belirleyecek en önemli konu budur.