‘Bravo comandante!’ ya da NATO’dan çýkmalý mýyýz?

Fýkra, ordudan baþka her þeye benzeyen Latin Amerika ordularýný hicvetmek için üretilmiþtir ama bir gün, anlý-þanlý NATO’yu o halde göreceðimi hayal bile edemezdim: Latin Amerika ülkelerinden biri. Genç komutan elinde silahý, askerlerine karþýdaki düþmana karþý saldýrý için son emirleri veriyor. “Ben mevziden çýkýp ilerlediðim anda birlikte hareket edecek ve kanýmýzýn son damlasýna kadar savaþarak bunlarý yok edeceðiz, hadi bakalým saldýrýyoruz.” Fýrlýyor, bir süre koþtuktan sonra bakýyor ki, arkasýnda kimse yok, tek baþýna, dönüyor, o sýrada askerlerin tam siper yattýðý mevziden bir ses duyuluyor. “Bravo comandante!”

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, misafiri Gine Cumhurbaþkaný Alpha Condi’nin yanýnda yaptýðý Suriye açýklamasý, NATO’nun, bir Latin Amerika ordusundan farký kalmadýðýný göstermesi açýsýndan önemli: DEAÞ terör örgütünü biz El Bab’da þu anda dört bir taraftan kuþatmýþ vaziyetteyiz. Koalisyon güçleri þu anda verdikleri sözü maalesef tutmuyorlar, verilen söz farklýydý ama þu anda farklý konumdalar. Öyle olsa da olmasa da biz þu anda yolumuza kararlý bir þekilde devam ediyoruz, devam edeceðiz. Çýkýlan bu yoldan geri dönmemiz mümkün deðil.

Erdoðan’ýn açýklamasýnýn devamýnda fýkrayý aþan bir durum var. Fýkradaki comandante (komutan) en azýndan yalnýz kalmýþtý ama bugünün gerçeklerinde o siperden çýkmayan askerlerden bazýlarýnýn düþmanla iþbirliði yaptýðýný da anlýyoruz: Koalisyon güçleri, ne diyorlardý baþýndan, baþýnda söyledikleri þuydu ‘DEAÞ, terör örgütüne karþý bütün mücadelemizi sonuna kadar vereceðiz’ diyorlardý. Hatta bizi de DEAÞ’a destek vermekle suçluyorlardý. Þimdi hepsi ortadan kayboldu, tam aksine terör örgütüne DEAÞ da dahil olmak üzere YPG/PYD bunlara destek veriyorlar, çok açýk net ortada. Hepsinin tescilli olarak bütün resimle, fotoðraflarýyla video kayýtlarýyla elimizde belgeleri var.

Bu açýklama, sözün bittiði yerdir. Türkiye Cumhuriyeti, elindeki belge, görüntü ve bilgilere dayanarak, NATO müttefiklerini, kendisine karþý savaþan tüm terör gruplarýna askeri destek vermekle suçlamýþtýr, bu, yakýn gelecekte tarihin yeniden yazýlacaðýnýn açýk iþaretidir.

Askeri tablo vahimdir

Türkiye’ye DEAÞ’a karþý yürüttüðü savaþta hiçbir destek saðlamayan NATO müttefikleri, Suriye’de PKK-YPG, Irak’ta ise Ýran yanlýsý Þii milislerle ittifak yürütüyor!.. Tablo açýktýr ve vahimdir. ABD’nin 2017 savunma bütçesine, PKK’ya DEAÞ’la savaþýnda (!) uçaksavar füze sistemleri verme kararý önemli,  zaten bu örgüte Suriye’de verilen silahlarý biz, Anadolu’da topluyoruz. Bitmedi. Örgütten yapýlan açýklamalarda, Suriye ve Irak’ta Amerikan, Ýngiliz, Fransýz baþta tüm “müttefiklerin (!)” askerleriyle omuz omuza savaþtýklarý da vurgulanmaktadýr.

“Sevr koþullarý geri dönüyor”derken haksýz mýyýz?

Bu, iþin askeri yönü. Ýþin siyasi yönünde, ABD, kanlý bir darbe giriþimini yapmýþ bir kadroyu elebaþlarý baþta, koruyup kollamakta, PKK-FETÖ Avrupa’dan resmen destek görmektedir.

Karlov’a sýkýlan kurþun Ortadoðu’yu hedefliyor

Bir baþka vahim olan nokta, ABD-AB çizgisinin Suriye-Irak coðrafyasýndaki savaþý uzatma derdinde olduðudur, demek, savaþ baþlarken kendileri için koyduklarý hedeflere ulaþamadýklarýný görüyorlar: 1- Türkiye’nin basiretli tutumu sayesinde mezhep zeminli bir hesaplaþmanýn yolunu tam olarak açamadýlar, 2- Türkiye’yi bölme/parçalama operasyonunda hüsrana uðradýlar. Zorlamalarý ve sinirleri bundandýr.

Görünen, bu savaþý sonlandýrmakta kararlýlýk gösteren iki ülke olduðudur: Rusya ve Türkiye. Rusya her ne kadar barýþ sürecine Ýran’ý katmaya çalýþsa da Tahran’dakilerin ABD-AB ittifakýna yanaþmayacaklarýnýn hiçbir garantisi yoktur, önce de yaptýlar, bugün de yaparlar.

Bir suikaste kurban giden Rusya’nýn Ankara Büyükelçisi Andrei Karlov’un, Ankara’da sürdürülen Baas-Suriye muhalefeti görüþmelerinin kilit isimlerinden biri olmasý size bir þey ifade etmiyor mu? Karlov’a FETÖ baðlantýsý belirlenen bir terörist tarafýndan sýkýlan kurþunlar, doðrudan Ortadoðu’da oluþturulmaya çalýþýlan “barýþ sürecine” sýkýlmýþtýr.

Yapaný belli, yaptýraný belli...

Bütün bu geliþmeler sonucunda...

Ya, NATO’yu olaðanüstü toplantýya çaðýrýp, elimizdeki tüm belge-bilgileri yüzlerine çarparak, “Bakýn bu yolda ýsrar etmeyin, sonra dünya yýkýlýr, yeniden kurulur ve Türkiye o dünyadaki yeni yerini alýr” diyeceðiz ya da iþi hiç uzatmadan Türkiye’nin NATO üyeliðini kamuoyunda tartýþmaya açacaðýz...

Önümüzde belli ki bir “anayasa referandumu” var, o sandýðýn yanýna bir sandýk daha koyar, iþi, milletin kararýna býrakýrýz, olur-biter...