Efsane çöktü!’, ‘Brokoli benzeri antioksidanlar kanser yapýyor’ þeklindeki manþetler yine kafa karýþýklýðýna neden oldu. Ýnsanlarýn kanserlerden korunmak, kalp ve damar hastalýklarý baþta olmak üzere geniþ yelpazede yer alan saðlýk sorunlarýnýn önlenmesi ve tedavisine yardýmcý olacaðý inancý ile büyük ümitlerle kullandýðý antioksidanlar gerçekten zararlý mý? DNA sarmalýný keþfeden Nobelli ünlü bilim adamý James Watson’ýn yayýmlanan bir yazýsýnda ifade ettiði görüþlerine dayanarak yapýlan bu yorumlar ne derece gerçekçi? Bu kadar saygýn bir bilim adamýnýn görüþlerini tartýþmak elbette haddim deðil ama burada tartýþýlmasý gereken husus, Prof. Watson’ýn görüþleri deðil, buna baðlý olarak yapýlan yorumlar...
Ýnsanoðlu hala doðanýn ve insan vücudunun gizemi karþýsýnda çaresiz. Yazýlarýmý takip edenler bu köþede yaptýðým yorumlarý bilir. Bizler içinde bulunduðumuz 21’inci yüzyýlda, insanoðlunun Mars’a üs kurmaya hazýrlandýðý bir çaðda, hala ‘Vitaminler etkisiz mi?’, ‘Yüksek kolesterol yararlý mý, zararlý mý?’ konularýný tartýþýyoruz. Komik deðil mi? Kanýmca burada önemli husus herkesin konuya dar bir açýdan bakmasý çünkü herkesin yarar ve zarar tanýmý farklý. Pek çok kiþi ‘etki’yi ya da ‘yarar’ý, Temel Reis’in ýspanak konservesi gibi görmek istiyor! Yani ýspanak konservesini yiyen hemen müthiþ bir güce eriþecek! Esasýnda gazetelerde yer alan haberde, haberi hazýrlayanlar yaratýcýlýklarýný kullanarak manþete Watson’ýn yorumunu deðil de herkesin gözdesi antioksidan ürünleri taþýmýþlar. Brokoli, yaban mersini, nar, sarýmsak, portakal, böðürtlen, zeytinyaðý, zencefil; ne kadar antioksidan varsa ..... Kanserlerden koruduðu bildirilen ne kadar antioksidan varsa hepsi.
GELÝN ÝÞÝN ASLINA BAKALIM
Prof. Watson’ýn aktarmak istedikleri þöyle: Kanserli hastalarda kanser hücrelerini öldürmek için uygulanan kemoterapi ilaçlarý vücutta oksijen radikalleri oluþturuyor ve böylece bu hücreler ölüyor. Ancak kanser hastalarý kansere karþý mücadeleye yardýmcý olur diye antioksidan kullandýðýnda, kanserli hücreyi öldürmek için vücutta oluþturulan hücreye zararlý olan bu radikaller de ölüyor. Dolayýsýyla da kanser hücresi serbestçe çoðalmaya devam ediyor. Bu görüþ tamamen bir hipotez ve Dr. Watson kesin ifadeler kullanmýyor; olasýlýk olarak veriyor. Dr. Watson, saðlýklý insanlarýn antioksidan kullanmalarý konusunda olumsuz bir görüþ belirtmiyor. Bu hipotezinin ne derecede doðru olabileceðini elbette zaman gösterecek. Þu an için kýsmen doðru olabileceðini kabul edersek, sadece kemoterapi ve radyoterapi gören hastalar için bir risk söz konusu olabilir. Ancak bazý deneysel bulgular beni bu konuda farklý düþünmeye itiyor. Mesela, yapýlan bir deneysel çalýþmada mor-kýrmýzý meyvelerin içerisindeki antosiyaninlerin kalýn baðýrsak kanseri hastalarýnda doðrudan kanserli bölgede biriktiði gözlemlenmiþ. Bu bulgu Dr. Watson’ýn görüþlerinin tamamen tersi. Çünkü antioksidan etkili bu moleküller kanser hücresine kilitlenerek onlarý yok edebilir. Dediðim gibi hangi görüþün doðru olduðunu zaman gösterecek. Aslýnda ben uzun vadede kesin bir sonuç alýnabileceðini de sanmýyorum. Çünkü her insan farklý bir kalýtsal yapýya sahip, belirli kalýplara sokabilmek mümkün deðil.
SUYUN FAZLASI BÝLE ZARAR
Diðer taraftan, antioksidanlar fazla miktarda kullanýlýrsa “prooksidan” da olabilir. Yani hücreye, amaçlananýn aksine, oksidatif hasar vermeye baþlayabilirler. Ben bu konuyu yazýlarýmda sýklýkla gündeme getiririm. Fazla kullanýldýðýnda ‘su bile öldürebilir’. Önemli olan dengeli, ölçülü, uygun kullaným. Bazý okuyucularýmdan gelen mesajlarda farklý önerilerden etkilenerek sekiz-on kadar antioksidaný ayný anda kullandýklarýný görüyorum. Bu tip uygulamalar yarardan ziyade zarar getirebilir.
Gelelim brokoliye... Brokoli haberde söylendiði üzere bir antioksidan deðil! Brokoli etkisini vücutta faz II detoksifikasyon enzimlerini (glutatyon-S-transferaz) uyararak gösterir. Yani vücutta meydana gelen zararlý maddelerin (metabolitler) etkisiz hale dönüþtürülerek böbreklerden atýlmasýný saðlayan vücudun savunmacý, temizlikçi elemanlarýný destekler. Tamamen bir destek kuvveti! Bu etkileri bilimsel olarak ortaya konulmuþtur. Sadece deneysel çalýþmalar deðil, klinikte brokoli özütü verilerek kanser deðerlerinde düzelme saðlanan kiþilere ait bulgularýn yayýmlandýðý bilimsel çalýþmalar bulunuyor.
Aklýma gelen benzeri baþka bir konuyu hatýrladým. Bundan otuz yýl kadar önce bazý deneysel bulgularý yorumlayarak “elmanýn kansere yol açtýðý” bilgisi gündeme bomba gibi düþmüþtü. Tabii o zamanlar internet olmadýðýndan çok fazla kiþinin haberi olduðunu sanmýyorum. Ancak bugün gelinen noktada Amerikan Kanser Enstitüsü ‘NCI’ web sitesinde ‘Günde bir elma kanseri önler’ diye yazýyor.
Sonuç olarak, meyve ve sebzelerden aldýðýmýz antioksidanlarýn yaný sýra sürekli olmamak kaydý ile belirli dönemlerde yapýlacak antioksidan ilaç kürleri, saðlýðýmýzýn korunmasýnda önemli silahlardýr.