Brüksel’den Soma’ya dua çaðrýsý


Soma faciasý haberini akþam saatlerinde Brüksel’de aldým. “Avrupa Müslümanlarý Buluþmasý”nýn akþamýnda TRT Haber’de Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Görmez’le bir program yapacaktýk. O sýrada ulaþtý haber. Madende 300 civarýnda iþçi olduðu bilgileri vardý, herkes çok sarsýldý. 


Programa baþladýk, Baþkan’ýn geçmiþ olsun dileðinden, taziyeden ve sabrý cemil niyazýndan sonra ilk sözleri “Dua daveti” oldu. “Milletimizden istirham ediyorum, dedi, balýðýn karnýna düþen Yunus aleyhisselamýn duasý gibi dua edelim” dedi. Programý bitirirken ayný dileði tekrarladý. 


Acý dayanýlýr gibi deðil. Türkiye’nin yüreði yandý. Brüksel’de toplananlarýn da. Tesellisi onlarý rahmet-i Rahman’a tevdi edecek oluþumuz. Hükmen þehid olduklarýný bildirir inancýmýz. Ýnþallah þehiddirler.


Ve dileriz, ümidin son kýrýntýsýnda olsa bile, canlýlara ulaþýlsýn.


.....


Bugün yine kýsa notlar sunmak istiyorum Brüksel’deki toplantýdan.


- Avrupa’da Ýslam’ý resmen tanýyan ülke sayýsýnýn sadece dört olduðunu biliyor muydunuz. Mesela Almanya’da Ýslam’ýn hala tanýnmadýðýný, “göçmen iþçilerin dini” gibi muamele gördüðünü ve eski Cumhurbaþkaný Wulf’un,“Ýslam Almanya’ya aittir” dediði için topa tutulduðunu ... 


Hýrvatistan Ýslam Birliði Baþkaný Prof. Dr. Aziz Hasanoviç, “Önümüzde dört ihtimal var, dedi, gettolaþmak, asimilasyon, izolasyon ve entegrasyon, biz dördüncüsünü seçtik, devletle bir anlaþma imzaladýk.” 


ATÝB Baþkaný Ýhsan Öner: “Avrupa Müslümanlarýnýn hakký savunulmazsa Avrupa Ýslam’ý ile karþý karþýya kalabiliriz.” 


Faslý Müslümanlarýn temsilcisi Hammad el Bakali: “Müslümanlar Avrupa’da kanunlarý araþtýrmýyor, kanun yapýmýna müdahil olmuyorlar.”


Bekir Elboða: Avrupa’da herkes Ýslam’ý kafasýna göre tanýmlýyor. Ýslam’ý anlatan müþterek bir kitap yayýnlanmalý.”


Ali Dere: “Ýslam ülkelerindeki AB büyükelçileri zaman zaman oturup müzakere ediyorlar. Bizler de müþterek müzakere ortamý ve çözüm yollarý aramalýyýz.”


Ýtalya Roma Camii Meclis üyesi Prof. Dr. Ahmed Vincenzo: “Korkuyu konuþmalýyýz. Korkuya karþý ne yapabiliriz? Ümmet konsepti ile, yani geniþ bir milletler topluluðu oluþturma yaklaþýmý ile Avrupa’daki korkuyu aþmak mümkün.”


Ravil Gaynetdinov. (Rusya Federasyonu Müftüler Konseyi Baþkaný):152 milyonluk Rusya’nýn 23 milyonu Müslüman. Avrupa’daki Ýslam göç edenlerin kültürü olarak görülüyor. Rusya’da ise Ýslam yerli halkýn dinidir. Farklýlýklara karþý daha etik davranmak lazým. Bunun için de farklýlýklarý bilmek lazým.


Naim Terneva (Kosova Ýslam Birliði Baþkaný): Ümmetimiz en zor günlerini yaþýyor. Evimizi düzenlemeliyiz. Ýslam’ý yanlýþ anlayanlarýn karþýsýnda durmalýyýz.”


Thomas Miskieviç (Polonya Müslümanlarý Müdürü):  38 milyonluk Polonya’da 40 bin Müslüman var. Polonya Cumhurbaþkaný “Müslümanlar vatandaþlýðý önemsemeli, vatandaþ olduklarýný hissetmeli” dedi. Müslümanlar arasýndaki iliþkiler problemli. Herkes müdür olmak istiyor. Avrupa insana saygýyý önemsiyorsa bunu Ýslam üzerinden yapabilir.”


Ahmed Vincenzo: Ben Müslüman olunca birçok Ýtalyan benim Ýtalyan olduðuma inanmamaya baþladý. Çünkü dini kimlikle milli kimliði ayrýþtýrýyor.


Faruk Murad (Britanya Müslümünlarý Birliði gen. Sek.): 11 Eylül’den sonra öcüleþtirme devreye girdi. Medya her gün Müslümanlarý karalýyor. Bu durumda kendinizi yabancý hissediyorsunuz. Aþýrýcýlýðý dýþlama için araç olarak kullanýyorlar. Bütün Müslümanlarýn hedef haline geldiðini görüyoruz. “Aslýnda sorun Ýslam’ýn kendisinde” deniyor. “Ýngiliz olmak, öncelikle Hristiyan olmak, beyaz olmak ve Ýngiliz olmaktýr” deniyor. Bu durumda Ýskoçyalýlýk bile dýþlanýyor. Þu an Britanya’da 1500 tane minare var. Bizim kendi dini anlatýmýmýzý üretmemiz gerekiyor. “Ýslam ülkemiz için faydalýdýr” kanaati oluþturmamýz lazým. Camilerimiz gettolarýmýz olmamalý, onlarý herkese açmalýyýz. Liberal, seküler demokrasilerde dini nasýl yaþayacaðýmýzý ortaya koymalý, bu zor bir mesele, onun için fýkhý geliþtirmemiz lazým. Mesela “Kolaylaþtýrmalý, zorlaþtýrmamalý” hadisini nasýl hayata geçireceðiz? Maðduriyet rolü doðru deðil.


Ulrih Paffrath (DÝTÝB): Ýslamofobiyi duygu ve strateji olarak ele almak lazým.


Ben gün boyu süren toplantýlardan kýsa notlar sundum. Aslýnda buraya aldýðým notlar da, nakledemediklerim de, cümle cümle, çok geniþ gerçekleri arkasýnda saklýyor. Þunu düþündüm: Diyanet belki de bir“Enstitü” oluþturarak Avrupa’yý, Ýslam’ý, Hristiyanlýðý, toplumlararasý iliþkileri takip edip, yayýnlar halinde ortak iletiþim alanýna sürebilir.