Bir “rahip” neden FETÖ ve PKK ile derin iliþkiye girer, Güneydoðu yollarýný toz eder?
Neresinden bakarsanýz bakýn, Brunson’ýn, Türkiye’nin birlik ve bütünlüðünü bozmak için çalýþan bir ajan olduðu ortada.
Zaten ABD de Brunson bir “rahip” olmadýðý için böyle zýpladý.
Kirli çamaþýrlarý ortaya dökülmeden kapatmak istediler.
ABD’den gelen yoðun tehditler, mahkemenin vereceði kararýn objektif deðerlendirilme imkanýný ortadan kaldýrdý.
27 Temmuz tarihli yazýmda bu noktaya dikkat çekmiþtim ki, üç gündür buna þahit oluyoruz.
Daha dün, “Bir papaz yüzünden deðer mi; verin gitsin” diyenlerin þimdi “Niye verdiniz” diye yaygara yapmasýnýn bir deðeri yok ama yine de bu tahliye 6 Kasým’dan sonra gerçekleþseydi, Trump’ýn “iç siyaset” istismarlarýna prim vermemiþ olurduk.
Zira Trump, ABD’ye ayak bastýðý andan itibaren, Brunson’ý Evanjelistlerin oylarý için tepe tepe kullanarak, “meselenin papaz meselesi olmadýðýný” net olarak ortaya koymuþtur.
Ajan Brunson hakkýndaki kararýn izahýný yapacak olanlar bu kararý verenlerdir.
Umarým gerekçeli karar açýklandýðýnda herkes kafasýndaki sorularýn cevabýný bulur.
Her þeye raðmen, bir CIA ajanýnýn cesurca deþifre edilerek, yýkýcý faaliyetlerine son verilmesi bile Türkiye için kazançtýr.
Özellikle çýkarýlan gürültünün, Türkiye’nin bu dava ile elde ettiði çok önemli kazanýmlarý “gürültüye getirme” amaçlý olduðu kanaatindeyim.
Bir kere hem Trump, hem de akýl hocasý Mike Pence “Hemen þimdi, derhal serbest býrakacaksýnýz” gibi üst perdeden talimat ve tehditlerin Türkiye’de iþe yaramadýðýný anladý, susmasýný öðrendiler. 12 Ekim duruþmasýnda, öncekiler gibi okyanus ötesinden gelen tehdit vs. pek duymadýk.
Daha önemlisi Brunson netice itibariyle yargýlanmýþ ve bize göre az da olsa “ceza”ya çarptýrýlmýþ ve 2 yýlý aþkýn süre gözaltýnda kalmýþtýr.
Onlar da Hakan Atilla’ya 95 yýl istemiþti ama 32 ay ceza verildi ve muhtemelen çok daha kýsa sürede tahliye edilecek.
Bunlar Türkiye’nin yeni geliþtirmekte olduðu “emperyalizme karþý ulusal baðýmsýzlýk duruþu” çerçevesinde, “küresel kabadayý”nýn karizmasýný çizen; çok önemli geliþmelerdir.
Bu davayý eleþtirenler, Türkiye-ABD iliþkilerinin bugüne kadarki iþleyiþ biçimi hakkýnda hiçbir þey bilmiyor sanýrým!
Hatta geçmiþ yýllarda ABD vatandaþlarýnýn Türkiye’de nasýl yargýlandýðý (!) hakkýnda da...
Ýsterseniz bir-iki örnek verelim.
- Adana’da sarhoþ halde kullandýðý araçla kaldýrýma dalarak, bir vatandaþýmýzýn ölümüne 11 kiþinin de yaralanmasýna sebep olan Yarbay Morrison’ý Türk mahkemeleri yargýlayamadý.
- Bir yiðit savcýmýz (Adana Cumhuriyet Savcýsý Sacit Kayasu), 12 Eylül darbesini gerçekleþtiren Evren ve arkadaþlarýna ABD’nin neden “Bizim çocuklar” dediðini araþtýrmak istedi.
Býrakýn ABD vatandaþýný yargýlamayý; “çocuklarý”ný bile yargýlamaya kalkmanýn cezasýný görevinden kovulmakla ödedi, hatta avukatlýk bile yapamadý.
- 1977’de MÝT içindeki “yerli” bir CIA ajanýný yargýlamaya kalkanlar, “Biz her þeyi onlara sorarýz, hatta maaþlarýmýzý bile CIA’dan alýrýz” ifadesi üzerine apar topar mahkemeyi bitirmek zorunda kaldý.
***
Bütün bu “gerçek”leri görmezden gelip Brunson’ýn yargýlanmasýný, sýradan bir dava gibi “operasyon” malzemesi yapmak samimiyetsizliktir.
Bu fitnenin “körükçüleri” bilsin ki, arkasýna gizlendikleri kalpak ve ay-yýldýz motifleri, bu ucuz eleþtirileri Amerika’nýn kucaðýnda otururken yaptýklarý gerçeðini gizleyemiyor.