Ahmet Þýk, Alman WDR kanalýna verdiði röportajda,"UEFA tarafýndan düzenlenecek olan Euro 2024 organizasyonunun Türkiye’ye verilmesinin, dikta rejiminin uluslararasý onaylanmasý anlamýna gelecek" dedi.. Türkiye’yi bu þekilde itham eden bu kiþi, yakasýnda Gazi Meclis’in rozetini taþýyan bir milletvekili.. Hangi partiye mensup olursa olsun. Bir milletvekilinin, bu parlamentonun bir üyesinin, her hâl ve þartta milli menfaatleri dýþarýya karþý savunmasý beklenmez mi?.. Ya hu içeride ver kavganý. “..Benim ülkemi bir diktatör yönetiyor, siz de bu diktatöre raðmen bir uluslararasý organizasyonu Türkiye’ye verirseniz, o yönetimi meþru kabul etmiþ olursunuz..” diyor.. Bu alçakça ithamýn, Mit týrlarý ihanetiyle Türkiye’yi terör örgütlerine silah taþýyan ülke gibi göstermekten, “Türkiye El Kaide’ye sarin gazý temin ediyor” palavrasýndan ve daha pek çok, NATO’yu müdahaleye davet eden tezvirattan ne farký var? Misal yarýn öbür gün, Milli Meclis, Euro 2024’ün Türkiye’ye verilmesi için lobi faaliyeti yürütmek üzere bir heyet kursa ve bu meclisin þerefli bir üyesidir diye Ahmet Þýk’a görev verse, güvenip sýrtýmýzý dönemeyeceðiz yani.. Muhteþem..
ABD, yine Maskeli PKK olarak bildiðimiz SDG güçlerine silah göndermiþ.. 250 týr.. Sözde bu güçler, DEAÞ’a karþý mücadele ediyormuþ.. Þimdi biraz odaklanýn istiyorum.. DEAÞ denilen örgütün ilk Musul yürüyüþünün üzerinden bunca sene geçti.. ABD, DEAÞ karþýtý koalisyonun lokomotif ülkesi olarak bölgeye girdi.. Allah rýzasý için biri bana söylesin.. DEAÞ’a bugüne kadar tek bir mermi atmýþ mý ABD?.. Týpký PKK ile olduðu gibi, DEAÞ’la da tek mücadele eden ülke biziz.. Net.. Ve bu PKK’nýn ABD tarafýndan silahlandýrýlmasýna iliþkin, gerek Cumhurbaþkaný gerek dýþiþleri bakaný düzeyinde muhataplarýna gerekenler söylenmiþ olmasýna raðmen sevkiyat durmuyorsa, biz de açýk açýk dökülen her kanýn sorumlusu olarak ABD’yi görürüz.. Bundan böyle þehit verdiðimiz her vatan evlâdýnýn kaný, ABD’nin ellerindedir.. Madem onlar PKK’yý beslerken hiç çekinmiyorlar, biz de bu tespiti yaparken çekinmemeliyiz..
ABD’nin terörizm raporunda FETÖ elebaþý Fethullah Gülen, ‘din adamý’ olarak yer almýþ.. Elbette öyle yazacak.. Ya ne diyecekti?.. Terörist mi?.. Terör örgütü ele baþý mý? ..Eðer öyle yazsaydý bunu nasýl izah edecekti..“Evet bu adam bir terörist ve fakat biz, ‘özel yetenekli din adamý’ statüsüyle bu kiþiye kol kanat germiþ durumdayýz…” Böyle mi diyecekti?..
AK Parti Genel Baþkan vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ, Ankara gazetecileriyle bir araya geldiði toplantýda,“…Bizim için ittifak meselesi stratejik bir mesele deðil, þartlar oluþtuðunda deðerlendirilir..” demiþ. Elbette önümüzdeki 45 günlük süreç içerisinde MHP’nin de AK Parti’nin de kamplarý var.. Bu kamplar kuþkusuz yerel seçim stratejilerini netleþtirmek bakýmýndan önemli. Ancak Sayýn Kurtulmuþ’un, net bir ifadeyle, “Cumhur Ýttifaký devam edecek” demek yerine, ‘þartlara göre’ diye açýk kapý býrakmasý, acaba her iki parti için de belli noktalarda sýnýrlý bir iþ birliði mi geliyor diye düþündürttü bana.. Anlaþýlan topyekün bir ‘Cumhur ittifaký’ gibi deðil de daha hassas bir çalýþma görebiliriz..