Bu adamlar hakikaten delirmiş

Liberallerin yeni saldırı aracı sigara... Evet, “sigara...” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapalı mekânda sigara içen birini (o biri de CHP üyesi çıkmış, iyi mi?) uyarması ve uyarıda bulunurken Cumhurbaşkanlığını hatırlatması (saygı beklediğini belirtmesi), evet, köpürtülebilir ve espri malzemesi yapılabilir bir konudur. 

Nitekim internette epey bir muhabbet döndü...

Muhtemeldir ki, mizah dergilerine de taşınacaktır...

Olabilir.

Belki buradan kişilik analizleri de yapılır; “Bir insan niçin Cumhurbaşkanlığını hatırlatma gereği duyar ki? Durum ayan beyan ortada değil mi?” denilir ve ekstra bir geyik malzemesi üretilir.

Bunlar da olabilir...

Fakat kimse Hasan Cemal’in yaptığını yapmaz...

Herhalde yapmaz...

Normal, sağlıklı ve akli melekeleri yerinde bir insan böyle yapmamalı.

Ne yapmış? Önce ona bakalım:

Hasan Cemal’imiz, Esenler ilçesinde vuku bulan “müessif” (!) sigara hadisesini kalemine dolamış ve müthiş bir “Recep Tayyip Erdoğan eleştirisi” patlatmış... Yazısının başlığını hatırlatalım: “Sigara da içerim, içki de, sana ne!”

Devamını okumasanız da olur... Başlık yeterince fikir veriyor.

Hasan Cemal, bu başlıkla şunu söylemiş oluyor, “Birazdan okuyacaklarınız, ancak patolojik halle izah edilebilir. Bu bir eleştiri yazısı değildir. Psikozlarımı ve rahatsızlıklarımı yazdım.”

Nitekim öyle...

Psikozlarını yazmış ve bu yazı “fikir yazısı” diye bir internet sitesinde yer bulmuş.

Psikozlar halinde de gelişse, işbu “fikir yazısını” Hasan Cemal adına bir iyileşme işareti sayabiliriz.

Eskiden daha derin fikirleri vardı; yazıya “Paşa beni aradı, dedi ki...” cümlesiyle başlar, asker müdahalesinin niçin gerekli olduğuna kamuoyunu inandırmaya çalışırdı.

Bir de, nefret ettiklerini “Menderes’in akıbetiyle korkutmak” gibi tuhaf bir alışkanlık edinmişti. İkide bir, “Bak, Menderes gibi darağacını boylarsın ha...” diyerek aba altından asker sopası gösterirdi... Hâlâ yapıyor... Erdoğan hakkında yazdığı yazıların neredeyse tamamında Menderes anıştırması vardır.

Şimdi daha naif itirazlar geliştiriyor: “Sigara da içerim, içki de, sana ne!”

Bunu bir iyileşme işareti de sayabilirsiniz, yazarın delirdiğine de hükmedebilirsiniz.

Ben “delirdiğine” hükmediyorum...

Erdoğan nefreti Hasan Cemal’i bambaşka bir halete sokmuş... Hiç iyi bir halet değil bu.

İçki de içermiş, sigara da içermiş...

Hayır efendim, içemezsin...

Kamunun bulunduğu kapalı mekânlarda sigara içemezsin...

Kanunen yasaklanmıştır...

Bir “Recep Tayyip Erdoğan yasağı” değildir bu.

Bir din ya da şeriat yasağı da değildir...

Bir “görgü dayatması”dır.

Medeni insanlar buna itiraz etmezler... Terbiyeli ve görgülü insanlar bu dayatmanın (!) altında “bit yeniği” aramazlar. Ayıptır, çirkindir, günahtır, terbiyesizliktir...

Belirlenmiş mekânların dışında içki de içemezsin...

Elinde içki şişesi, şallak mallak ortalıkta dolaşamazsın. “Benim adım Murat Belge. Karşılaştırmalı edebiyat uzmanıyım. Çok acayip Faulkner ve Joyce çevirileri yaparım. Müthiş ironik yazılar yazarım... Dolayısıyla, üniversite kampusunda öğlen rakıları içmeliyim, Erdoğan bana karışmamalı” diyemezsin... Bir esnaf lokantasına dalıp, “İçki istiyorum... Burası laik Türkiye Cumhuriyeti, bana derhal içki temin edin, krizim depreşti” diye rezalet çıkaramazsın...

Bunu medeni ülkelerde yaparsan, “Psikolojik desteğe ihtiyacın var mı?” diye sorarlar.

Hekim tavsiye ederler...

Erdoğan nefreti aklınızı başınızdan almış olabilir ama Amerika’da, İngiltere’de, Kanada’da, Fransa’da, Almanya’da, Danimarka’da yapamadığınız şeyi, burada da yapamazsınız.

İdrak sahibi insanlarsanız, yapmamalısınız!

HAMİŞ:

Doğan Akın’ın “t24” sitesi “Erdoğan’dan Ölesiye Nefret Edenler Kulübü”ne dönüştü. Doğan’ın iş bilir editörleri de “fotoşoplu” çirkin Erdoğan görüntüsü yayınlama konusunda yarış halindeler.

Psikolojik destek şart...