Sabah gazetesinden refikimiz Dilek Güngör’ün sorduðu hayati FETÖ sorularýnýn hiçbirine cevap vermediniz.
Eskiden adamlarýnýz, “deðmeyecek” konularda bile aslan kesilirlerdi, patronlarýný korumak için olaðanüstü bir gayret sergilerlerdi.
Hatta mikrofon uzatýrlardý size...
Þöyle derlerdi: “Aydýn Bey’i Bodrum’da teknesinde buldum, ona bazý sorular yönelttim... Ýþte cevaplarý...”
Sanki ortada bir “gazetecilik baþarýsý” varmýþ gibi, köþelerinde bu cevaplarý yayýnlarlardý... Yaz tatillerinde “garsonluðunuzla” taltif ettiðiniz yazarlarýnýzdan söz ediyorum.
Bu kez suskun görüyorum onlarý...
Hamile kadýný tekmeleyen sapýk saldýrgan için bile neredeyse destansý yazýlar yazýyorlar, konuyla ilgisi bulunmayan insanlarý iþin içine katarak (mesele Tuðrul Ýnançer beyefendiyi) belli bir inanç grubunu töhmet altýnda býrakýyorlar ama sizi savunamýyorlar.
Dilek Güngör’ün yazdýklarýna bakmýyorlar bile...
Refikimiz hanýmefendi birçok soru yöneltti size...
Grubunuzun FETÖ’yle baðlantýsýný kurcalayan son derece hayati sorular içinde benim dikkatimi en çok þu iki soru çekti:
BÝR- 1 milyar liralýk vergi cezasýna iliþkin yürütmeyi durduran, bu kararý alýrken savcýyý dinlemeyen, Maliye’nin savunmasýný beklemeyen Danýþtay’ýn Tetkik Hâkimi Mehmet Sönmez ile (17 Temmuz’da gözaltýna alýndý) tanýþýyor muydunuz, iliþkiniz var mýydý?
ÝKÝ- Vergi cezasý davanýzý düþüren 6. Vergi Mahkemesi’nin üye hâkimi Fatih Alphan’ýn “akrabalarý” gazetelerinizde çalýþýyor muydu?
Bunlar, FETÖ dýþý irtibatlarýnýza iliþkin sorular.
Benim sorum da þu:
FETÖ’yle (FETÖ’cü hâkim, savcý ve HSYK üyeleriyle) baðlantýnýzý (irtibatýnýzý), þu an tutuklu bulunan Doðan Holding temsilcisi Barbaros Muratoðlu mu saðlýyordu?
Baþka sorularým da var:
Mesela, tesbih nedir?
Pensilvanya’da mukim þarlatanýn tarafýnýza gönderdiðini söylediði “hediyeler” arasýnda “tesbih” vardý... Bu hediyeyi nasýl tasarruf ettiðinizi bilmek istiyoruz. Çünkü kodlarla, imalarla, metaforlarla, “rüyalý” göndermelerle konuþmayý tercih eden þarlatanýn “tesbih”le baþka bir durumu (iliþkiyi) imlemediðinden emin olmak istiyoruz...
Kýymetliniz bir yazar (Milliyet gazetesini sattýnýz ama onu orada býrakmayý düþünmediniz), bugün neredeyse tümü “itirafçý” olmuþ FETÖ’cü HSYK üyelerine kefil olan yazýlar yazýyordu. Bugün grubunuz tarafýndan da “darbe” olarak kabul edilen 17/25 Aralýk giriþiminin failleri, yine kýymetliniz yazar tarafýndan sadece hukuka göre karar veren ve “hukukun üstünlüðüne inanmýþ yargý adamlarý” olarak taltif görüyordu.
Kýymetlinizin iliþkilerine (baðlantýlarýna), iþ takibi sýrasýndaki uðrak yerlerine, temas kurduðu “baðýmsýz yargý elemanlarýna” iliþkin bir merak geliþtirmeyi düþünüyor musunuz?
Dilek Güngör hemþiremiz gündeme getirdiði için girmeyi düþünmüyordum ama hadi ben de sormuþ olayým:
Paralel Devlet Yapýlanmasý’nýn kara kutusu olarak bilinen Ali Fuat Yýlmazer’le tanýþýyor musunuz?
Ki, davalarýnýza bakan bir hâkimi ve eþini dinletmiþti.
Ben bir adým daha ileri gideyim:
Konumunu ve etkisini bildiðiniz Ali Fuat Yýlmazer’le, “mutemet aracýlar” vasýtasýyla görüþmek istediniz mi?
Maksadým, zaten büyük çoðunluðuna muttali olduðunuz sorularý tekrarlamak deðil.
Bazý adamlarý niçin hala taþýmaya devam ediyorsunuz?
Bunun cevabýný bulmaya çalýþýyorum.
Baþta “kýymetliniz” yazar olmak üzere, yapýp ettikleriyle grubunuza“aðýr faturalar” çýkaran, siyasi iktidarla iliþkilerinizi bozan “adamlarýnýzý” daha ne kadar muhafaza edeceksiniz?
Size tavsiyemdir:
Safralarýnýzdan kurtulun...
Hem“samimiyetinize” inandýrmýþ olacaksýnýz, hem de rahatlayacaksýnýz!