Bu “Amerikalýlar” iþinin içinde bir iþ var!

Aralarýndaki dalaþmayý bitiremedikleri için, tek tek karþýmýza alýp soramýyoruz. 

Biri, “Siz bu dolarý hafife almayýn” demiþti. 

Diðeri, döviz kuru üzerinden yapýlan saldýrýyý “danýþýklý dövüþ” olarak yorumlamýþtý. Daha doðrusu, bu anlama gelebilecek laflar etmiþti. 

Ama ikisi de, Amerika’ya ve kur spekülatörlerine verilen cevaptan rahatsýz. 

Birbirleriyle kavga ediyorlar. 

Kim daha çok servis yapacak, kim daha çok Batý’nýn hoþlanacaðý bir siyaset izleyecek? “Þimdilik” bunun dalaþýndalar... 

Kendilerini, Türk seçmenine deðil, Batýlý paydaþlarýna beðendirmek zorundalar. 

Biri, “kaset”ten çýkmýþtý. 

Hiç emek saf etmeden, hiç ter dökmeden, herhangi bir liyakatli çýkýþ sergilemeden, selefinin zaafýyla ortaya çýkan pozisyonu deðerlendirmiþ, “Aday olmayacaðým” dediði halde aday olmuþ ve genel baþkanlýk koltuðuna kurulmuþtu. 

Kendisini destekleyen odaklarýn beklentilerini de boþa çýkarmamýþtý tabii... Mesela, “15 Temmuz direniþini itibarsýzlaþtýrmasý” beklenmiþti, bunu baþarýyla yerine getirmiþti. Terör operasyonlarýna karþý çýkmasý temenni edilmiþti, bunu da baþarýyla yerine getirmiþti. 

Beklentilere uygun davranmasý yetmiyordu tabii... 

Seçim kazanmasý da gerekiyordu. 

Seçim kazanabilecek potansiyelde biri çýkmadýðý için, þimdilik koltuðunu muhafaza ediyordu. 

Diðeri, o kadar “talihli” deðildi. 

Operasyona uygun bir ortam bulunmadýðý için, meþru mekanizmalarý kullanarak “çýkýþ” yapmak istiyordu ama karþýsýnda güçlü bir “destekçi blok” vardý. 

Ne yapsýn, o da o güçlü “destekçi blok”a mesaj göndermeye baþladý. 

Seçilirse, bütün yatýrýmlarý durduracaktý. 

Kanal Ýstanbul projesine son verecekti. Yerli otomobil üretiminden vazgeçecekti... Cillop gibi BMW dururken, ne gerek vardý yerli otomobile? Enerji santrallerini durduracaktý. Köprü, havalimaný, hýzlý tren, tüp geçit gibi nafile yatýrýmlarý askýya alacaktý. 

Ülkeyi kuantum fiziðine göre yönetecekti. 

Uzay madenciliði sürecini baþlatacaktý. 

Erdoðan’ý yargýlatabilmek için “baðýmsýz bir yargý düzeni” oluþturacaktý. 

Bu karikatür (ve fena halde uçuk) vaatler o güçlü “destekçi blok” tarafýndan satýn alýnmadý. 

Rakibi daha “yarayýþlý” göründü... 

Koltuðunu muhafaza ettiðine göre, demek ki hâlâ öyle görülüyor. 

Birbirleriyle yarýþan ikilinin “talihsiz” olaný, seçimden önce, Erdoðan’ýn kazanmasý durumunda dolarýn 7 liraya fýrlayacaðýný iddia etmiþti. 

Sonra bunu sosyal medya mesajý haline getirmiþti. 

Bu iddiasýnýn kaynaðýný soruldu ama cevap alýnamadý. 

Kaynak, o meþhur “Amerikalýlar” olabilir miydi? 

Çünkü “Amerikalýlar” tarafýndan aranýp enforme edilmekle övünüyordu. 

Peki, o Amerikalýlar kimdi? 

Bu sorunun cevabý da alýnamadý. 

Bu arada, bazý “enteresan” geliþmeler oldu. Dolar, tam da mezkûr þahsýn iddia ettiði gibi, 7 liraya yükseldi. 

Bu durum karþýsýnda “þahýs” ne yaptý? 

O þahsýn yerinde baþkasý olsa, çýkýp, “Bakýn, ben demiþtim. Erdoðan’ýn kazanmasý durumunda olacaklarý söylemiþtim” der, bu bilgeliðinin (!) taltif edilmesini beklerdi. 

Þahýs bunu yapmadý. 

Dolar 7 liraya fýrlayýnca, ilk iþ olarak, tuttu, o sosyal medya mesajýný sildi. 

Sonra da, “Siz bu dolarý hafife almayýn” gibilerden bir mesaj paylaþtý. 

Þimdi þahsa soralým: 

Ýþin içinde baþka iþler olduðu için biz bu dolarý hafife almýyoruz... Ama dolarýn yükseliþini Erdoðan’ýn kazanmasýyla irtibatlandýran öngörünün kaynaðýný merak etmeden de geçemiyoruz... Kimdir seni enforme eden “Amerikalýlar” ve niçin iddianýn arkasýnda duramýyorsun?