Malum, Pazartesi günleri, araya zorunlu bir konu girmez ise, iktisat yazýlarý yazmak istiyorum.
Bugünkü yazýmda ele alacaðým konu ilk bakýþta kimilerimize bir iktisat konusu gibi gözükmeyebilir, içinde cari açýk, faiz oraný, döviz kuru, Avrupa Merkez Bankasý, teknoloji gibi kavramlar muhtemelen pek geçmeyecek ama benim kanaatim bu yazýnýn en gerçekçi iktisat yazýsý olacaðý yönünde.
Pazar sabahý basýna göz atarken aþaðýdaki haber dikkatimi çekti:
“Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn Esenler’de baþlattýðý kentsel dönüþüm kapsamýnda, Çekmeköy’deki Milli Savunma Bakanlýðý’na ait Sarýgazi askeri lojmanlarýnda 10 bina bir çeþit patlayýcý olan emülitle patlatýlarak yýkýldý.
Esenler’de düzenlenen törenin ardýndan Çekmeköy’e videokonferans sistemiyle baðlanan Baþbakan Erdoðan’ýn talimatýyla Sarýgazi askeri lojmanlarýndaki 6 katlý 23 binadan 10’u, yerleþtirilen geliþtirilmiþ dinamit olarak bilinen “emülit’’le patlatýldý.
Emülitlerin patlatýlmasýnýn ardýndan 10 bina kýsa sürede yerle bir olurken, çevrede yoðun bir toz bulutu oluþtu. Her bina için 40-50 kilogram arasýnda patlayýcýnýn kullanýldýðý, diðer 13 binanýn emülitle patlatýlmaya uygun olmadýðý için iþ makineleriyle yýkýlacaðý öðrenildi.”
Kentsel dönüþüm projesi, topluma az anlatýldý, reklamý az yapýldý ama kanýmca AK Parti’nin son bir-iki senedir gerçekleþtirdiði uzak ara en önemli proje.
Bu proje kapsamýnda özel kiþilere, kurumlara ait binalarýn yanýsýra merkezi bütçeli kuruluþlara, mesela Milli Savunma Bakanlýðý’na (MSB) ait binalar da, yerel yönetimlere ait binalar da yýkýlacak.
Hem özel kiþilere ya da kurumlara, hem de devlete (merkezi bütçeli kuruluþlar ve yerel yönetimler) ait on binlerce binanýn deprem riski nedeniyle yýkýlacak olmalarý aslýnda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin, iktisat politikalarýnýn, devlet ve yönetim anlayýþýnýn, yurttaþ-devlet ilþikisinin, kamu kaynaklarýnýn kullaným biçiminin yani demokrasinin en güzel (!) özeti.
Biraz da eðitim politikalarýnýn ya da anlayýþýnýn özeti zira bu konuda kimsenin en temel sorularý sormak aklýna gelmiyor; oysa, doðru eðitim, soru sormayý öðretmekten baþka ne ola ki?
Önümüzdeki dönemlerde, Allah ömür verirse, bu konuyu sýk sýk gündeme getirmemiz þart zira baþka türlü dünü anlamak, dolayýsýyla daha düzgün bir bugün ya da yarýn üretmek mümkün olmayacak.
Bugün için sadece yukarýda yaptýðým alýntý ile yetinmek, MSB’ye ait lojmanlarýn yýkýmý konusunu tartýþmak istiyorum.
Binalar MSB’ye ait lojmanlar, okuduðum kadarýyla da 80’li yýllarda yapýlmýþlar ama bugün kentsel dönüþüm, biraz da sembolik olarak, bu binalarý yýkmakla baþlýyor.
Aþaðýdaki sorularý sormaz isek, belki de daha önemli olmak üzere, bu sorularý aklýmýza getirmez isek yurttaþ sýfatýna lâyik olmak mümkün müdür?
MSB’nin dün yýkýlan lojman binalarýnýn müteahhitleri kimler idi?
Oluþan büyük kamu zararlarý bu hýrsýzlara rücü edilecek mi?
Bu binalar, yani otuz sene içinde yýkýlma aþamasýna gelen binalar hangi ihale kanununa göre, nasýl yapýldýlar?
Bu binalarýn kontrol mühendisleri kimler idi?
Bu binalarýn otuz senede yýkýlma aþamasýna gelmiþ olmalarý nasýl bir kamu zararýna tekabül ediyor?
Otuz senede yýkýlma aþamasýna gelen binalarý yapmak nasýl bir vatanseverlik (!), nasýl bir milliyetçiliktir (!) ?
Vatandaþlar bu sorularý neden sormamaktadýrlar?
Bugün yapýlan askeri inþaatlar, daha genelinde kamu binalarý, kamu inþaatlarý daha etkin bir ihale kanununa göre mi yapýlmaktadýrlar?
Dýþ rekabete kapalý, ya da eþik deðerin çok yüksek tutulduðu ihale kanunlarý ile saðlam kamu binalarý inþaa etmek mümkün müdür?
Hýrsýz üreten, mail-i indiham (yýkýlma ölçüsünde tehlike arzeden) binalar üreten ihale kanunlarýný küresel anlamda rekabetçi kýlmak en gerçek milliyetçilik deðil midir?
Son altmýþ senede ihale kanunlarý ve bu kanunlardan geçinenler nedeniyle toplam kamu zararý ne kadar olmuþtur, bu zararlarýn bütçe açýklarýna etkisi ne kadardýr?
Dün yýkýlan, yarýn daha fazlasý yýkýlacak kamu binalarýnýn sorumlularý kimlerdir?
Bu sorular neden sorulmuyorlar?