Bu bir Þehir Üniversitesi partisidir

Türkiye’de ilginç bir zümre türedi. 

Gökyüzünden meteor taþý düþse Erdoðan’dan bilen bir zümre... 

Bu bir patolojik sorun elbette. 

Erdoðan karþýtlýðýný/düþmanlýðýný varlýk sebebi olarak görenler, askeri-bürokratik vesayetin gölgesinde iktidarlarýný geçmiþte rahatlýkla sürdürüyorlardý. 

Azýnlýk olmalarýna raðmen çoðunluða hükmedebiliyorlardý. 

Erdoðan bu sistemi kökten deðiþtirdi. 

O yüzden bilumum eski Türkiye artýklarý Erdoðan’dan fena halde nefret ediyorlar. Þimdi bu güruha bizim cenahtan da birileri katýlmaya baþladý. Eski Cumhurbaþkaný Gül ile eski Baþbakan Davutoðlu’nun baþýný çektiði güruh giderek Erdoðan karþýtlýðý noktasýnda diðer zümre ile yarýþýr noktaya geldiler. Þehir Üniversitesi baðlamýnda sergiledikleri tutum iþte bu patolojinin bir ürünü. Bankadan aldýðýnýz yüklü miktarda bir paranýn tahsiline sýra gelince banka yönetimini siyasi davranmakla suçlamak çok ilginç... Bunun arkasýnda “Erdoðan’ýn siyasi operasyonu”nu aramak bin kat daha ilginç ve manidar... Meselenin özü þu: Þehir Üniversitesi için Kartal ilçesindeki TEKEL’e ait çok kýymetli bir arazi tahsis ediliyor. Arazinin deðeri bugünkü para ile 2.5 milyar dolayýnda. Bu tahsisi yapan o tarihte Baþbakan olan Erdoðan’ýn kendisi. Sonra Davutoðlu Genel Baþkan ve Baþbakan olunca 7 Haziran seçimlerinden az önce bu araziyi bedelsiz üniversiteye veriyor. Yani mülkiyet/tapu devri yapýyor. Þehir Üniversitesi, Davutoðlu’nun kurucusu olduðu bir üniversite. Yani Davutoðlu kendi kurucusu olduðu ve her þeyini belirlediði üniversiteye devletin arazisini tek kuruþ almadan hediye ediyor. Baþbakan olarak oturduðu koltukta hukuken þahsýna ait olmasa da her anlamda kendisine ait olduðu bilinen bir üniversiteye devletin/milletin en kýymetli arazisini mülk olarak veriyor. Bu bir ilktir. Sonra üniversiteye bu bedava tapu üzerinden Halkbank’tan 370 milyon kredi çýkartýlýyor. (Babacan) 

Bu tapu devir iþlemine hukuk nezdinde itiraz ediliyor. Danýþtay 13. Dairesi önce yürütmeyi durdurma kararý veriyor, sonra bu iþlemi hukuksuz bularak iptal ediyor. Halkbank Danýþtay’ýn yürütmeyi durdurma ve tapuyu iptal kararý üzerine haklý olarak yeni bir teminat istiyor. Teminat verilemiyor. Sorunun çözümü için banka yetkilileri defalarca görüþmeler yapýyor. Sýrf öðrenciler maðdur olmasýn diye çözüm süreçleri uzuyor. Bu arada üniversite yönetimi vakti gelen borçlarýný ödemiyor. Banka dört kez öteleme kararý alarak üniversiteye nefes aldýrýyor. 

Üniversite yönetimi “Borcumuzu ödeyecek paramýz var!” diyor. Lakin bankaya olan borçlar ödenmiyor. Sürekli “Yeniden yapýlandýrma” talebiyle karþýlaþan banka bunun için yeni bir teminat istiyor. Þayet bu getirilmeyecekse borçlarýn nasýl ödeneceðinin somut olarak bildirilmesini istiyor. Üniversite ne yeni bir teminat sunabiliyor ne de vadesi gelmiþ borçlarýný ödeyebiliyor. Üniversite yönetimi “yeniden yapýlanma” için sadece mevcut deðil sonradan gelecek öðrencilerin de ödemelerini taahhüt ediyor. Nasreddin Hoca fýkrasýndaki gibi bir þey... Mevcut haliyle kendi borçlarýný ödeyemeyen bir üniversite kendisine tahsis edilmiþ kotayý bile doldurmamýþken gelecek öðrencilerin ödemelerini masaya sürüyor. 

Sonra araya eski Cumhurbaþkaný sokuluyor. “Bu iþi ne yapýp edip çözmek lazým. Öðrenciler maðdur. Bu iþi ancak siz çözebilirsiniz!” kabilinden laf u güzaflar... Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan Danýþtay kararlarýyla tescillenmiþ bu gayrý hukuki sürecin üstünün örtülmesi ve bankadan alýnan yüklü miktardaki kredinin bir þekilde halledilmesi için devreye sokulmak isteniyor... Cumhurbaþkanýmýz buna hayýr dediði için hedef tahtasýna oturtuluyor. Dahasý ve en fenasý, Cumhurbaþkanýmýza aba altýndan siyasi sopa gösteriliyor: “Partimizi kurar ve sana dünyayý dar ederiz!” 

Ýþin gerçeði budur... 

Cumhurbaþkanýmýz tarafýndan asla ulaþmayý dahi akýllarýndan geçirmedikleri makamlara getirilenler, o makamlardan ayrý kaldýklarýnda nasýl da küçük adam olduklarýný göstermiþ oldular. Gökyüzünden meteor taþý düþse Erdoðan’dan bilenlerle ayný ihanet otobüsünün içine nasýl da doluþtular baksanýza! Hepsi þimdi birlikte olup Erdoðan’ý alaþaðý etmek istiyorlar. 

Bizim ihanet projesi dediðimiz þey tam da bu iþte!