Bu cehaletle “Atatürkçü” deðil iþbirlikçi olunur!

Sene, 1922… Kocatepe- Dumlupýnar’dan kopup gelmiþ süvarilerimizin Ýzmir’e 9 Eylül’de girmelerinden üzerinden haftalar geçmiþ, limandaki Ýngiliz donanmasý gitmiyor!.. 

Mustafa Kemal’in gözü o donanmada, bekliyor. 

Ýngiliz amiral randevu talep ediyor, veriyor, nezaketle de karþýlýyor. Ýngiliz amiral maðrur, hesap soran bir havasý var. Amiral Ýzmir’deki Ýngiliz vatandaþlarýyla kentte kalmýþ azýnlýklarýný halini sorunca Gazi, azýnlýklardan suça karýþmamýþ olanlarýn güvende olduðunu fakat diðerlerinin adalet önünde hesap vereceklerini söyler. 

Ýngiliz komutan “Fakat paþa hazretleri fevkalade günler geçirdik. Yunan ordusundan cesaret alan bazý Rum ve Ermeniler þýmarýklýk yapmýþ olabilirler. Eðer bu kimseler, halkýn husumetine býrakýlacak olursa, bütün dünya aleyhinize kýyameti koparýr” der. 

(Araya gireyim, demek, bu ülkeye ihanet edenden hesap sorulmasýna, emperyalistin koruma geleneði daha cumhuriyet kurulmadan baþlamýþ, laf ayný ama: Dünya karþýsýnda zor durumda kalýrsýnýz.)

Konuþmanýn devamýný, odada bulunan Salih Bozok’tan takip edelim. 

- Þu “efendi devlet” rolünü bir kenara koyunuz Amiral! Milletleri tehdit etmekten de vazgeçiniz. Ýngiltere ve müttefiklerinin kýyameti koparýp koparmayacaðýný düþünmem. Kimsenin memleketimin içiþlerine karýþmasýna müsaade etmem!.

- Ýngiltere hükümetinin tebasýný her yerde koruma hakký, devletler hukukunun teminatý altýndadýr. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladýðýmýz Rum ve Ermenilerin güven içinde bulundurulmasýný sadece rica ettik. Yoksa biz bu güvenliði saðlayacak güçteyiz. 

- Arkaladýðýnýz Yunan Ordusu’nun denizde yüzen leþlerini herhalde görmüþ olmalýsýnýz! Türk ordusu asayiþi saðlayacak güçte olduðu gibi, liman boþaltacak güçtedir de… Donanmanýzýn en kýsa zamanda limaný terk etmesini istiyorum!

- Ýngiltere’ye savaþ mý açýyorsunuz? 

- Savaþ açmak mý? Siz yoksa Sevr Antlaþmasý’nýn hala yürürlükte olduðunu mu sanýyorsunuz? Biz onu çoktan yýrttýk… Karþýmda oturuþunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz!.. Bizim gözümüzde barýþ anlaþmasý yapmamýþ iki devletiz. Savaþ hukuku yürürlüktedir. Gemilerinizi derhal kara sularýmýzdan çekmenizi ihtar ediyorum!..

Amiral bembeyaz bir suratla gider, Ýngiliz hükümeti Ankara’ya nota verir ve Gazi’nin sözlerinin bir de yazýlý olarak iletilmesini ister, aynen alýr cevabýný, birkaç gün sonra da çekip giderler… 

 

Muhalefet iþbirlikçilik deðildir…

Atatürk hakkýndaki bilgisi, Emin Oktay tarih kitabýyla sýnýrlý kalmýþ “Atatürkçü” (!) bir kesim ve bu cahilliði emperyalist iþbirlikçiliðine tevil eden siyasetle karþýlaþtýk. 

Baðýmsýzlýðýmýzýn önderinin tarihi hukukunu korumamýz görevdir. 

Ýþbirlikçi-muhalif kimlik taþýyýp, iþi “Atatürkçü”(!) zeminde þekillendirenler var. 

Türkiye’nin S-400 almakta ýsrar etmesinin “korkunç sonuçlarý” olacaðýný söyleyen, ekonomik sýkýþýklýðýn eninde-sonunda IMF’nin kapýsýna gitmekle sonuçlanacaðýný “müjdeleyen” Atatürkçü (!) görünümlü bir sürü NATOTürk ¹ ile boðuþup duruyoruz.

Samimi bir kesim ise bunlarý hala Atatürkçü (!) falan sanýyor, geçiniz. 

Kitabýn ortasýndan konuþayým: 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak izlerini takip etmek, 1922’de Ýngiliz Amiral’e söylediklerinin benzerini S-400 pazarlýðý için kapýmýza dikilenlere söylemektir. Bunu bugün kim yapýyorsa, “kurtuluþ ve kuruluþ ruhunu” samimiyetle o taþýyor demektir.

Amerikan emperyalizmi S-400 üzerinden her gün tehdit edecek, ekonomik saldýrý düzenleyecek, Irak-Suriye hattýnda terör devleti kurmaya çalýþacak, Doðu Akdeniz’de memleketini kuþatacak, “çýt”ýn çýkmayacak bir de “Atatürkçüyüm” havasý atacaksýn… 

Geçiniz… 

Biz iþbirlikçiyi duruþundan tanýrýz… 

(1) Hakkýný teslim edeyim. NATOTürk kelimesini yazar Ceyhun Bozkurt’tan aldým. https://www.superhaber.tv/abd-s-400-ve-natoturkculer-makale-199325