Kendisini köşe yazarı olarak tanımlıyor ama en fazla Sultan sofrasına oturan bir Ramazan meddahı olabilir... Yalaka... Kalem soytarısı... Beyin fukarası kalemşor... Küflü köşe yazarı... Ruhuna sirayet etmiş çamuru devrimcilere bulaştıran adam...
Bu kim?
Bu, ben oluyorum...
Hani “birdenbire zuhur edivermiş” bir sol gazeteden söz etmiştim bu köşede... “Birdenbire” değil, “ihtiyaçtan” ortaya çıkıvermişti hani... Birtakım illegal ses kayıtlarını yayınlıyordu... Üzerinde “gizlilik” kararı bulunan soruşturmaya ait tapelerin üzerinde tepiniyordu... “Sol” iddiasıyla ortaya çıkmıştı ama hangi “sol değerlerle” kesiştiğini bilmediğimiz “yapılara” servis yapıyordu... Ayrıca, o yapılara karşı kırılgandı; bakmıyordu, görmüyordu, değerlendirmiyordu, alttan alıyordu... Tam da “kalemleri” olabilecek “ananas” ve “rafineri” meselesine girmiyordu...
Bu sol gazetenin “müdürlüğünü” yapan zat bana cevap vermiş...
Nerden zuhur ettiğini bilmediğimiz, müktesebatı hakkında fikir sahibi olmadığımız, birdenbire “genel yayın yönetmeni” kılığıyla karşımıza çıkan bir zat... “Solcu” ama “din” meseleleriyle de ilgileniyor... İlgilensin. İyidir... Bir süre öncesine kadar, Maocu Kemalistlerin gazetesi Aydınlık’ta “Kur’an”, “Sünnet”, “Ebuzer” diye atıp tutuyordu. Antikapitalist Müslüman’mış. Aynı zamanda devrimci... Aynı zamanda solcu... Herhalde Maoculuğu da vardır.
Müdür olmuş, “polemik canavarı” olmaya hevesli bir görüntü sergiliyor ama adam gibi cevap vermeyi bilmiyor.
Küfrediyor...
Sadece küfrediyor...
Küfürlerine küfürle karşılık
verecek halim yok...
Buna takatim ve zamanım da yok.
Her türlü pespayeliği ele almış “terbiyesiz” bir adama ne söylenebilir ki? Adı üstünde, terbiyesiz... En fazla “terbiyesiz adam” der geçersiniz.
Fakat ben geçemiyorum...
Bazı gazeteleri, özellikle Star gibi “paçavraları” okurken içinden gülmek gelen bu “terbiye özürlü” zata soruyorum(“Bazı gazeteleri okurken bir gülme geliyor bazı bazı” diyor):
Sol bir gazete çıkarıyorsun...
İyi ediyorsun.
Niçin gazetende bir tek solcu yok? Tapon sağcılarla, eski İslamcılarla, Gezi nümayişi üzerinden prim toplamaya çalışan sinema oyuncularıyla, çakma İlahiyatçılarla, liberal eyyamcılarla, Cumhurbaşkanlığı hayaliyle yanıp tutuşan mütekait siyasetçilerle, faşist generallere övgüler düzen ergen milliyetçilerle, yeteneksiz anchormanlarla doldurduğun gazetende niçin bir tek solcu yok?
Hadi “solcu” yazar bulamadın...
Sol iddiasıyla çıkan gazetende niçin “solculuk” yok?
Kendi gazeteni okurken de “bir gülme geliyor mu bazı bazı?”
Bir soru daha:
Solcusun, devrimcisin, emekten yanasın, en kralından Ebuzer’sin, kelebek gibi uçarsın, filan da... Tapelerden, illegal ses kayıtlarından, kripto bilgilerden başka sunacak bir malzemen, dikte edecek bir doğrun yok mu?
Ne söylüyorsun insanlığa?
Bizi hangi “sol değerler” etrafında kenetlenmeye çağırıyorsun?
En hasbi adamın, “Yanınızda üç tane Neo-İslamcı, dört tane eski solcu aydın... Karşınızda şahsiyetsiz bir muhalefet, üniformalarını hızla epriten bir üst yapı... O 411 el gerçekte kaç kişiyi temsil ediyor? Göreceğiz... Söz bitmiştir. Kansız olmaz...” diyordu.
Bu “kan” meraklısı arkadaşın yazdıklarına bakarken de “bir gülme geliyor mu bazı bazı?”
Sence de söz bitmiş midir?
Kansız olmaz mı?