Bu da sizin bilginiz, kültürünüz, seviyeniz, sanatçýnýz!

Emre Kongar’ýn kuyruk acýsýný biliyorum... Kaç yýldýr çakýp duruyorum, dönüp bakamýyor. Daha doðrusu bakacak mecali (ve ahlaki zemini) bulamýyor.

Bu yüzden “Okumuyorum, izlemiyorum” ayaklarýna yatýyor.

Oysa hem okuyor, hem izliyor.

Bunu ikimiz de biliyoruz

Okuyor, ismini bu köþede görünce caný sýkýlýyor, huysuzlaþýyor, cevap vermek ve “Ben senin bildiðin sosyologlardan deðilim” demek istiyor ama bunu yapamýyor.

Niye yapamýyor?

BÝR: Titr sahibi olduðu için yapamýyor. Öyle ya “Profesör” etiketi taþýyan bir sosyal bilimler uzmanýyla, hangi diplomalara sahip olduðu belirsiz bir gazeteciyi bir mi tutacaðýz? Bunlarýn oylarýný bile eþit saymamak lazým!

ÝKÝ: Korktuðu için yapamýyor.

Emre Kongar’ý tanýyanlar bilir. “Celilmiþ gibi” yapan bir aðabeyimizdir... “Gibi yapma”larda üstüne yoktur; sosyologmuþ gibi, ilericiymiþ gibi, aydýnmýþ gibi yapar ama hiçbiri deðildir. Hep dalaþmak isteyip de dalaþamayan bir tavrý vardýr.

Dalaþamýyor, çünkü kavgadan aðzý burnu daðýlmýþ olarak çýkmaktan korkuyor.

Biraz sinik, biraz da “hazýrcý” bir aðabeyimizdir.

Ýstiyor ki, kestaneyi ateþten baþkalarý alsýn.

Hedef bellediði kiþiye baþkalarý saldýrsýn, baþkalarý kendini arenaya atsýn, kavgayý baþkalarý versin, Emre Kongar hocamýz da hazýra konup, baþkalarýnýn ettiði laflar üzerinden muhatabýyla hesabýný görsün.

Böyle de kurnaz bir adam...

Kaç yýldýr beklediði fýrsat nihayet dün eline geçti, “Evrensel” adlý faþist gazetenin bir sataþmasýný fýrsat bilerek, bu satýrlarýn yazarýný kültür, bilgi ve “seviye” konularýnda hesaba çekti.

Bilgili ve kültürlü Emre Kongar’ýn kimi “kültürlü hallerine” bu köþede çok deðinmiþtim.

Bir “sosyal bilimler uzmaný”dýr ama ýsrarla “sosyologmuþ gibi” yapar.

Sosyolojinin kavramlarýyla konuþur ama sosyolojiye savaþ açýlmamasý gerektiðini bilmez. 

Tarih kitaplarý yazar ama tarihten anlamaz. 

Üstelik bir de okurlarýndan bilgi kaçýrýr.

Örnek: “Tarihimizle Yüzleþmek” adlý kitabý... 

Kitabýnda, Türklerin nasýl Müslüman “yapýldýðýna” (dikkatinizi çekerim “yapýldýðýna”) iliþkin kendince mikro ayrýntýlar sunuyor, Cumhuriyetin kuruluþu ve “Türk devrimleri” bahsinde en ince detaya kadar iniyor ama onsuz Cumhuriyeti ve Türk devrimlerini anlayamayacaðýmýz mevzulara, mesela Mustafa Suphi olayýna, Birinci Meclis-Ýkinci Meclis zýtlaþmasýna ve dolayýsýyla Ali Þükrü Bey cinayetine hiç deðinmiyor... 

Halit Paþa olayý da yok. Ýstiklal Mahkemeleri bahsi de yok. “61 Devrimi”nin hazýrlýk çalýþmalarý hiç yok. Dolayýsýyla, “61 Konvansiyonu”nun rezillikleri de yok. 

Hep sempati rüzgârlarý estirir, “anlayýþlýymýþ gibi” yapar ama kendisine benzemeyeni insan bile saymaz.

Bazen, gaza gelip, “baþörtüsü giydirilen ve kandýrýlan sevgili maðdur yavrularýmýz” gibilerden laflar eder ama bu sadece görüntüyü kurtarmaya dönük “yumuþak bilek hareketi”dir. 

Çünkü baþörtüsünden nefret eder, baþörtülüleri “kandýrýlmýþ, iradesiz zavallý yaratýklar” olarak görür.

Demokrattýr ama demokrasiden hazzetmez.

Sivildir ama “sivillik” kavramýndan hoþlanmaz.

Darbe karþýtýdýr ama bazý darbeleri sever, bazý darbeleri sevmez.

Hazýra konup bu satýrlarýn yazarýný “bilgi, kültür ve seviye” konularýnda hesaba çeken seviyeli Emre Kongar, önceki gün, seviyesizliðin dip noktasý Müjdat Gezen’e sahip çýkan bir yazý yazdý.

Müjdat Gezen’i kundaklamak zormuþ, kundaklama hadisesi bir bireyin alçakça münferit eylemi deðilmiþ, bu “Cumhuriyete ve laikliðe bir saldýrý"ymýþ, saldýrýnýn arkasýnda siyasal bir güç ve onun medyasý varmýþ, o siyasal gücün ne olduðu malummuþ...

Kimse kimseyi kundaklamasýn, tamam da...

Kültürünü ve bilgisini bildiðimiz Emre Kongar’ýn seviyesi de, aðzý bozuk bir oyuncuyu sahiplenecek kadar düþmesin.

Konumuz Ahmet Kekeç’in cehaleti ve seviyesi deðil.

Konumuz, “bilimin ýþýðýyla” aydýnlanmýþ Emre Kongar ve Müjdat Gezen gibilerin cehaleti ve seviyesi!