Fenerbahçe, futbol olarak ne yaptýðýný bilmeyen oyunculardan oluþmuþ. Belki seyirci tarafýndan destek almayabilir... Tribünler beklendiði gibi dolmayabilir.. Ama olmayan futbolu seyretmeye insanlar neden gelsin? Bu Fener takým olarak ununu elemiþ, eleðini asmýþ görüntü sergiliyor. Advocaat denilen bir arkadaþýmýz, kollarýný gösüne baðlayarak sadece biçare bir þekilde maçý seyreden oluyor. Böylesine bir tarz içinde Fener’den ne köy olur ne kasaba...
Konya, organize atak sonucu Baliç’in attýðý golle Fenerbahçe karþýsýnda öne geçti. Fenerbahçe hiçbir hücum giriþimde bulunamazken, Skrtel kendi yarý alanýndan kazandýðý topla en az 60 metre katederek golü atýp maçý eþitledi. Ardýndan hemen Bajiç ile Konya’nýn ikinci golü gelmiþ oldu. Konya, topu ayaða oynayarak artýk kendi takýmý adýna güvenli, sakin görüntü sergilerken futbol adýna Fenerbahçe’den olaðanüstü daha iyiydi. Bir de Miloseviç’in direkten dönen topunu Konya adýna þanssýzlýk olarak deðerlendirelim. Ömer Ali’nin muhteþem golü ile Konya skoru üçlerken, olaðanüstü de motivasyon aðýrlýklý maça aðýrlýðýný koyan oldu.
Bu golden sonra Fenerbahçe þaþkýnlýða uðradý. Hiçbir futbolcusu olmasý gerektiði bir görüntü vermezken, Moussa Sow oyuna girdi ve ikinci Fenerbahçe golünü atan oldu.
Eðer Fenerbahçe bu þekilde oynamaya devam ederse puanlarý leblebi gibi birer birer kaybeden olursa, sýralamadaki yeri Avrupa Kupalarý’na hayal gibi gelir.
Böylesine bir futbolcu topluluðu Fenerbahçe adýna asla yakýþmýyor. Hatta utanç veriyor. O zaman saða sola dalmadan, ilk önce Fenerbahçeli futbolculara üstlerine giydikleri çubuklu formayý hemen çýkarýp gitsinler derim. Yetmedi... Advocaat’ý da hemen yarýn görevine son verir kapýnýn önüne koyarým... Aziz Yýldýrým ve yönetimine ise tribünlerdeki toplumun serzeniþlerine kulak vermesini dilerim.