Fenerbahçe’nin oyunun tüm zamaný içinde sergilediði futbol hiç de iç açýcý deðildi. Daha maçýn baþýnda kazanýlan bir frikik golüyle öne geçen Mersin Ýdmanyurdu, daha sonrasý topu ayaða oynayarak Fenerbahçe’ye sahanýn orta kýsmýnda olaðanüstü üstünlük saðlayan bir takým olarak gözüktü. Ama gelin görün ki atmýþ olduklarý maç baþýndaki frikik golüyle oyunu bitirmeye çalýþtýlar ve gol bölgelerinde varlýk göstermekten yoksun kaldýlar. Topa sahiplenme, pas yüzdesi Fenerbahçe’den daha iyi gözükmesine raðmen kazanmak için gol pozisyonu üretmekte yoksun kaldýlar.
Fenerbahçe ise inanýlmaz pas hatalarý yapan ve sadece duran toplarda Alex’in asistlerine yaslayarak gol düþüncesine girdi. Nitekim böyle bir pozisyonda Mehmet Topal ilk yarýnýn uzatma dakikalarýnda oyunu eþitleyen golünü attý ve sakatlýðý nedeniyle ikinci yarýda görev alamadý.
Stoch’u böylesine egolarý þiþkin, her aldýðý topu rakibine kaptýran bir görüntü içinde izledik.
Mehmet Topuz da ondan aþaðý kalýr bir durumda deðildi. Takýmý adýna faydalý olamayan þekil ve þemalleri, Fenerbahçe’nin beklenen galibiyetine biraz olsun engel oldu. Sonradan oyuna giren Cristian’ýn attýðý muhteþem gol, iki oyuncuyu da kurtardý diyebiliriz.
Fenerbahçe’de bireysel teknikleri yüksek gördüðümüz Alex ve Kuyt, bu üstün meziyetlerini maçta gösteremeyince Sarý-Lacivertliler eksik kaldý. Üstüne üstlük Gökhan Gönül’ü de uzun bir süre sonra ilk kez bu kadar kötü gördüm. Onun adýna da üzüldüm.
Fenerbahçe bu futbol anlayýþýyla UEFA Kupasý’nda ne kadar baþarýlý olur, merak ediyorum. Kendi evinde, kendi saha avantajýný son dakikalara býrakýp futbol adýna iyimser kalem kullandýrmýyorsanýz; ilerleyen zamanda çok zorlanýrsýnýz. Aykut Kocaman’ýn bu olaya en kýsa sürede el koymasý gerekiyor. Sarý-Lacivertliler özlenen futbolu sergilemeli artýk.
Kýsacasý iyi futbol oynamadan üç puan aldý Kanarya ve hafta içindeki Marsilya maçý öncesi hepimize endiþe sinyalleri verdi.