Çakma Gandi yürüyüþünü aklama misyonuna koþulmuþ Hürriyet gazetesi, “tetikçisi” aracýlýðýyla, karavanýnda Kemal Kýlýçdaroðlu’yla görüþüyor.
Bunu “gazetecilik” olarak görmek mümkün deðil.
Umumiyetle çanak tutan ve yürüyüþü paklamaya çalýþan sorular...
Kemal Bey’in yürüyüþü “sulhla neticelendireceklerini” söylemesi bir þey ifade etmiyor tabii.
Esasýnda, söylediklerinin tümü hiçbir þey ifade etmiyor.
Bugüne kadar hangi sözünü tuttuðu, hangi beyanýyla ters düþmediði, hangi görüþünde sebat ettiði belirsiz Kemal Bey, hem sözde adalet yürüyüþünü barýþ içinde tamamlayacaklarýný söylüyor, hem de “devamýnýn geleceðini” müjdeliyor.
Ne olacak?
Devamýnda ne gelecek?
Batý ülkelerindeki “tatlý telaþa” ve açýk desteðe güvenerek, içlerinde ukde kalmýþ Gezi’nin bir “hükümet darbesiyle” sonuçlanacak tekrarýný mý deneyecekler?
Ne olacak devamýnda?
Efendim, adalet talebi geniþ bir ittifak bulmuþ; toplumun tüm kesimlerinden destek mesajlarý yaðýyormuþ.
FETÖ’den destek yaðdýðý doðru.
Hatta FETÖ, organizasyon bilgisi ve iltisaklý elemanlarýyla katký saðlýyor.
PKKve DHKP-C çevrelerinden de destek mesajlarý yaðýyor.
Bu yürüyüþün “Peygamberin izinden gitmek” olduðunu söyleyen sahtekârlar, durduk yerde “ByLock’un delil niteliðine saldýran sancýlý arkadaþlar”, her meseleyi Sayýn eski Baþbakanýn maðduriyetiyle açýklamayý itiyat edinmiþ AKP’liler, Erdoðan’la meselesini halledememiþ eski kurucular, tarlalarýný sürdürmüþ bazý sivil kuruluþlar, “yakýn olma mücadelesi” veren fýrýldaklar...
Hepsinde tatlý bir telaþ ve “heyecan” var...
En heyecanlýlarý Hasan Cemal...
Hasan Cemal, “Karþýmýzda bir duvar var... Adeta duvara karþý yürüyoruz...” diyen Kemal Kýlýçdaroðlu’na, “Madem karþýnýzda duvar var, madem demokrasiye ulaþmak istiyorsunuz; icabýnda o duvarý yýkýp geçeceksiniz” diye akýl ve destek veriyor.
Duvarý seçimle yýkmaktan söz etmiyor elbette...
Seçimler, Hasan Cemal gibilere göre, sadece “istenmeyeni meþrulaþtýrýyor...” Baþka da bir iþe yaramýyor.
Nitekim Hasan Cemal týynetinden biri, sosyalist teorisyen Ömer Laçiner, istenmeyeni meþrulaþtýracak 7 Haziran seçimlerinin öngörülen sonuçlarýna bakarak, “Yüzde 40’ýn üzerinde oy almasý durumunda AK Parti iktidarýnýn demokrasi dýþý yollarla da olsa mutlaka indirilmesi gerektiðini” söylemiþti.
Bunu, bir FETÖ kanalýnda söylemiþti.
Murat Belgegibi “nitelikli” adamlar da, bu pespaye sosyalist teorisyenin niteliksiz sözlerini yutkunarak izlemiþti.
Ýcabýnda duvarý yýkýp geçmemiz gerektiðini söyleyen Hasan Cemal de, bozuk plak gibi, aylarca, “Böyle giderse, sonu Menderes gibi olacak” türküsünü çýðýrýp durmuþtu.
Ýki kere iki dört:
Liberal tezleri çöken, “Ýkinci Cumhuriyet” söylemleri ve resmî ideoloji karþýtlýklarýyla (bilerek ya da bilmeyerek) FETÖ’ye alan açan, toplum dýþý kalan, Erdoðan nefreti akýllarýný baþlarýndan aldýðý için geri de dönemeyen liberal azýnlýk, artýk “darbe” istiyor.
Bir bölümü, yeniden Kemalist saflara intisap ediverdi.
Hasan Cemal ve Ahmet Ýnsel gibi niteliksizler ilk çözülenlerden.
Murat Belge’den de bir “ihtida” bekliyoruz. Yakýndýr.
Bu arada müjde:
Kemal Bey Ýstanbul’a yaklaþtýkça, Batý medyasýndaki tatlý heyecanýn yerini, sert darbe çaðrýlarý alýyor.
Bu defa olacak mý?
MÝT saldýrýsýyla baþlayan, Gezi’yle toplumsallaþan, 17/25 Aralýk teknik nakavt giriþimiyle olgunlaþan (ve güzelleþen), 15 Temmuz darbe giriþimiyle zirveye çýkan “topyekûn saldýrý”, Kemal Bey’in çakma Gandi yürüyüþüyle neticeye ulaþacak mý?
Bekliyoruz!