Suruç’taki vahþetin acýsýný hiçbir lanet hafifletemez. Ýnsanlarý katletmek için ‘insan’ý; silah olarak kullanan bu canavarlar ‘insan’ olamaz...
Bu tür saldýrýlarý, her türlü çekiþmeyi bir kenara býrakarak, sadece ‘insan hayatý’ açýsýndan tavýr koymak da insanlýk gereðidir.
Oysa Suruç’ta, daha cenazeler toplanamadan bir istismar operasyonunun baþlatýlmasýna þahit olduk.
Failler bulunmuþ hatta baðlantýlarý bile çözülmüþtü!..
Türkiye’nin destekleyip büyüttüðü IÞÝD, yine devletin desteðiyle bu katliamý gerçekleþtirmiþti!..
Bu zihniyet kimin meyvesi?
Elbette DAEÞ’in tehditlerinin tavan yaptýðý bir dönemde, Suruç gibi netameli bir bölgede bu çaptaki bir olayýn niçin önceden tespit edilemediðini acýmasýzca sorgulamalýyýz. Nitekim bugünkü STAR’ýn tespit ettiði sorularýn cevap bulmasý durumunda çok ilginç sonuçlarla karþýlaþacaðýmýz kanaatindeyim.
Bu katliamýn Türk hükümetinin müsamahasý hatta himayesiyle gerçekleþtiðini söylemek tam da bu katillerin amacýna hizmet etmektir.
“AKP-IÞÝD ortaklýðýnýn kanlý meyvesidir” diyenlerin, ‘Türkiye’ye zarar verme arzusu’ bakýmýndan DAEÞ canilerinden farký yoktur.
Yýllardýr pompalanan “Türkiye, IÞÝD’i destekliyor” iftirasý, senaryosunu Türkiye düþmanlarýnýn yazdýðý ve paralel örgütün MÝT TIR’larý baskýnlarýyla sahnelediði bir komplodur.
DAEÞ’i kimin desteklediðini çok merak edenler, ülkelerindeki radikal safralardan bu örgüt sayesinde kurtulan batýlý yöneticilere baksýn.
Bu ülkelerin, “DAEÞ’e katýlýmý engellemiyor” diye Türkiye’yi hýrpalarken, diðer taraftan da DAEÞ’ten kurtulup dönen vatandaþlarýný 30 yýl hapisle tehdit etmesi nasýl izah edilebilir?
Kapatamazsýnýz sayýn Demirtaþ
Durum böyle iken HDP Eþbaþkaný Demirtaþ’ýn, ülkenin birlik ve beraberliðe en fazla ihtiyaç duyduðu bir anda takýndýðý tavrý, yaptýðý açýklamalarý nereye koyacaðýz?
Bu ülkenin yüzde 13’ünü temsil eden sorumluluk sahibi bir TC vatandaþý deðil de, bir azýnlýk temsilcisi gibi konuþmak neyin nesi?
PKK’nýn silah býrakmasýnýn tartýþýldýðý bu süreçte, ‘Kandil’deki mihmandarý’nýn peþinden tekrarladýðý silahlanma çaðrýsýnýn amacý nedir?
30 yýldýr sürdürdüðünüz terörün muhataplarý da böyle bir “tedbir”i nasýl düþünemedi!
Bu çaðrýnýz, ayný gün Adýyaman’da þehit ettiðiniz Uzman Onbaþý Müsellim Ünal’ýn ve ondan önceki 15 bin þehidin yakýnlarý için de geçerli midir?
Bu muydu sizin Türkiyeliliðiniz?..
Bütün bu tahrikleri ve size paralel olmayan medyaya savurduðunuz tehditleri, bugün sarf ettiðiniz “Ülkenin medyasý, siyasetçileri böyle bir olay karþýsýnda bile birbirine yakýn duramýyor” cümlesi kapatabilir mi sizce sayýn Demirtaþ?..
Hiç inandýrýcý deðilsiniz þer ittifakýnýn cici çocuðu...
‘Hýrsýz’ýn hiç mi suçu yok?
HDP yöneticilerinin, ucuz tahrikleri bir kenara býrakýp þu sorulara cevap vermesi gerekir.
- Ýstanbul’dan topladýðýnýz bu 300 genci, ölümün kol gezdiði bir bölgeye götürmekteki asýl amacýnýz neydi?
- Toplanan oyuncaklarý 300 kiþinin mi götürmesi gerekiyordu?
- Bu gençler Kobani’yi nasýl imar edeceklerdi?
- MLKP menþeli Figen Yüksekdað’ýn günlerdir Kobani’de bulunmasýnýn, MLKP’nin legal uzantýsý olan ESP’li gençlerin ziyareti ile bir ilgisi var mý?
Ve asýl soru:
- Bu gençlerin, MLKP tarafýndan üniversitelerden toplanýp Kobani’de eðitildikten sonra DAEÞ’e karþý cepheye sürülen gençlerle bir ilgisi var mý?
***
Netice olarak, elbette bu vahþeti planlayan, gerçekleþtiren, yardým eden, görevini ihmal eden kim varsa ve her nerede ise tek tek bulunup cezasý verilmelidir.
Ama bu gençleri, ölümle biten maceralara sürükleyenler de hesabýný vermelidir...