Bu gidiş nereye?

Futbol, hafta sonlarımızın en güzel ilgi alanı olmasına rağmen hafta başlarının da en utanç verici haberlerine sahne olmaya başladı. Her geçen gün, rekabetin tatlı çekişmesi, ne yazık ki utanç başlıklarıyla gazete manşetlerine taşınmakta. Futbol alemi artık tahammül edilmez bir hal aldı. Kavga, birbirine laf giydirme, küfür kafir, sokak sataşmaları, taraftar yürüyüşleri, sosyal medya üzerinden hakaret, alışkanlığımız oldu. Bu yüz kızartıcı olaylar yurt dışına da taştı. Türkiye’nin iki köklü kulübü Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kadın basketbol takımlarının Euroleague’de final oynaması hepimiz için gurur olacakken maç öncesi ve sonrası hem de yurt dışında Moskova’da yaşananlar hepimizi üzdü. Galatasaraylı kızlarımızın bu muhteşem başarısı Fenerbahçe kulübü başkanına yapılan çirkin sataşmayla gölgelendi. Aziz Yıldırım’ı severseniz sevmezsiniz ama bir başkana hakaret etme hakkını kimse kendinde bulmamalı. Aziz Başkan da öfke eşiğini bu kadar düşük tutmamalı. Görüntüler utanç vericiydi.

Birileri mutlaka ortaya çıkıp bu gidişe son vermeli diye düşünürken Galatasaray’ın Ada’da yapılacak olan Euroleague şampiyonluk kutlamalarına, finaldeki rakibi Fenerbahçe’yi davet etmesi iki camiayı yakınlaştırması açısından çok yerinde bir davetti. Fenerbahçe de zaman darlığı sebebiyle bu davete katılmalarının mümkün olamadığını ancak ileri bir tarihte diğer branşlardaki başarılı sporcuların da katılımıyla ortak bir gece tertiplenmesini teklif etti ve Galatasaray da buna olumlu cevap verdi. Gözlerime inanamadım... Nihayet aklı selim galip gelmiş Türk sporunun iki seçkin takımı birbirine centilmence el uzatmıştı. Darısı tribünlerin başına.

Bu hafta Fenerbahçe’nin Beşiktaş’la, maçı var. Bu maça aslında Beşiktaş-Galatasaray maçı demek daha doğru olur çünkü Fenerbahçe şampiyonluğunu daha ilk yarı bittiğinde müjdelemişti. Şimdi ikincilik önemli. Beşiktaş, ikinciliği G.Saray’dan kapmak için Fenerbahçe’yi yenmeye çalışacaktır. Yenebilir mi? Elbette yener. Fenerbahçeliler’in gönlü Beşiktaş’ın ikinci olmasını istese bile, sporcu  ahlakı sahada centilmence ve erkekçe mücadeleyi emreder.