Meral Akþener’in hukuk danýþmanlarýndan biri FETÖ operasyonu kapsamýnda gözaltýna alýnmýþ.
Bu danýþmanýn ismi, Nuri Polat...
FETÖ’yle organik baðýný bilmiyoruz. Soruþturma sonucunda ortaya çýkacak.
Fakat, fazlasýyla angaje bir arkadaþ... Bunu biliyoruz.
Kendilerini gizleyemiyorlar, hangi kýlýkla dolaþýrlarsa dolaþsýnlar, bir þekilde açýk veriyorlar. Yollarýný deðiþtirseler de iz býrakýyorlar
Kemal Kýlýçdaroðlu’nun danýþmaný Fatih Gürsul da gizlenememiþti. Iþýk evlerinde arkadaþlýk ettiði bir müntesip tarafýndan teþhis edilmiþti. Daha doðrusu, “bundan sonra hayatýna CHP’li ve Kemalist olarak devam edeceðini” aktardýðý eski bir arkadaþý, Savcý Sayan’a yazdýðý bir mektupla durumu açýk etmiþti.
Meral Akþener’in hukuk danýþmaný da iz býrakanlardan...
Daha doðrusu, iz býrakmýþ...
Hatýrlayacaksýnýz, Samanyolu TV, terör örgütünün yayýn organý olduðu gerekçesiyle Digitürk, kablolu TV, Tivibu ve Türksat platformlarýndan atýlmýþtý.
Bizim Nuri Polat, bu olay üzerine coþmuþ ve Fethullah Gülen’in bir fotoðrafýný yayýnlayarak þöyle bir paylaþýmda bulunmuþtu: “Digitürk'ten, kablolu TV'den, Tivibu'dan, Türksat'tan attýnýz, herkül sitesini engellediniz. Ama izlememize engel olamadýnýz...”
Bu paylaþým Nuri Polat’ý FETÖ’cü yapýyorsa (ki, bence ciddi bir karine teþkil eder), daha açýk mesajlar veren Meral Akþener’i nereye koyacaðýz, hangi sýfatla anacaðýz.
Meral Akþener, bu örgütün bir elemaný deðilse de, bir gönüllüsü gibi davrandý, gönül baðýný gizlemedi. Hatta, iltisakýnýn derecesine iliþkin kafa karýþtýrýcý (daha doðrusu “zihin açýcý”) açýklamalarda bulundu. Mesela þöyle dedi: “FETÖ’cü deðilim ama olsam bundan gurur duyardým.”
Hadi daha açýk konuþalým: Mebzul miktar “iz” býraktý.
MHP genel baþkanlýðýna adaylýðýný koyduðu dönemde, hýrsý aklýndan önde giden tuhaf bir Meral Akþener portresi vardý...
Sadece davranýþlarý, enteresan çýkýþlarý ve “bu da nerden çýktý?” dedirten cümleleriyle deðil, “destekçileri”yle de tuhaftý...
Neredeyse bütün bir muhalefet cephesi (Doðan Medya Grubu, FETÖ, Avrupa Birliði ülkeleri, Amerika, Ýngiltere, AK Parti içindeki hocacý takýmý, Beyaz Türkler, Yaðýz Türkler, Karaþýn Türkler, hepsi...) Meral Akþener’in baþarýlý olmasýný istiyordu. Devlet Bahçeli’den yana saf tutanlarý da taciz ediyordu.
Bu kadar çok destekçiye sahip Meral Akþener, yargýdaki malum klik tarafýndan da destekleniyor ve kollanýyordu.
Mesela, bir mahkeme, sürekli “kongre kararý” alýyordu.
Baþka mahkemeler bozuyordu.
Meral Akþener yýlmýyor, ýsrarla, ayný mahkemeye koþuyor ve bir kongre kararý daha aldýrýyordu.
Ýlginçtir, Meral Akþener’e destekçi olan mahkemenin bazý üyeleri bugün FETÖ’den dolayý tutuklu bulunuyor.
Ýlginç deðil mi?
Baþka “ilginç” durumlar da var:
Mesela, sadece “genel baþkanlýk” için yarýþan, baþka da bir hedefi ve beklentisi bulunmayan hanýmefendi, sanki genel seçimdeymiþiz gibi sürekli “15 Temmuz sonrasý”ný iþaret ediyordu.
15 Temmuz’dan sonra her þey iyi olacakmýþ, Allah’ýn izniyle ülkeyi yönetecekmiþ.
Niye 15 Temmuz’dan sonra?
Ne olacaktý ki 15 Temmuz’dan sonra?
Hadi diyelim ki 15 Temmuz’da seçim yapýldý ve MHP kazandý. Meral Akþener de Baþbakan oldu.
Ülkeyi nasýl yönetecekti? Dahasý, bize ne vaat ediyordu?
Kendisinden dinleyelim: “Ülkeyi yurtta sulh, cihanda sulh esasýna göre yöneteceðiz...”
Hatýrlatmak gerekir mi, bilmem? Meral Akþener’in iþaret ettiði tarihte (yani 15 Temmuz’da) bir darbe giriþimi yaþandý. Darbe giriþiminde bulunan hain komitenin ismi de “Yurtta Sulh Konseyi” idi.
Bu kadar “iz”, bu kadar “rastlantý...”
O zaman baþlýktaki soruya dönebiliriz:
Madem geride býrakýlan “iz”ler örgüt üyeliði konusunda karine teþkil ediyor (bence de etmelidir), sürekli “iz” býrakarak dolaþan bu hanýmefendi FETÖ’cü deðilse, FETÖ’cü kimdir?