Bu hanıma haddini bildirin!

CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, PKK’lı katil sürülerine arka çıktı. Vatan evladı Mehmetçiğe kurşun sıkan, Hatay’da, Kilis’te masum çocukları şehit eden alçak, aşağılık kalleş terör örgütünü kutsadı..  “Çocuklarımız gerçek olmayan iddialarla bir bir şehit ediliyor” dedi.. Mehmetçik'e kurşun sıkan teröristleri ‘çocuğu’, leşlerini de ‘şehit’ gören bir isim, yakasında CHP rozetiyle siyaset yapmaya devam ediyor.. Emperyalizme karşı bu vatanı savunmuş olan, Kurtuluş Savaşı kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinde, emperyalistlerin bizi hizaya getirmek için beslediği, bizim askerimize kurşun sıkan teröristler övülemez.. Bu kabul edilemez.. Hiçbir CHP yöneticisinin de, genel başkanın da, CHP’ye oy veren 11 milyon yurttaşın da bu ihaneti kabul etmesi mümkün değil.. Eğer CHP, istiklâl mücadelesi verdiğimiz böyle bir günde, teröristleri ‘çocuklarım’ diye kucaklayan bir zihniyete gerekeni yapmazsa, açık söylüyorum marjinal bir parti haline döner ve bir daha asla kafasını kaldırmamak üzere yok olur gider.. Yeni CHP böyle bir şeyse eğer, şimdiden söyleyeyim, geçmiş olsun.. 

 

Aramızda kalsın!

İrfan Değirmenci yazıyor.. “Ertuğrul Özkök aradı beni, ‘aramızda kalsın’ diyerek başladı anlatmaya..” Üzerinden; kitaplarla, sahne şovlarıyla, gazete köşe yazılarıyla para kazanmaya devam ettiği Kanal D’den kovulma serüvenini anlatıyor yine..Emin Çölaşan da böyleydi.. Bir kovuyorsun 10 sene de bundan ekmek yiyorlar.. Özkök aramış, ‘aramızda kalsın’ demiş ve bir şeyler anlatmış.. Bu Değirmenci arkadaş ise bunu faş ediyor.. Yazıyı okurken bir sürü şey geldi geçti gözümün önünden.. Ama biri var ki hiç çıkmıyor aklımdan.. 10 seneye yakın çalıştığım Kanal 7 grubundan ayrılırken vedalaşmak için kapısını çaldığım patronum Mustafa Çelik dedi ki; “Helal sana, bizimle çalıştığın süre boyunca hiç eski patronlarını kötülemedin..” Bu aslında, ‘buradan gidince de bizi kötüleme olur mu?’ demenin bir başka yoluydu.. O söyleyene kadar aklımdan bile geçmemişti aslında.. Çünkü bize öğretilen zaten buydu.. Eski arkadaşlar, eski patronlar, ‘aramızda kalsın’ diyerek verilen sırlar… Bunların hepsi bizim yüzümüzdeki çizgilerdi.. Bugün, ‘aramızda kalsın’ diye anlatılan bir hikayeyi faş etsem, bir daha kim bana sözünü emanet eder ki?.. 

 

İlhan Kesici işi biliyor

İlhan Kesici, “Benim adayım Kemal Kılıçdaroğlu’dur” demiş, çıkmış işin içinden.. Zeki adam. Bugünden baktığında manzara gayet net görünmüyor mu?.. Kesici, “her görev için ilk akla gelen isim” biliyorsunuz.. Belediye başkanlığı, başbakanlık, sağın ortak adayı, solun ortak adayı.. Ne varsa.. Önce bir İlhan Kesici ismi üzerinde konuşulur.. Sonra ikinci isimler değerlendirilir.. Oysa 2019’a girip de ilk turda elendiğinde politik kariyerini; ‘girdiği her yarışı kaybetmiş isim’ olarak tamamlayacaktı.. Bu riski alacaksa Kılıçdaroğlu alsın.. Niye Kesici alıyor ki?..  

 

İttifak mı koalisyon mu?

Birileri kafa karıştırmaya çalışıyor farkında mısınız?.. Meğer AK Parti seçmeni ittifaktan rahatsızmış. Meğer bu bir koalisyon demekmiş.. Net ve bir defada anlatmaya çalışacağım.. İttifak, seçim öncesi kartların açık oynanması, seçmene dürüst davranılması anlamına gelir.. - Ki 16 Nisan sürecinde, ‘Cumhurbaşkanlığı’ sisteminin teorisyenleri televizyonlarda defalarca anlattılar nasıl olacağını.. Koalisyon yok.. Ama asgari müşterekte uzlaşarak ve sandığa gitmeden evvel de bunu seçmene söyleyerek ittifaklar yapılabilecek.. Bunu, ‘biz teröre karşıyız’ diyerek seçmenden oy isteyen ve seçim sonunda ‘birlikte iyi salladık’ deyip, teröristlerle koalisyon pazarlığına oturan CHP’nin anlaması zor elbette..