Kongre var... Siz “kurultay” deyiniz. Bildik kelimeleri öztürkçeleþtirdiðinizde size “ilerici” diyorlar. Ayrýca solcu da oluyorsunuz.
Kemal Kýlýçdaroðlu “yeniden” kazanacak...
Bir zamanlarýn namlý “çarþafçý”sý Kýlýçdaroðlu... Eski kurultaylarda, kendi arkadaþlarýna yer açabilmek için “çarþaf liste” derdi...
Demokrasinin gereðiymiþ...
Genel Baþkan seçildi, partinin yetkili kurullarýna kendi adamlarýný doldurdu, delege yapýsýný tümden deðiþtirdi, birden “blok liste”ci kesildi...
Blok listenin getireceði “olumsuzluklarý” bertaraf ettiði ve ilelebet genel baþkanlýðý garanti altýna aldýðý halde blok listede inat ediyor.
E, hani demokrasi?
Genel baþkanlýða, bir sözü bir sözünü tutmayan, bugün söylediðini ertesi gün tekzip eden bu adam getirilecek iþte...
Þaþýrtýcý mý?
Hayýr.
Bugüne kadar hiçbir seçimi kazanamamýþ (ezeli rakibi Erdoðan tarafýndan tam sekiz kere geçilmiþ), hiçbir halk oylamasýndan sonuç alamamýþ bu adam, kendi oluþturduðu delege yapýsý içinde kazanacaðý genel baþkanlýk seçimini “zafer” diye yutturacak ve bununla avunacak.
Sarsmayýn...
Dün, eski bir CHP’liyle karþýlaþtým. Bir dönem partide görev almýþ bir tanýdýk... Kurultayý konuþtuk. “Bir deðiþiklik bekliyor musunuz?” diye sordum.
Herhangi bir deðiþiklik beklemiyor.
Parti, yine Kýlýçdaroðlu’nun kafasýna göre þekillendirilecek.
Genel Baþkan, yine Kýlýçdaroðlu olacak.
Muharrem Ýnce’ye þans tanýmýyor. “Yabancýlaþtýrma efektidir Muharrem Ýnce” diyor... Bir diðer ifadeyle, “partide demokrasi varmýþ görüntüsünün vitrin malzemesi...”
Epey þey anlattý.
Mesela, “partiyi kuþatan haramiler”den yakýndý.
Haramilerden kimleri kastettiðini sordum ama isim vermedi. Ýsim verseydi de bu açýklýkla yazamazdým zaten. Mahkemesi var, þusu var, busu var... “Partinin istikametine ve vitrinde görülen bazý isimlere bak, ne demek istediðimi anlarsýn” dedi.
Partinin istikameti, evet, bir fikir veriyor ama “haramiler”le kastedilen þeyin ne olduðunu tam anlatmýyor. Vitrindeki isimler de öyle... En fazla, “Teröre destek veriyorlar, PKK’yý sorgulamýyorlar, terör örgütüne yapýlan Amerikan yardýmýný problem olarak görmüyorlar” diyebileceðiniz isimler.
Ýsim vermeyince ben de ýsrar etmedim.
Bir þey daha söyledi: “Kasetten sonra (Baykal’ý istifa ettiren FETÖ mamulü kasetten söz ediyor)CHP ulusalcý yapýsýný yitirdi. Eski CHP milli meselelerde, kurucu iradenin vazettiði çerçevede refleks gösterirdi, Türkiye’nin yanýnda dururdu. O CHP yok artýk. Bugün Amerika’nýn doðrularýný seslendiren, daha da kötüsü ulusalcý kimliðinden utanan bir CHP var. Parti iþgal altýnda. Atatürkçü kimliðiyle bilinen isimler tek tek tasfiye ediliyor. PKK sever Sezgin Tanrýkulu’nun CHP’lilikle, kurucu felsefeyle ne alakasý var? Eren Erdemkim, ne zaman Atatürkçü olmuþ? Mahmut Tanalda nerden çýktý? Selin Sayek Bökekimin sözcüsü? Atatürk’e küfretmiþ Mehmet Bekaroðlu’nun ne iþi var partide? HDP’li Canan KaftancýoðluCHP’yi nasýl temsil edebilir?”
Ýtiraz etmedim.
Sadece, “Bunlarý zaten yazýp çiziyoruz. Bizim için yeni sayýlabilecek þeyler söylemiyorsunuz ki!” dedim.
Hak verdi, “Evet, daha aðýrlarýný yazýyorsunuz, biliyorum ama sizler için yeni olan þey, Afrin operasyonundan sonra bu fikriyatýn CHP tabanýnda da yavaþ yavaþ kabul görüyor olmasý” dedi.
Bir de öngörüde bulundu: “Cumhurbaþkanlýðý seçimi kopuþ olacak. CHP kaosa yatýyor. Çarþýnýn karýþmasýný bekliyor. Bu nedenle aday göstermiyor. Kazasýz belasýz Cumhurbaþkanlýðý seçimine ulaþabilirsek, seçimden önce olmasa bile, seçimden sonra mutlaka bir kopuþ yaþanacak. Haramiler tasfiye edilecek, Parti asýl sahiplerine geçecek!”
Eh, bize de, “Hadi hayýrlýsý. Geç olsun da, güç olmasýn” demek düþüyor.