“Bu hayat girdap gülüm!”

Eğitim noktasında eksiklerimiz var, bunun farkındayız.

Bu eksikleri gidermek için çalışmalar yapılıyor mu? Evet yapılıyor. Yeterli mi? Değil ancak en azından bir şeyler yapılmaya çalışılması gelecek için ümit veriyor.

Ancak geçtiğimiz günlerde yaşanan bir vakıa çürüme ve yozlaşmanın tabana kadar yayıldığını gösterdi. Maalesef bazı şeyleri kanıksamışız ve başarısızlığı başarı addedecek seviyeye kadar düşmüşüz.

Gerek liseye giriş sınavlarında gerekse üniversiteye giriş sınavlarında eksi netler yapılmasına alıştığımız süreçte inanılmaz bir olay yaşandı: Bir öğrenci bütün soruları yanlış cevaplamayı başardı.

Eğitimde geldiğimiz noktada bu gerçekten içler acısı bir durum.

Ama asıl yaralayıcı olan arkasından geldi.

Bu öğrencinin başarılı olmak için ders aldığı, ücret ödediği kurs merkezi bu öğrenciyi bütün soruları yanlış yaptığı için ödüllendirdi!

Ödüllendirmekle kalmadı bu anı videoya alıp sosyal medya ortamlarında paylaştı.

Hem de babasının, ailesinin yanında.

Öğrenci başına ne geldiğinin farkında değil. Baba şaşkın bakışlarla bir kurs yöneticisine bir kızına bakıyor. O da durumun farkında değil.

Muhtemelen farkında olsa yapılan bu aşağılamadan ötürü darp ile karşılık verecek.

Neresinden baksanız, hangi açıdan değerlendirseniz tam bir felaket.

Öğrenci açısından felaket!

Bütün ülkeye afişe ediliyorsunuz!

O çocuğun psikolojisini kim düzeltecek veya psikolojisi ne kadar bozulacak, tekrar düzelebilecek mi?

Eğitim açısından ayrı bir felaket!

Bırakın temel eğitimi, almış olduğu destek eğitimlerle bile bir insanı yetiştiremiyoruz!

İnsanlık adına ise tam bir fecaat!

Mariana çukurunun çarpanı...

Alçaklığın çukur noktası...

Bundan ötesi yok!

Ya da inşallah yoktur!

Daha kötüsü olamaz diye düşündüğümüz her seferinde daha kötüsünü yaşıyoruz.

Düşünsenize, siz öyle bir eğitim veriyorsunuz ki eğitim verdiğiniz kişi hiçbir soruyu doğru cevaplayamıyor.

Bu kimin hatası?

Hepimizin ama en çok da bu yavrumuzu afişe edenlerin!

Bu zihniyet mutlaka cezalandırılmalı.

Bu alçaklık, çukurluk cezasız kalmamalı.

Millî Eğitim Bakanlığı derhal harekete geçip bu alçaklığı yapanları cezalandırmalı.

Bu zihniyete sahip insanların vereceği eğitimden hiç kimseye hayır gelmez.

Eğer bu konuda devlet, bakanlık ve toplum olarak tepkisiz kalacak olursak bu alçaklığı ve çukurluğu onaylamış oluruz.

Hani derler ya: "Gülüyoruz ağlanacak halimize..."

Oturup kara kara düşünmemiz gerekirken başarısızlığımızı bir başarı addediyoruz!

Va esefa...

Millî Eğitim Bakanlığına ve Sayın Bakan'a, arzuhal edebilir miyiz?

Eğitimle ilgili umumi halimizden mustarip olduğunuzu gözlemliyoruz. Lütfen bu öğrenciyi ziyaret ediniz ve fakat o çocuğun eğitim aldığı okul-kurs ne varsa, öğretmenleriyle birlikte cezalandırınız.

O çocuğumuzun sınav sonucu, ihtimal ki başka sebeplere dayalıdır; fakat kayıtlı olduğu kurumlar katmerli cürüm işlemişlerdir.

Ruhsatları iptal edilebilir, vs.

Hastanelerde, hastaya karşı cürüm olduğunda nasıl ki ruhsat iptali, kapama vb. müeyyideler uygulanıyor, bu çocuğumuzun okuduğu kurumlar da komple bir müeyyide ile karşılaşmalıdır.

X'teki mesajımızda olduğu gibi, MEB'den konuyu kurumsal bir sorumlulukla ele almasını, çok yerinde bir estetik müeyyide ile kamuoyunun kanayan vicdanını rahatlatmasını rica ediyoruz.

Sayın Bakanım, her halükârda bir başarısızlık varsa komple bir başarısızlıktır bu. Ve bunun normal sonuçları bu çocuğun omuzuna yüklenmiştir. İlgili kurumlara sağlam bir müeyyide uygulanmasını da talep ettik ancak bu çocuk başarısız olduğu için değil, kendilerine emanet edildiği eğitimciler ve eğitim kurumu tarafından rencide edilmiş, şahsiyetiyle oynanmış durumda olduğu için.

Bunun ağırlığını bu çocuğun üzerinde bırakmamalıyız.

Elbette başarısızlığı ödüllendiriyor gibi bir algının oluşturulmasına izin vermeksizin bu çocuğumuz bir sosyal terapiye alınmalı, en yakınları, akranları ve önümüzdeki üç beş yıl karşılaşacağı sosyal çevrelerin baskıları öngörülerek tıpkı karantinaya alınır gibi sahiplenilmelidir.

Okutulmalıdır, ona rehberlik edilmelidir.

Sınav sonucundan bağımsız yaşadığı bu rezalet karşısında yalnız kalmaması için bunu talep ve rica ediyoruz.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözünü bu vakıa ile hatırlamamız gerekir.

Eğitim aldığı kurum da eğitimciler de ibreti alem için cezalandırılmalı ve afişe edilmelidir.