Bu iþ, kolay deðildir

Siyaset sosyolojisi”ndeki eksik araþtýrmalar, toplumun karþýlaþtýðý bir sorun karþýsýnda analiz yeteneðini çuvallatabilir. Bugünlerde biraz onu yaþýyor gibiyiz, oysa, konuya soðukkanlý yaklaþmakta yarar var.

Baþbakan R.Tayyip Erdoðan ve partisinin bir konuda net karar vermesi gerekiyor: Kendi yarattýklarý bir sorunla mücadele ediyorlar!..

Durun, bu cümleden sonra, “memlekette ‘paralel devlet’ dediðiniz þey kurulurken neredeydiniz “ tarzý klasik bir muhalif söyleme yönelecek deðilim. Ne, anayasal teminat altýndaki meþru siyasal iradeye dönük bir yargý darbesi karþýsýnda zil takýp oynamak, ne de buradan yola çýkarak toplumun çoðulcu demokrasi hedefinin yolunu týkayacak bir takým uygulamalara kapý aralanmasýný istemek meselemizi çözmüyor.

Sorun, ekonomik büyüme-demokratikleþme çizgisinde þekilleniyor, bir de, tabii, bir vesayet rejiminin yýkýlmasý sürecinde yaþanýlmasý normal koþullar ile destekleniyor.

Büyüyen orta sýnýf konusu

Sosyal-ekonomik geliþim çizgileri ve siyasi öyküleri nedeniyle Soðuk Savaþ yýllarýnda askeri vesayet rejimi yaþamýþ iki ülkenin çarpýcý benzerlikleri vardýr: Türkiye ve Güney Kore.

Güney Kore’de 1961 ve 1980 yýllarýnda iki açýk askeri darbenin yaþanmasý dikkat çekicidir. Kore generalleri, 1961 Darbesi’ni sessiz karþýlayan halkýn 1980 sonrasýnda 7 yýl gibi kýsa bir süre içinde sivil/çoðulcu demokrasiyi kurma kararlýlýðý karþýsýnda þaþýrmýþlardý. Bu ülkede demokrasi 1987’de kuruldu, vesayet rejiminin son tortularý 2007’de temizlendi, bugün bir Koreli gence ordu darbesinden söz etseniz, size “meczub” muamelesi yapmasý kaçýnýlmazdýr.

Neden böyle oldu? Çünkü vesayet güçlerinin ýskaladýðý ana nokta, ülkenin 1960-80 yýllarý arasýnda yaþadýðý mucizevi kalkýnmanýn güçlü bir orta sýnýf yaratmasý, bu sýnýfýn da çoðulcu demokrasiyi bir yaþam biçimi olarak benimsemesiydi. Ekonomik kalkýnmanýn yarattýðý sýnýf, generallerin vesayet rejimini tarihe gömdü!..

Türkiye için yanlýþ  analizler

Kamuoyuna “AK Parti-cemaat kavgasý” olarak yansýtýlan ve genelde, “vesayeti birlikte geriletirken iyiydi di’mi” tarzý söylemlerle geliþen tartýþma ortamý, hatalý. Erdoðan doðru yerde doðru zamanda kendini gösterdi. Devamýnda saðladýðý ekonomik yükseliþ tarihimizde ilk kez güçlü bir orta sýnýfýn doðmasýna neden oldu. Bu sýnýf, kendisinden “üzerinde gölge olmayan þeffaf bir demokrasi” talep etti, oylarýn yüzde 50’sini de böyle aldý.

Týpký, Güney Kore generallerinin þaþkýnlýðý ile, Erdoðan’a oy verenlere, “bidon kafa,göbeðini kaþýyan adam” demiþ olan “cumhuriyetçi elitler” çýkabilir ama, bu tür tepkiler toplumun doðal geliþiminin rotasýný deðiþtirmez.

Erdoðan, önce, kendi yarattýðý, yaþamýnda býrakýn darbeyi, siyasi baský nedir bilmemiþ bir genç kuþakla Gezi Parký’nda yüzleþti, þimdi de, þeffaf/çoðulcu demokrasi talebini yineleyen ve güçlenmesinde ana rolü oynadýðý kent orta tabakasýyla ortak formül bulmak durumunda...

Anayasa önemliydi

Erdoðan’ý, ne, Hocaefendi’nin bedduasý yýkabilir, ne de, devlet içindeki bir takým paralel yapýlanmalarýný sabah baskýnlarý...

Biliniz ki, iþ o noktaya geldiðinde, sözünü ettiðim o orta sýnýf, “siyasal meþruiyet vemilli iradenin” yanýnda yer alacaktýr... Bu siyasetin sosyolojisinin çok doðal bir sonucudur. Ordu veya yargýdan gelmesi fark etmez, toplumun geniþ kesimi, siyasetin, kendi iradesi dýþýnda yeniden düzenlenmesi saldýrýlarýna direnecektir.

Ama, kabul edelim, Meclis’in, yeni bir demokratik anayasa yazýlýmýnda sergilediði engelleyici tutum ve siyasetin bu sorunu çözememiþ olmasý, toplum açýsýndan derin hayal kýrýklýðý oluþturdu. Sonucu, “eski” ve “yeni” vesayet güçlerinin ortaklýðýnda þekillenen siyasi fýrtýnada izliyoruz!.. Düne kadar ‘paralel devlet’in TSK mensuplarýný hapislere koyduðunu ileri sürenlerin, bugün ayný yapýlanmayla Erdoðan’a karþý istifa kampanyasý sürdürmesi, “darbe karþýtlýðý” ile tanýnmýþ kalemlerin “yargý darbesi”nin kuyruðuna takýlmasý normal karþýlanabilir mi?

Erdoðan ne yapacak?

Çok açýk: Çoðulcu demokrasinin yolunu açacak siyaset programý ile bir kez daha toplumla kol kola girecek. Çünkü, siyasi var oluþunun temelinde bu var, aksi yöne saptýðýna iliþkin her adým, her açýklama, karþýsýndaki gücün yükseliþine neden olur.

Yýlbaþý konuþmasýnda 2014’ü bir Avrupa Birliði yýlý olarak tarif etmesi ve demokratikleþmenin önünün açýlacaðýný vurgulamasý, önemli.

Bunu yapabilir, yalnýz kendisi deðil, millet rahatlar.