Bu iþte bir tuhaflýk yok mu?

Cemaat, Câmia, Hizmet... Þimdilerde hangi isimle anýlmayý arzu ediyorlarsa o çevre ile ilgili yazý yazmakta zorlanýyorum. Oysa ülkemizde kendisinden en fazla söz ettiren kesim o.

Baþbakan ve Ak Parti cenahýnda o çevreyle ilgili neler hissedildiðini az çok biliyorum da, Câmia’nýn süregiden ihtilâfta þu günlerde ne düþündüðünü merak ediyor, öðrenmek için de nâþir-i efkârý bilinen gazetelere göz atmadan edemiyorum.

Dün tuhaf bir durumla karþýlaþtým; tuhaflýðý ilginize sunmak istiyorum...

Önce Cumhuriyet gazetesinde karþýma çýkan habere göz atalým: Haber Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý’nýn (GYV) iftarýyla ilgili. Gelenekselleþmiþ iftarda ‘Vakfýn onursal baþkaný’ sýfatýyla Fethullah Gülen’in mesajý bu defa da okunmuþ... Mesajda en dikkat çekici bölüm bir dizi temenni...

‘’Gelin, þu ýþýktan günlerin ufkumuzu sarmasýný iyi bir vesile sayarak bütün günahlarýmýzdan tevbe edelim ve bir arýnma süreci baþlatalým’’diye baþlýyor temenniler ve þöyle devam ediyor:

‘’Geçmiþi kötü yanlarý ile kendi tarihselliðine gömüp dünkü kavgalarý þimdilerde yeniden kavga vesilesi yapmayalým. (..) Kýrýp parçalayýp, saða sola saçtýðýmýz kendi parçalarýmýzý bir araya getirerek, bunlarý bir daha kopup daðýlmayacak þekilde birbirine baðlama yollarýný araþtýralým.’’

Son dönemde yaþanan ve kendisini derinden üzdüðü anlaþýlan atýþmalarda kullanýlan dil ve üsluptan þekva ediyor Fethullah Gülen, ama umudunu da paylaþýyor.

Okuyalým: ‘’Gürül gürül konuþmak icap eden anlarda bile sadece yutkunmakla iktifa ediþim bozulan köprülerin bütün bütün yýkýlmasýnýn önünün alýnabileceðine ve yeniden mürüvvet ufkuna ulaþýlabileceðine olan inancýmdýr. (..) Bir zamanlar çokça gördüðümüz o nazlý nazlý bir araya geliþlerin ve o yürekten birbirini selâmlayýþlarýn canlanýp devam edeceðine inanýyorum. Yeniden her yörede o heyecanlý muhabbet naðmelerinin ve birbirinin meziyetini mýrýldanan dillerin duyulacaðýný; o mütekabil hürmet ve muhabbet teâtîlerinin artarak içtimaî atmosferi bütünüyle saracaðýný ümit ediyorum.”

Yerim daha geniþ olsaydý da, bana ‘barýþma’ yönünde bir yol arayýþý gibi gelen mesajýn bütününü sizlere aktarabilseydim.

Mesajý ‘barýþma’ amaçlý gören yalnýz ben deðilim, bu satýrlarý aktardýðým gazete (Cumhuriyet) de, haberine, ‘Gülen’den Erdoðan’a mesaj: Barýþalým’ baþlýðýný uygun görmüþ...

Hayretimi çeken, Câmia’nýn nâþir-i efkârý olan gazetenin (Zaman) iftarla ilgili haberi... Gazete mesajdan benim uzun uzadýya alýntýladýðým ‘barýþma’ arzusu yansýtan satýrlarý almamýþ haberine...

Oysa hep mesajlarýn bütününü yayýmlardý gazete...

Daha garip olan ise GYV’nin tavrý. Ýftarýn evsahibi Vakfýn katýlanlara dinlettiði önemli mesajý internet sitesine koymasýný beklerdim... Mesajýn bütününü okurum diye girdim sitelerine, iftardan da mesajdan da tek satýr bulamadým.

Garip deðil mi?

Belki yarýn koyarlar, ama yine de garip...

Aralýk ayýnýn karanlýk günlerinde ‘barýþma’ hissini en keskin biçimde ifade eden mektubun muhataplarýna ulaþtýðý günü hatýrlýyor musunuz? Mutlaka hatýrlýyorsunuzdur. Çünkü mektup 25 Aralýk 2013 akþamý Baþbakan Tayyip Erdoðan’a ulaþmýþtý; yani, kendi oðlu ile çoðunu yakýndan tanýdýðý dostlarýna karþý (2.) operasyonun baþladýðý günün akþamý.

Mektup ile uzatýlan barýþ eliyle taban tabana zýt o olay da zamanýnda bana çok garip gelmiþti.

Yoksa Pensilvanya ‘barýþmak’ istiyor da, Ýstanbul mu karþý çýkýyor?

Ne olduðunu anlayanýnýz var mý?