Avrupa’da seçimler bitecek, Türkiye’de referandum yapýlacak ve ortalýk sütliman olacak, öyle mi?
Vatanýn batýsýnda Gezi ayaklanmasýný, doðusunda hendekleri unutmuþ olsaydýk...
15 Temmuz gecesi iþgal giriþimini yaþamamýþ olsaydýk, “Doðru söylüyorsunuz, bu patýrtý gürültü birkaç oy almak için” diyebilirdik!
Oysaki “patýrtý gürültü” denilerek geçiþtirebileceðimiz hâdiseler yaþamýyoruz. Her þeyin aslýna inkýlâb etmeye baþladýðý...
Batý’nýn kendi için dünyada ‘yaratmaya’ çalýþtýðý cennetin cehenneme dönüþtüðü günlerdeyiz…
Allah ömür verirse, yer ve göðü tekbirlerle inleterek bu dönüþümü göreceðiz.
Batý, insanlýðýn melanette inebileceði en çukur seviyeye inmiþtir. ‘Yaratmaya’ çalýþtýklarý cennetleri için yapmadýklarý mel’unluk yok. Çoluk çocuk katletmekten tecavüze, iþgal etmekten hastalýk yaymaya, gýdalarýn tohumlarýyla oynamaktan ahlâký yozlaþtýrmaya…
Batý’nýn vadettiði sahte cennete kanan Doðulular hâlâ “Her þeye raðmen Batýlý deðerlerden vazgeçemeyiz” diyebiliyorlar. Batýcýlýðý bu kadar da bünyeleþtirmek de büyük baþarý!..
Bazýlarý da, Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarýnýn Avrupa’ya sokulmamasý sonrasý “Batý gerçek yüzünü gösterdi” tespitinde bulunuyor!
Tespit ki ne tespit!..
Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, Filistin’de, Arakan’da Batý’nýn gerçek yüzünü göremeyenler inanýn þimdi de hiçbir þey göremiyorlar!..Bir þey söylemek için, yazmýþ olmak için yapýlan kelâm israfý.
Batý’nýn içinde bulunduðu buhran ahlâkî. Kendi baþýna halledebileceði bir mesele de deðil. Batý’da ve Batý’nýn sömürdüðü topraklarda baþ gösteren ýrkçýlýk ve alkol baðýmlýlýðýyla mücadelede Ýngiliz tarihçi Arnold Toynbee’ye yýllar önce þunlarý yazmýþ: “Müslümanlar arasýnda ýrkçýlýðýn kaldýrýlýþý Ýslâm'in kalýcý ahlâksal baþarýlarýndan birisi. Günümüzde bu Ýslâmî özelliði yaygýnlaþtýrmak zorundayýz; çünkü tarih kayýtlarý her ne kadar ýrkçýlýðýn çoðalan insan ýrklarý arasýnda bir ayrýcalýk olduðunu gösteriyorsa da, bugün ýrkçýlýðýn bu denli kabul görmesi bir felâket sayýlmalý, ki bu daha çok son dört yüz yýl içinde Batýlý güçler arasýndaki yarýþmada, yeryüzünün paylaþýlmasý konusunda aslan payýný alan ülkeler tarafýndan körüklenmekte.”
Toynbee, Batý’nýn kendi topraklarýnda ve iþgal ettikleri topraklarda rahat yaþamak için Ýslâm’dan faydalanmak gerektiðini yazarken kendileri için þu ‘tehlikeye’ de dikkat çekiyor: “Panislâmizm uykudadýr, ne var ki, Batýlýlaþmýþ dünyanýn proleter kalabalýðý Batý sömürgeciliðine karþý ayaklanýp anti-batýcý bir hareket oluþturursa, uyuyan devin uyanabileceðini hesaba katmak zorundayýz. Bu çaðrýnýn, Ýslâm'in militan ruhunu kýþ uykusuna yatmýþ gibi görünüyorsa da uyandýrýp zafer dolu bir çaða yöneltmede, hesap edemediðimiz etkinlikleri olabilir.”
Batý, kendi çýkarlarý için Ýslâm’ý kullanmaya çalýþýrken “hesap edemedikleri” bir tabloyla karþýlaþtýlar. Avrupa’da mensubiyeti artan tek din Ýslâm!.. Batý’nýn þahsiyet sahibi insanlarý, melânet çukurunda yaþamayý ret edip insan olmanýn memuriyeti gereði Müslüman oluyorlar.
Ýngiliz tarihçi Toynbee’nin söylemiyle, “Batý’nýn denemediði tek nizam olan Ýslâm”ý seçiyorlar.
Ýçine düþtükleri melanet çukurundan çýkmak için Ýslâm’dan yardým isteyeceklerine halklarýný Ýslâmla korkutma yolunu seçen Batýlý yöneticiler beyhude çaba içinde. Açýn kulaklarýnýzý, Toynbee gerçeði haykýrýyor: “Ýstikbâl Ýslâmýndýr!”
Anadolu’nun ne mânâya geldiðini ve sömürgeciliklerine karþý koyacak devin bu topraklardan ayaða kalkacaðýný Batý biliyor ve ona göre tavrýný alýrken, içimizdeki Batýcýlar ve Batý’dan medet umanlar yaþadýðýmýz hâdiseleri basit seçim oyunu diyebiliyorlar.
Ne kadar basitler!...