Ortadoðu’da bu kadar kanlý ve acýlý tecrübe yaþanmasaydý Türkiye için bugün esen rüzgarýn bir parçasý olmak en kolayý olurdu. Obama planýnýn ve müttefiklerin günlük demeçlerinin peþine takýlarak imajý parlatmak yeterli sayýlýrdý. Ankara, köklü ve derinlikli çözüm önerileri ileri sürerek kimsenin canýný da sýkmazdý.
Ne var ki, estirilen rüzgarlar bölgenin sorunlarýný çözmeye yetmiyor. ABD için mesele IÞÝD’in bir noktadan ileriye gitmesi ve mesela petrol bölgelerinin güvenliðini tehdit etmesi olabilir. Türkiye için ise, IÞÝD saldýrganlýðý meselenin sadece bir boyutudur. IÞÝD’ten daha kanlý bir katliam makinesi olan Esad rejimi ve hepsini birden var eden demokrasi eksikliði gibi zor bir problem demetiyle karþý karþýyayýz. Arap Baharý’nýn geri dönüþünden itibaren giderek çetrefilleþen bir problem...
Parçalanan Irak ve Suriye herkesin iþtahýný kabartýrken hava harekatýyla çözüm aramak sadece fantastik bir giriþimin gösterisinden ibaret kalýr. Öte yandan, ABD’nin bildik politikalarý da bölgeyi yeni bir müdahaleye açýk býrakmaktan baþka sonuç doðurmaz.
O kadar çok yanlýþ iliklenen düðme var ki düzeni saðlamak sanýldýðýndan zor olacak.
Fýrsatlar birer birer kaçtý
Biraz geriye gidelim...
Eðer, Esad hak ettiði uluslararasý reaksiyonu görseydi ve hiç olmazsa kimyasal silah kullandýðýnda bedelini ödeseydi...
Eðer, Mýsýr’da seçimle gelen iktidar darbeyle devrildiðinde ABD ve Avrupa darbe yönetimine kucak açmasaydý...
Eðer Maliki, sadece Sünni olduklarý için kendi ülkesinin bir bölgesini sistematik þekilde cezalandýrdýðýnda dünya ona hak ettiði tepkiyi gösterseydi...
Eðer, Türkiye gibi ülkeler bütün bunlarýn sonunun felaket olduðunu söylediðinde onlara karþý klasik algý oyunlarý yapmak yerine kulak kabartýlsaydý, bölge bugünkü manzarayý yaþamayacaktý. Ne IÞÝD terörü yaþanacaktý ne de Esad katliamlarý...
Kaçan fýrsatlar ve yapýlan yanlýþlar artýk ideal çözümü imkansýz hale getirdi, bunu kabul edelim. Daha kötüsü, þimdi en iyi ikinci çözümün ne kadar mümkün olduðu da belirsizdir. En iyi ikinci çözüm; hiç olmazsa katliamlarý durduracak bir sükunet dönemidir.
Biz tezkere üzerinden platonik barýþ þarkýlarý söyleyerek iyi hissetmeye çalýþýyoruz ama bu kadar belirsizlikten kaos ve en kötü senaryonun çýkýþýný kimse engelleyemez. Zira, Washington dahil sorunun çözümü safýnda bulunan hiçbir baþkentin kalýcý bir giriþim enerjisi bulunmuyor. Muhtemelen bir süre sonra ABD’nin hevesi kaçacak ve Irak/Suriye tamamen IÞÝD ve Esad eksenindeki kötü talihe mahkum olacak.
Tezkere Esad’a karþý olsa ne olur?
Bu kadar kanlý ve risk potansiyeli büyük bir meselede hala iç siyaset malzemesi arayanlarýn tabloyu bütünüyle görmelerinde fayda vardýr. En baþta da sanki Ýsviçre Baþbakaný’ndan bahseder gibi “Bu tezkere Esad’a karþý” diyerek eleþtiri yapanlarýn görmesi gerekiyor. Keþke, þimdiye kadar ABD’nin, Ýngiltere’nin ve BM’nin de Esad’a karþý bir “tezkere”si olsaydý. Olsaydý da bugün hem 200 bini aþkýn insan hayatta kalsaydý ve IÞÝD olmasaydý...
Evet tezkere hem IÞÝD’e hem de Esad’a karþý. Ama Esad bile kendisine karþý tezkere çýkarýlmasýna bu kadar içerlemezken içerideki bu kaygý neyin nesidir?
Þimdi en gerçekçi politika durumun ciddi derecede kötü olduðunu kabullenmekten geçiyor. Kollarý tamamen sývamadan ve sorunun geçmiþiyle yüzleþmeden sonuç alýnamayacaðýný görmek zamanýdýr.
Türkiye, zamanýnda PYD’ye ve Salih Müslim’e“Sizi dýþlamýyoruz, Kürtler bizim kardeþimiz ve akrabamýzdýr. Ama þimdi, Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte Esad’a karþý hareket etme zamanýdýr. Bu politikadan sapmayýn” dedi.
PYD buna aldýrmadan, baþka halklar katliamla karþý karþýya bulunurken þartlarý fýrsat bilerek Esad’ýn yanýnda pozisyon tuttu ve kendi hedeflerine odaklandý. Bütün Kürt gruplarý ve hatta Barzani’yi de dýþladý. PKK da Rojava devrimi gerekçesiyle çözüm sürecinde frene bastý.
Þimdi, büyük ateþ herkesi yakmaya baþlayýnca þartlar deðiþti. IÞÝD Kobani’ye dayanýnca gözler Ankara’ya çevrildi. Düne kadar,“Sakýn Suriye’ye karýþma” denilen Türkiye’nin býrakýn karýþmak silah yardýmýndan askeri müdahaleye kadar elinden geleni yapmasý isteniyor. Yapmazsa da yine çözüm süreci üzerinden tehditler savruluyor.
Ne kadar çeliþki ve tutarsýzlýk olursa olsun Kobani’deki insanlara kucak açmak ve onlarýn bir felaketle karþýlaþmasýný önlemek Türkiye’nin insani vazifesidir. Kürt siyasetindeki çeliþkilerin hesabý masum insanlara sorulamaz.
Ama herkes, en baþta da PYD Suriye’de bütün halklarýn sorunu çözülmeden birinin sorununu çözülemeyeceðini de bilmelidir. Ayrýca, her kriz anýnda çözümü sekteye uðratmanýn ise toplumdaki sempatiyi azalttýðýný unutmamak lazýmdýr.