Türkiye’de þöhret olmak çok kolay.Lafýný esirgememek adý altýnda kolay hakaret ediyorsanýz, yüz yüze olduðunuzda insanlarýn yüzüne söyleyemeyeceðiniz þeyleri, ekranda söyleyebiliyorsanýz, argo kullanmayý biliyor, dinlemeyi bilmiyorsanýz,
siyasi tartýþmalar ya da futbol programlarýnda þöhret olmamanýz için bir neden yok...
***
Süper Lig baþladý, Fenerbahçe 2-0 önde götürdüðü maçý 3-2 kaybetti. Futbolcular, teknik direktörler, hakemler hatta kurallar deðiþiyor ama yorumcular ve seçtikleri cümleler deðiþmiyor. Yorumcular deðiþmiyor derken, klasik haline gelen NTV ve Rýdvan Dilmen ya da Þansal Büyüka imzalý Maraton’u kast etmiyorum. Sözüm “Mahalle Takýmý”, “Acizlik” gibi ifadeler kullananlara... Bunlar aptal adamlar deðiller, aksine çok akýllýlar.
Bu ülkede kazananýn her zaman haklý, kaybedenin haksýz olduðunu biliyorlar.
Fenerbahçe elbette eleþtirilebilir, eleþtirilmeli ve bunu yapan çok sayýda yorumcu var ama bu beyler normal bir eleþtirinin yeterince dikkat çekmeyeceðini biliyorlar.
O yüzden de dillerini bir býçak gibi kullanmayý tercih ediyor, sonuçta da karþýlýðýný alýyorlar.
Pazar günü gazetelerin internet sayfalarýnda normal eleþtiriler deðil bu beylerin cümleleri ve isimleri vardý.
***
Futboldaki bu çirkinlik siyaset programlarýna da sirayet etti. Birkaç yýl önce Erman Toroðlu’ndan hiç de hoþlanmadýðýný yazan çizen bir adam yaptýðý siyaset programýnda Erman Toroðlu’nu taklit ediyordu. Bir baþkasý karþýt fikirde olanlara “Böcekler”, “Vatan hainleri” deme hakkýný kendinde buluyor, bir diðeri niyet okuyuculuðu yaparak kurduðu teze inanmayanlara etmedik laf býrakmýyordu.
Bu ülkede futbolun dili düzelmeli derken siyaset programlarýnýn dili bozuldu. Buradan belki kiþisel baþarý hikayeleri çýkar ama saygýnlýk ve memlekete fayda çýkmaz.Hoþgeldin futbol ve keþke safralarýný atýp da gelseydin...