Bu kadar yanlýþ çok fazla

Bazý avukatlar “Mütalaa aynen karara dönüþecek, göreceksiniz” iddiasýndalar, ama ben bundan o kadar emin deðilim: Bayaðý aðýr cezalar istenen Ergenekon sanýklarý için yargýçlarýn sözü savcýlarýnkinden daha önemli. Ardýndan Yargýtay var, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi var...

Hepsi de savcýlarla ayný kanaate varýr, yargýlananlarý örgütlü bir kalkýþma ile ilintileyip ceza verir ve verilen cezalarý onaylarsa o zaman baþka...

Ergenekon davasýnda çok önemli yanlýþlar yapýlýyor...

Ýlki, davayý sanýklara bakarak anlamaya çalýþma yanlýþý... 22 farklý olayda adlarý geçen üniformalý-üniformasýz kiþi yargýlanýyor bu davada; içlerinde iþsiz-güçsüzleri de var, Genelkurmay baþkanlýðýndan emekli olaný da... Dava sýrf bu sebeple bile kiþilere bakýlarak anlamlandýrýlamaz...

Yanlýþlardan ikincisi ise, ya herkesi hemen belli bir konuda ‘suçlu’ görmek, ya da hepsinin ‘suçsuz’ olduðuna inanmak... Kimileri “Kanýtlar ortada, tanýklar da var, o halde bu suç iþlenmiþtir” deyip yargýlananlarýn hepsini ‘suçlu’ görme eðiliminde, kimi de “Kanýtlar uydurma, tanýklar kendilerini gizliyor, bu dava baþtan çökmüþ” görüþünü ileri sürüyor... Takým tutar gibi...

Savcýlarýn mütalaalarýnýn üçbin sayfaya yakýn olmasýnýn sebebi, belli ki, ikinci kesimi birinci kesime kazandýrmak... Kanýtlarýn saðlam, tanýklarýn bilgili olduðunu göstererek yargýlananlarýn tek bir örgüte baðlý olduðunu ispatlama gayretine düþmüþ savcýlar...

Ýþin kolayýna kaçýp “Savcýdýr, mahkumiyet ister” demiyorum. Yýllar süren bir davayla haþýr-neþir olan savcýlar, kamuoyunun hassasiyetlerini göz önünde tutarak iþlerini hiçbir itiraza mahal vermeyecek bir titizlikle yerine getirmiþlerdir. Eminim, davaya bakan yargýçlar da en az onlar kadar —hatta karar mercii olduklarý için— onlardan da fazla titizleneceklerdir.

Cezalarýn en üst tarifeden istenmiþ olmasý can sýkýcý elbette. Aralarýnda kamuoyunun görevleri sýrasýnda tanýdýðý, siyasilerin mesai arkadaþlýðý yaptýðý isimler de bulunan bir heyet var karþýmýzda; verilen cezalar pek aðýr duruyor...

Acaba savunmanýn yanlýþlýðýyla ilgili olabilir mi?

Ülkemiz siyasi hafýzasýnda kötü örnek olarak hatýrlanan Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn davasýnda, çok daha hafif cezalarla sonuç almak mümkün iken, yargýlananlardan birer ‘kahraman’ oluþturmak için savunmanýn çetin bir yola baþvurduðu söylenir. Doðru mudur, bilemem. Ergenekon davasýnda farklý bir savunma tarzý izlense, topyekün inkâr yerine araya mesafe koyma çabasýna girilseydi sonucun þimdikinden deðiþik olabileceðini düþünüyorum.

Böyle düþünmemin sebebi þu: Baþýndan dört ciddi askeri müdahale geçmiþ, her müdahale öncesinde kýþkýrtýcý eylemler, suikastlar, toplumsal hareketlilikler yaþanmýþ bir ülke burasý; siyasi hafýzalarýmýz eskiyle bugün arasýnda kolayca paralellik kurabiliyor. 2002 sonrasýnda yaþanan olaðanüstülükleri anlamaya yarayan bir davayý, onlarý görmezden gelen savunmalarla geçiþtirmek yanlýþ gibi...

Tabii bir baþka yanlýþ daha var: Yargýyý adalet daðýtan bir kurum olarak görmeme yanlýþlýðý... Dava pek çok yönüyle siyasi olabilir, ancak yargýlamada görev alanlar tarafsýz ve baðýmsýz yargýnýn mensuplarýdýr.

Mütalaa çýktý, bayaðý gürültü koptu; yargýçlarýn kararý umarým ortalýðý yatýþtýrýr.