Bu karaktersizler nerden çýktý?

Eskiden ahlaksýzlýða “ahlaksýzlýk” denirdi. Kim tarafýndan ve hangi partinin mihmandarlýðýnda yapýlýrsa yapýlsýn, ahlaksýzlýk, ahlaksýzlýktý. 

Kýlýçdaroðlu’nun, 15 milletvekilini, sürgüne gönderir gibi ÝP’in kuyruðuna takmasý, demokrasinin önünü açmaya dönük bir hamle deðildir. 

Hiledir, hülledir, sahtekârlýktýr. 

Kýsacasý, ahlaksýzlýktýr. (Hilesi elinde patlamýþtýr, ayrý. Komþu kapýsýna býraktýðý o 15 milletvekiliyle istediði sonucu elde edememiþtir, Akþener’i Gül lehine adaylýktan çekilmeye ikna edememiþtir. En azýndan þu saate kadar, hilesine bir karþýlýk alamamýþtýr.) 

Ýlginçtir (hakikaten çok ilginç) ahlaksýzlýða kýlýf bulmaya çalýþanlar (ki, bunlar, çoðunlukla, AKP’nin fýrýldak takýmýný oluþturuyor) önce, “CHP demokrasinin önünü açmak için bu transfere izin vermiþtir” mazeretine sýðýndýlar ve siyasal uzlaþmanýn biricik adresi olarak CHP’yi iþaret ettiler. Sonra da topu YSK’ya attýlar. YSK kararýnda geç kalmasaymýþ, CHP bu fedakârlýðý yapmak zorunda kalmayacakmýþ. Ama yapmýþ... Tek kelimeyle bravo CHP imiþ... (Yine ilginçtir, ahlaksýzlýðý “fedakârlýk” ve “özveri” olarak deðerlendirmek, ayný fýrýldak takýmýna nasip oldu.) 

Birileri de, hadisenin Güneþ Motel olayýyla benzerlik göstermediðini kanýtlama peþinde... 

Bu canhýraþ savunma çabasýný altýnda da, yine ilginçtir, ayný fýrýldak takýmýnýn imzasý var... CHP’liler bile bu kadarýný baþaramadýlar ve “hile”ye kýlýf bulmakta zorlandýlar. 

Hadise, evet, teknik olarak Güneþ Motel olayýna benzemiyor. 

Daha ötesine de benzemiyor. 

Farklý iki olaydan söz ediyoruz çünkü. Ama Güneþ Motel olayýyla benzerlikler göstermemesi, ahlaksýzlýðý “ahlaksýzlýk” olmaktan çýkarmýyor. 

Kemal Kýlýçdaroðlu, bir konuþmasýnda, milletvekili transferlerine iliþkin olarak, þu aðýr ifadeleri kullanmýþtý: “Partiye ihanettir. Seçmene ihanettir. Bu karakterde, kendi partisine ve seçmenine ihanet eden bir milletvekili grubunun çýkacaðýný zannetmiyorum.”

Çýktý... 

Kendi partisine ve seçmenine ihanet edecek karakterde bir milletvekili grubu çýktý. 

Hem de CHP’den çýktý. 

Bizzat “emirle” ihanetleri saðlandý. 

Kýlýçdaroðlu da, “karaktersizlik” addettiði davranýþýn sahiplerini, “15 arkadaþýmýza görev verdik. Gözlerinden öpüyorum!” diyerek taltif etti. 

Bu karaktersizliði (Kýlýçdaroðlu’nun ifadesidir) “müthiþ demokrasi ataðý” diye alkýþlayan Fýrýldak takýmýndan en azýndan þunu beklerdik. 

CHP’yi yine “siyasal uzlaþmanýn biricik adresi” olarak görsünler, vaki ahlaksýzlýðý yine “demokrasin önünü açan müthiþ bir hamle” olarak yorumlasýnlar... Ama zahmet olmazsa, ortadaki tenakuzu da görsünler. 

Mesela þöyle desinler: “Kemal Bey, Kemal Bey... Bugün bize alkýþlattýðýnýz hareketi iki yýl önce ‘karaktersizlik’ olarak deðerlendiriyordunuz. Niçin böyle yapýyorsunuz? Niçin kendinizle çeliþiyorsunuz? Niçin bizi zor durumda býrakýyorsunuz?”

Bunu yapmadýklarý süre, vaki ahlaksýzlýðýn bir parçasýdýrlar. 

Daha doðrusu, ahlaksýzdýrlar. 

 

HAMÝÞ

Rahmetli Necmettin Erbakan anýsýna düzenlenen ödül töreninde “Erbakan düþmanlýðý”yla malul bir dizi ahlaksýz gördük... Etrafa neþeli gülücükler saçýyorlardý. 

Þaþýrdýk mý? 

Hayýr. 

IMF’li dönemlerdeki ekonomiyi daha baþarýlý bulan ve iktidara geldiklerinde tüm yatýrýmý durduracaklarýný söyleyen bir genel baþkanýn riyasetinde düzenlenen ödül törenden ne olacaktý ki!