Darbeden sonra hafif tertip eleþtirel pozisyon aldýlar ama darbenin etkisi geçince sustular. Fetullah Gülen ve çetesine toz kondurmamaya devam ediyorlar.
Daha doðrusu, böyle bir adam yokmuþ gibi davranýyorlar. Böyle bir adam yok... Çetesi yok... Kumpaslar yok... Bu çetenin iþlediði cinayetler yok...
Darbeyi prensip olarak eleþtiriyorlar, darbenin fena bir þey olduðunu yazýyorlar ama fazla derine inmiyorlar. Mevzunun kenarýndan dolanýyorlar.
Kimden söz ediyorum?
Kâzým Güleçyüzdenen adamdan ve gazetesinden...
Biz bu Kazým’ý, 17/25 Aralýk sürecinde yazdýðý heyheyli ve celadetli yazýlardan hatýrlýyoruz... “Ateþ parçasý”ydý... Hükümete ve Erdoðan’a demediðini býrakmýyordu.
Hele “muhterem hoca efendisi”ni bir arkalayýþý vardý ki, Emile Zola’nýn “Dreyfus savunusu” yanýnda “hiç” kalýr... Yolsuzluk bataðýna batanlar, suçlarýný örtbas etmek için Kâzým’ýn hoca efendisine saldýrýyorlardý, bühtanda bulunuyorlardý, haksýzlýk ediyorlardý, vs...
Bu yazýlar 15 Temmuz’a kadar devam etti.
Sonra sustular.
Niye, bilmiyorum.
Kazým bize bu suskunluðun nedenini anlatsýn.
Hazýr eli deðmiþken, “Devlet paralel yapýyla mücadele kýlýfý altýnda bütün cemaatleri yok etmeye çalýþýyor” mealindeki sözleriyle neyi kastettiðini açýklasýn.
Devlet, paralel yapýyla mücadele kýlýfý altýnda bugüne kadar hangi cemaatleri yok etti, kimlere gadretti, mensubu bulunduðu grup mahut mücadeleden nasýl bir zarar gördü?
Daha önce de yazmýþtým ama umumi bir sýzlanma dýþýnda doðru dürüst bir karþýlýk alamamýþtým. Tekrarlýyorum:
Bizim bildiðimiz, farklý cemaatleri hedefe koyan ve onlarý yok etmeye çalýþan tek “yapý” Fetullahçýlar’dý... 17/25 Aralýk giriþiminde sadece hükümeti deðil, Menzil, Erenköy ve Ýsmailaða cemaatlerini de hedefe koymuþlardý; çok sayýda müntesibi “sanýk” sandalyesine oturtmuþlardý.
Kâzým Efendi’nin niçin o zaman sesi çýkmadý?
Bir dönem ayný mecralarda dirsek çürüttükleri arkadaþlarý, kamuoyunun yakýndan tanýdýðýn iki Nur talebesi, Mustafa Kaplan ve Bünyamin Ateþ, El-Kaideci suçlamasýyla aylarca cezaevinde yatýrýldýlar. Bu kumpas, muhterem hoca efendisi Fetullah Gülen’in eseriydi.
Kâzým Efendi buna niçin itiraz etmedi?
Niçin “arkadaþlarýnýn” uðradýðý haksýzlýkla ilgili bir çift laf etmedi, etmiyor?
Bu kadar sorudan sonra gelelim “maksat”a:
Kâzým Efendi, Rus Büyükelçi’nin öldürülmesiyle ilgili bir makale yazmýþ. Ýsmi “Derin kumpas...”
Diyor ki, “Açýkça görünen o ki, bu terör taþýyla birden çok fazla kuþ vurulmak isteniyor.”
Bu Türkçe þahikasý cümleden sonra, “Akla gelen ilk hedefleri sýralarsak...” diyor ve sýralýyor.
Bu suikastle birkaç þey hedeflenmiþ.
Biri ülkeyi istikrarsýzlaþtýrmak, diðeri güven duygusunu tahrip etmekmiþ.
Üçüncüsü de þuymuþ: “OHAL uygulamasýný uzattýrýp, hattâ daha da ötesinde ‘OHAL dahi yetmiyor’ diyerek sýkýyönetimi gündeme getirmek suretiyle, ülkeyi normal ve olaðan yönetimden iyice uzaklaþtýrmak. Ya da normale dönüþ taleplerine karþý, ‘ölümü gösterip sýtmaya razý etme’ taktiðiyle OHAL rejimini sürekli kýlmak.”
Kazým burada, bu suikasti hükümetin tertip ettirdiðini anlamamýzý saðlýyor yahut istiyor. “Hükümetin iþine yaradýðýna göre, hükümet yapmýþtýr” demeye getiriyor.
Suikastçinin kimliðinden bahis yok.
Þaibeli bir sýnavla Polis Okulu’na girmiþ. Cemaat evlerinde kalmýþ. Bir Fetullahçý olan ve suikasti önceden bilen Abdullah Bozkurt’a kiracý olmuþ. FETÖ’cü bir iþadamý tarafýndan finanse edilmiþ. Neredeyse bütün akrabalarý FETÖ’den dolayý tutuklanmýþ. Ýzinli olduðu halde darbe gecesi uçakla Diyarbakýr’dan Ankara’ya intikal etmiþ. Cinayeti iþleyeceði gün “hastalýk izni” almýþ...
Buralara hiç girmiyor.
Buralara girmiyor ama suikasti hükümete fatura ettikten sonra da þunlarý yazýyor: “(Akla gelen hedeflerden biri de) Rusya ile zor belâ düzeltilmeye çalýþýlan iliþkileri yeniden sýkýntýya sokmak.”
Ýþte bu sonuncusunu okuyunca “Bu Kâzým’a ne içiriyorlar?” merakýna kapýldým.
Suikast “derin kumpas”a iþaret ediyorsa ve maksat “OHAL rejimini sürekli kýlmak”sa, kumpasta parmaðý bulunan (parmaðý bulunduðu ima edilen) hükümet, niçin OHAL uðruna Rusya’yla zor bela düzeltmeye çalýþtýðý iliþkileri yeniden sýkýntýya soksun?
Bu hükümet manyak mý? Yoksa hükümet yetkililerine mi bir þey içiriyorlar?