Bu kentin sokaklarında sanki hep düğün var

Her köşe başında parıltılı giysiler içinde kadınları... Sanırsınız şehirde günlerce süren düğün var. Şehirdeki ışık her saatte mükemmel. Yemekleri, doğası ve tarihi enfes. Balıklıgöl, Göbeklitepe,  Haleplibahçe... Şanlıurfa’ya giden bir daha gidecek.

Kimi kentler vardır sokaklarında büyülü bir ışık dolaşır. Günün hangi saati olursa olsun,   o ışık kenti öyle bir aydınlatır ki gözleriniz kamaşır, farkına varmadan bir tılsımın içine çekiliverirsiniz. Kendinden geçmiş halde oradan oraya sürüklenip durur, gördüğünüz her kareyi zihninize kazımak istersiniz. Her köşe başında karşınıza parıltılı giysili kadınlar çıkar. Zannedersiniz ki şehirde binbir gece süren bir düğün var ve bütün kadınlar sabahın erken saatlerinden itibaren bu büyük düğünün neşesine ortak olmaya koşuyor. Bu kentin adı Şanlıurfa. Öyle çok öyküsü var ki hangi birinden söze başlayacağını bilemiyor insan...

Madem düğün dedik, belki önce daracık sokaklardan geçip kuyumcu atölyelerini ziyaret etmeli. Bu atölyeler ki çocuk yaşta mesleğe atılan nice erkeğin yaşam öyküsüne silinmez bir çentik atmış. Pencereden giren güneş ışığının parlattığı altına tutulan nice genç, sevdiceğinin bileğinde, boynunda görmek dileğiyle işlemiştir onu, ilmek ilmek, düğüm düğüm. Onları işbaşında bırakıp vitrini parıltılı bir kuyumcuya gidelim. Şanlıurfa’nın kuyumcuları bir başka alemdir. Başka yerlerde işitmediğiniz adlarda görmediğiniz modellerde takılar satarlar. Gelenekler kentidir çünkü Urfa ve Urfa’nın kızları asla ‘hışır’sız gelin gitmez. Kız almak kolay mı? Urfa’daki oğlan ebeveynlerine sorun hele, ne ahlar işiteceksiniz. Besmeleyle başlayan ‘kesim kağıdı’, ‘Kızımızı almak istiyorsanız isteklerimiz bunlardır’ listesine verilen ad. Listede ne varsa alınacak, çare yok!

GELİN TAKILARI, EL EMEĞİ GÖZ NURU

Geline mutlaka takılması gereken iki tür hışır var: Akıtma ve frenk bağı. Bu takılar küçük atölyelerde, tamamen el emeğiyle yapılıyor. Önce altın eritiliyor, kalıplara dökülüyor. Makinede çekildikten sonra tezgahlarda işlenip şekillendiriliyor. Birleştirme ve kaynak işleri yapıldıktan sonra tavlanan takılar rengi açılsın diye tuz ruhunda bekletiliyor. Kontrol ve parlatma işleminden sonra da kalemle işlemeleri yapılarak kuyumculara gönderiliyor. Öyle çok emek var, ortaya afilli, ağır işler çıkıyor ki fiyatını ne siz sorun ne ben söyleyeyim. En iyisi bol sıfırlı demekle yetinip yolumuza devam edelim.

Peşime taktım, kuyumcu atölyelerine götürdüm sizi ya aç karnına gezinmeyeceğiz elbet! Önce bir güzel karnımızı doyuralım ki gezimizi rahat rahat yapabilelim. Yolu Haşimiye Meydanı’na düşmüş olanlar bilir, meydanda sıra sıra ciğerciler vardır. Ustalık ister bu ciğeri yapmak. Ne kadar genç görünse de ciğerci ustalarına sorsanız en az 15 yıldır bu işi yaptıklarını söylerler. Kuzu ciğeri kullanılır ciğer kebap yapımında. Urfa’nın ünlü biberiyle birlikte kömür ateşinde pişen ciğerler (ustalar “Acı biber olmazsa ciğer yinmez” diyecektir geleneği bilmeyene) hemen yan taraftaki fırından alınan tazecik tırnaklı pide veya lavaş yufkasına sarılarak yenir, maydanozu, nanesi soğanıyla. Yanında ille de ayran. Meydana çıkan sokaklardan birinde Ramazan Usta’yı görürsünüz. Ufacık tezgahında, bütün gün ayakta durarak yumurta veya ‘loğlaz’ dürümü yapar Ramazan Usta, tam 25 yıldır. Urfalılar börülceye ‘loğlaz’ diyor. Ekmek fırınında, odun ateşinde pişen börülce yahut yumurtayla yapılan dürümün fiyatı 2-3 lira. Yiyebileceğiniz en sağlıklı, en doyurucu sokak yemeklerinden biri.

MEYAN KÖKÜ ŞERBETİ ŞİFADIR

Yemeğinizi yediniz, karnınız doydu. Üzerine bir de meyan kökü şerbeti içmeden olmaz. Meydandaki esnafın ‘Hacı dede’ dediği Halil Amca da Haşimiye’nin eski esnafından. 55 yıldır ‘Şifadır’ diyerek meyan kökü şerbeti satan Hacı Dede’ye göre meyan kökü böbrekteki kumu dökmede birebir. Başka neye iyi gelir diye sorduğunuzda “Her derde deva” diyecektir. Urfa’da kimse aç kalmaz, her keseye her damak tadına göre yemek bulunur. İster sokakta doyurursunuz karnınızı, ister geleneksel sıra gecelerinden birine katılır, Urfa türküleri eşliğinde çiğ köftenizi yer, kapanışı ‘şıllık’ tatlısıyla yaparsınız. Adına bakmayın siz, şıllık Urfa’nın en zarif tatlılarından. Kebapları, köfteleri, hamur işi ve tatlılarıyla çeşidi de lezzeti de boldur Urfa mutfağının.

ŞANLIURFA’NIN GİZEMİ NEREDEN GELİYOR?

BİNLERCE yıldır önemli bir yerleşim merkezi Urfa. Peygamber Hz. İbrahim ile Hz. Eyüp’ün doğum yeri olarak kabul edilen ve Hz. İbrahim’in ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen Balıklı Göl ile her yıl binlerce turist çekiyor. Bu mistik kent, dünyanın en eski mabedi olarak kabul edilen Göbeklitepe ile de ayrı bir önem kazandı. Cilalı Taş Devri’nde yapıldığına inanılan bu mabedin önümüzdeki yıllarda Urfa’ya çok sayıda ziyaretçi çekeceği kesin. Dört Amazon kraliçesinin avlanırken görüntülendiği Haleplibahçe mozaikleri, günümüzden 4 bin yıl önce kurulduğuna inanılan Harran, müzeleri, hanları, medreseleri, geleneksel mimaride inşa edilmiş konakları ve rengarenk çarşıları şehrin gezilecek diğer yerleri.

KADINLAR İÇİN KURULMUŞ ÖRNEK BİR MERKEZ

AKÇAKALE yolu üzerindeki Hayati Harrani mahallesi ile aynı adı taşıyan kadın destek merkezi Urfa Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulmuş. Köyden yeni göçmüş, hayatında okulla tanışmamış birçok kadının okuma-yazma öğrendiği, ücretsiz mesleki eğitimlere katılıp çamaşırlarını ücretsiz yıkadığı bir yer burası. Orada karşılaştığım kadınların gözlerinde aynı heyecan vardı. Onlar belki de hayatlarında ilk defa değerli olduklarını hissediyordu. Emzikli bebeklerini alıp okuma-yazma kursuna katılan kadınlar, kendi kuaför dükkanını açmak için kuaförlük eğitimi alan genç kızlar, kreşte rengarenk dünyalarını boyalarla ifade eden çocuklar...  O gün yüreğimde kelebekler uçuştu sevinçten. 

Teşekkür

URFA güzellemesi, STAR gazetesinin pazar ekinde yayımlanan 50’nci yazım. Bu yazıyla bir yılı da tamamlamış oluyorum. Seyahat yazısı yazmayı o kadar çok seviyormuşum ki bu sevda 15 yıllık yemek yazarlığımı ikinci plana itti. Başta bu aşka düşmemi sağlayan ekler yayın yönetmenimiz Gülay Erdemli ve her hafta yazılarımı sevgiyle karşılayan editörümüz İnci Döndaş olmak üzere herkese teşekkürler. Bu haftadan itibaren Kendini Anlatan Kentler’de güzel memleketimize daha çok yer vereceğim. Sizler de bu sayfada görmek istediklerinizi ve sorularınızı yukarıdaki e-posta adresime veya Facebook’ta aynı adla açtığım sayfaya yazın. Okumaktan mutluluk duyarım...