Bir gün gelecek, Muhasebeci Kenan’a hak vereceksin deselerdi, inanmazdým... “Gidin iþinize” filan derdim...
Maalesef haklý...
Kaþgarlý Mahmut’u bilmeden bize “Kaþgarlý Mahmut dersleri” veren, hayatýný idame ettirmek için kullandýðý Türkçenin nereden geldiðini bilmeden bize “Türkçe hassasiyeti” satan, hangi hacetini gidereceðini bilmeden “Türkçe ezan” diye tutturan Muhasebeci Kenan bu kez haklý.
Çok haklý hem de...
Dün basýn toplantýsýnda, “Niçin beni disipline verdin?” diye genel baþkanýna isyan etti.
Ýsyanla da kalmadý...
Savaþ açtý...
Ki, öne sürdüðü argümanlarýn tümünde haklý ve tutarlý.
Ezan’ýn tahrif edilmesini istemek suçsa (Türkçe deðil, “tahrif edilmiþ ezan”, çünkü Türkçenin burada bir kabahati yok; bütün kabahat Türkçeyi kullanarak ezaný tahrif edenlerde), bu suçu birçok CHP’li iþler ve iþliyor...
Çünkü birçok CHP’li Muhasebeci Kenan gibi düþünüyor. Ezan’ýn tahrif edilmiþ olmasýndan hiç de rahatsýz deðiller. Hatta ezaný tahrif eden Doktor Reþit Galip, onlarýn gözünde, “Ýcabýnda Mustafa Kemal’e bile kafa tutabilen büyük bir devrimci...”
Bu büyük devrimcinin, ayný zamanda Nazým Hikmet’e 18 yýl hapis cezasý vermiþ “yargýç” olduðunu hatýrlamak istemezler, orasý ayrý...
Muhasebeci Kenan “haklý olarak” soruyor: “Ayný hassasiyeti sizler de üleþtiðiniz halde, niçin beni günah keçisi haline getiriyorsunuz?” Ve disiplin kararýnda “samimiyet” arýyor. Ama bulamýyor.
Çünkü CHP’nin disiplin kararýnda bir samimiyet yok.
Diyorum ya, birçok CHP’li, hatta “Susturun þu adamý” diyen Kýlýçdaroðlu bile “tahrif edilmiþ ezan” konusunda Muhasebeci Kenan gibi düþünür.
Muhasebeci Kenan’ýn bir isyaný da, partide “üvey evlat” muamelesi görmesi.
Burada da sonuna kadar haklý...
Sonradan gelenler el üstünde tutulurken (gerçi kendisi de sonradan gelmiþtir ama herhalde “ahlak ve týynet deðiþtirip sonradan CHP’li olanlar” demek istiyor), birçoðu Cumhurbaþkaný ve belediye baþkaný adayý yapýlýrken, CHP ideolojisiyle niza halindeki troller itibar skalasýnda hatýrlý yerlerde aðýrlanýrken, öz evlatlarýn “disiplin” tehdidiyle susturulmasý aðýrýna gidiyor...
Mehmet Bekaroðlu konusunda da haklý...
Sonradan gelme Bekaroðlu “Kefere Kemal” derken bir þey olmuyor, ama kendisi Türkçe ezan istedi diye disipline veriliyor.
Birçok konuda haklý olan Muhasebeci Kenan’ýn “haksýz” olduðu yer þurasý:
Haddini bilmiyor...
Meðer “hazýrlýk” halindeymiþ. CHP genel baþkanlýðýna göz dikmiþ. Kendi ifadesine göre hatýrý sayýlýr bir taban desteðine de sahipmiþ.
Diyor ki (özetle), “Kýlýçdaroðlu genel baþkanlýk koltuðu elden gidecek korkusuyla beni disipline sevk ediyor...”
Bunu duyunca, “Þaka yapýyor herhalde” diye düþündüm.
Hayýr, þaka yapmýyor...
CHP’nin arayýþ halinde olduðu günlerde, “Elimi taþýn altýna koyuyorum, Cumhurbaþkanlýðýna aday olduðumu açýklýyorum” derken de þaka yapmýyormuþ.
Kendisinde “deðer” vehmediyor.
Genel baþkanlýk için en güçlü aday olduðuna inanýyor.
Olabilir...
Bilmediðimiz bir “deðer”e sahip olabilir ama çýplak gözle baktýðýmýzda kendisi hakkýnda söyleyebileceðimiz ve dileyebileceðimiz þey þu olabilir: “Allah þifa versin.”
Evet, birçok konuda haklý ama “haklý olmak” tek baþýna bir þey ifade etmiyor.
Bu iþler için biraz da “saðlýk” gerekiyor.