Bu kullanýþlý entelektüel ne saçmalýyor böyle?

Bütün güzellikleri bozan ErdoðanAB’yle imzaladýðýmýz serbest dolaþým anlaþmasýný da bozdu...
Meseleye böyle bakarsanýz, geriye söylenecek söz kalmýyor. 

Böyle bakan mebzul miktar yayýn organý var.

Davutoðlu’nun gidiþine üzülmeyenleri “cahil, eðitimsiz ve kent kültüründen nasibini almamýþ” zavallýlar olarak gören fahri danýþmanýn çevresi de meseleye böyle bakýyor.

Kimseye, “Neden böyle bakýyorsun?” diye tazirde bulunamazsýn.

Böyle bakmaya devam etsinler ama zahmet olmazsa þu sorulara da cevap versinler:

Ne karþýlýðýnda AB’yle “serbest dolaþým anlaþmasý” imzalandý?

Hangi sözler verildi?  Verilen sözler arasýnda, “Terörle Mücadele Kanunu”nun kaldýrýlmasý yahut “yumuþatýlarak” deðiþtirilmesi de var mýydý?

Þu sýralar sýklýkla duyduðumuz “72 kriter” de nereden çýktý? Bu kriterler neleri içermektedir? Bu kriterlerden biri de “Terörle Mücadele Kanunu”nun varlýðýyla imtihana çekilmek midir? 

Bu sorularý, öncelikle, mahut “anlaþma”ya imza koyanlar cevaplayacak... Avrupa Birliði’ne verilen sözler arasýnda bahsi geçen kanunun kaldýrýlmasý ya da yumuþatýlarak deðiþtirilmesi varsa, imzacý heyetin bu konuda kamuoyunu tatmin edecek bir açýklamada bulunmasý gerekiyor.

Parlamentoya soruldu mu mesela?

Ýstiþare mekanizmasý iþletildi mi?

Cumhurbaþkaný’nýn ve partilerin görüþü alýndý mý?

Erdoðan’ý “bütün güzellikleri bozan merkez” olarak gören arkadaþlarýn da sormasý gereken bazý sorular var elbette... Gazeteci soru sorar çünkü.

Þu türden sorular mesela:

Bu 72 kriter, neden Birleþik Arap Emirlikleri’ne, Panama’ya, Paraguay’a, “kara para cenneti” olarak bilinen birtakým isimsiz ve vasýfsýz ülkelere uygulanmýyor da, neredeyse bütün ticaretini AB ülkeleriyle yapan Türkiye’ye uygulanýyor?

Mesele “geliþmiþlik düzeyi” ve “demokratik standartlar” ise, bugün sorgusuz sualsiz AB’ye alýnan ülkelerin hangisinde bu standartlar mevcuttur?

Bulgaristan çok mu demokratik bir ülke?

Hýrvatistan geliþmiþlik düzeyinde kuþ mu konduruyor?

Fransa, anýlan kriterlerin hangisine uyuyor?

Hayýr, mesele öyle deðilmiþ... Avrupa Birliði bize “Terörle mücadele etme” demiyormuþ.

Ne diyormuþ peki?

Þunu diyormuþ: “Terörle mücadele ederken, demokratik haklarý kýsýtlama...” Bu da, diktatör Erdoðan’ýn iþine gelmiyormuþ. Zaten, “baþýnda Erdoðan gibi bir diktatörün bulunduðu bir ülkede” bu inceliði anlayacak kafa neredeymiþ!

Bu harikulade görüþ karþýlaþtýrmalý edebiyatýn þahý Murat Belge’ye ait...

Kullanýþlý entelektüellerin sonuncusu ve yeni Jurassic Park sakini Murat Belge ironi yapmaya devam ediyor.

Ýroni yaparken de göz çýkarýyor.

Þunu demeye çalýþýyor: Avrupa Birliði ülkelerinde hürriyetler kýsýtlanabilir, çünkü orada terörle mücadele ediliyor. ama Türkiye’de kýsýtlanamaz.

Mesela, DAÝÞ terörüne karþý mücadele ettiði söylenen Fransa’da, terör övgüsü bile sayýlmayacak sözler (“DAÝÞ’e karþý çýkalým ama bu örgütün niçin teröre baþvurduðunu da anlamaya çalýþalým” mealindeki sözler) yaptýrýma baðlanabilir, terör övgüsünde bulunanlarýn vatandaþlýktan atýlmasýný hâkim kararýna baðlayan anti-demokratik yasalar çýkarabilir ama Türkiye’de “Terörle Mücadele Kanunu” diye bir kanun var olamaz...

Ýngiliz devleti “terörle mücadele edebilir”, bu amaçla her türlü yasal tedbiri alabilir ama Türkiye terör örgütü PKK’ya “gözünün üstünde kaþýn var” diyemez.

Belçika’da “yabancý düþmanlýðý”ný meþrulaþtýran ve yasal güvenceye alan son derece sert “anti-terör yasalarý” çýkarýlabilir ama Türkiye’de böyle bir þeye tevessül dahi edilemez.

Ýþte entelektüel zekâ...

Bu adam, bu kafayla “karþýlaþtýrmalý edebiyat” dersleri veriyor.

Eskiden “kullanýþlý gazeteciler” vardý.

Erdoðan düþmanlýðý, bunun “entelektüel” versiyonunu türetti.