Fenerbahçe’nin üç önemli kozu vardý. Birincisi, Avrupa’da UEFA finaline kadar gidebilmek hatta kupayý almaktý. Ardýndan, ezeli rakibi Galatasaray ile kendi ligimizin þampiyonluk yarýþýnda mutlu sona ulaþmaktý. Bunlar gerçekleþmedi. Geriye ne kaldý? Ziraat Türkiye Kupasý.
Rakibi Trabzonspor. Geçtiðimiz birkaç yýl öncesinin, kupa kavgasýný yaptýðý çok önemli bir rakibi. Onlarýn ligimizdeki hal ve gidiþi pek de iç açýcý olmadýðý için, bir tek hedefleri kalmýþtý. Bu kupayý kazanýp müzesine götürmek.
Maçýn hemen baþýnda Volkan’ýn kale dibinden kaçýrdýðý bir Trabzonspor golü vardý. Böylesine pozisyonlarý yakalayýp kaçýrýyorsan, umduðunla deðil, bulduðunla yetinirsin. Daha sonrasýnda Mehmet Topal’ýn mükemmel gol pasýný Sow ayný þekilde gole çevirerek Fenerbahçe’yi öne geçirdi.
Fenerbahçe rakibinden daha iyi gözükürken, baþrollerde önce Emre Belözoðlu, sonra Gökhan Gönül ve Cristian Baroni vardý.
Baroni’nin enteresan gol vuruþlarý ya kalecinin üzerine gitti veya direk gole izin vermedi.
Trabzonspor’da Fenerbahçe karþýsýnda, özellikle ilk yarý itibariyle Zokora’nýn Emre üzerinde oynama isteði ve agresif görüntüsü pek de þýk deðildi. Emre’yi kutluyorum. En azýndan böylesine “taciz” içindeki bir futbolcuya uymadýðý için. Biz böyle Emre’yi görmek istiyoruz. Tacize uysaydý, ikisi de takýmlarýný 10 kiþi býrakýrdý.
Kaleci Mert’in hatasýz futbolunu izlerken, milli takým kalecimiz diye gördüðümüz Volkan Demirel de kendi kendine kavga ettiði için ve rakipleriyle didiþtiði için, bu maçta görev almayandý.
Webo diye bir golcü var. En azýndan öyle konuþuluyor. Fakat bu maçta, hiçbir beklentileri karþýlayamadý. Maçýn bitiþ noktalarýnda kaleciyle karþý karþýya kaldý ama akýllara durgunluk veren bir golü kaçýran oldu. Hem iyi oynamayacaksýn, hem de böylesine pozisyonlarý gole çeviremeyeceksin. O zaman senin futbolculuðunu en azýndan ben tartýþýrým.
Sonuçta Fenerbahçe sezonu kupa ile kapattý.
Bu kupa Fener’e yakýþtý.