Bu memleketin cesur kýzlarý Ayþenur ve Zahide...

Gazze'de 1 yýlý aþkýndýr ölüm yaðdýran Ýsrail'i protesto etmek üzere Filistin'e gitmiþti Ayþenur. Üyesi olduðu uluslararasý insan haklarý örgütüyle, yeryüzünde zulüm altýnda inleyen insan kardeþlerimizin çýðlýklarýný, tüm dünyaya duyurmaktý amaçlarý. Zulmü durdurmak için ilkin orada zulüm olduðunu tüm gezegene duyurmak, insanlarýn kalbini o hakikate acilen açmak gerekirdi. Ayþenur da dünyada adalet, yaþama hakký, insan onuru için semaya kalkmýþ bir iþaret parmaðýydý... Ýnsaný ve insanlýðý iþaret eden, insana ve insanlýða davet eden, soylu bir ahlaký kuþanmýþ, aydýnlýk yüzlü bir genç kýzdý...

Allah þehadetini makbul eylesin. Hain bir siyonist kurþunu denk gelince can evine, oracýkta þehit düþüvermiþti, bir zeytin aðacýnýn hemen altýna... 'Vettiyni vezzeytuni...' ayetlerini okuya okuya göklerden inen melekler, onu düþtüðü yerden derhal kaldýrmýþ, o ise aðacýn altýndan topladýðý birkaç zeytini, meleklere göstererek 'ne güzeller deðil mi' diyerek gülümsemiþti...

Sonra onu arkadaþlarý kucaklamýþlar, ambulanslar, hastaneler, bombardýmanlar silsilesinde geçen hüzünlü bir koþuþturmaca... Bütün arkadaþlarý aðlýyor. Onu alýp omuzlar üzerinde taþýyor bir insan seli... Ayþenur bir madalya gibi parlayarak omuzlar üzerinden göklere yüceliyor...

O bizim kýzýmýz, bizim kardeþimiz... Didim'deki ata evini ziyaret ettik, babasý, halasý, kuzeni, eniþtesi, akrabalarýyla serin bir bahçede Ayþenur'u konuþtuk. Limon aðaçlarý, turunçlar, mercanköþkler, sýklamenler arasýnda, bir yanardað yutmuþcasýna boðazý düðümlenen babasýyla konuþtuk... Saðolsunlar Aydýn Sivil Dayanýma Platformu'nun öncülüðünde düzenlenen merasimde, hem þehit Ayþenur'umuzu yad ettik, hem de özellikle Av. Cavit Tatlý beyfendinin anlatýmýyla, Filistin topraklarýnýn nasýl kýsým kýsým Ýsrail tarafýndan iþgal edildiðini çok tafsilatlý þekilde deðiþen/ deðiþtirilen haritalar ve olaylar örgüsüyle ve bir küresel proje olarak dayatýlma süreçlerini bir kez daha hatýrladýk. Bendeniz de þehit Ayþenur'un kýsacýk ama dopdolu hayatýnýn deðdiði deðerler dünyasýndan söz açtým. Rektörümüz Prof. Bülent Kent beyefendi, Kaymakam Can Kazým Kuruca beyefendi de açýkoturuma þeref veren büyüklerimizdi...

Didim'i daha evvel hiç görmemiþtim. Artýk onu bu güzel þehitle birlikte anýmsayacaktým. Program sonunda arkadaþlarla toplaþtýk. Sað olsun Ýstanbul'dan arkadaþýmýz Burçin Kayabaþý ve deðerli eþinin restoranýnda bir anda 20-30 kiþiyi bulduk, orada yýllar evvel küçücük ama samimi topluluklarla baþlattýðýmýz hakikat yolculuðunun bir benzeriyle karþýlaþmak ne kadar anlamlýydý... Ayþenur hayatýnda hiç tanýmadýðý insanlarýn evlerine, yüreklerine parlak bir kandil olmuþ, asýlmýþtý iþte...

Geçtiðimiz hafta Ankara'da üzücü bir patlamayla sarsýldýk hepimiz. Milli gururumuz TUSAÞ'a yönelik yapýlan hain saldýrý hepimizi birden yaralamýþtý... Þehitlerimize rahmet diliyorum yakýnlarýnaysa sabrý cemil... Bu þehitler arasýnda bir kardeþimiz, bir kýzýmýz vardý ki bizlere yaþadýðý dopdolu hayatýyla parlak bir ýþýk tutuyordu adeta. Zahide Güçlü, evlilik yýldönümü dolayýsýyla eþinin yolladýðý çiçekleri almak üzere aþaðý indiðinde gerçekleþen patlama sonucu hayatýnýn baharýnda þehitler listesine yazýlmýþtý. Kanserle mücadele eden küçük kýzýnýn en büyük moral hocasýydý ve hasta çocuklarla ilgili farkýndalýk çalýþmalarýnda rol alan, imkaný olmayan hasta çocuklar için kampanyalar düzenleyen, her daim eli yoksulun, muhtacýn üzerinde olan bir anneydi... Ve o þehitti...

Bu iki genç þehit kadýnýn hikayesi, bu topraklarýn niçin 'Anadolu' olduðu gerçeðini fýsýldýyor bizlere. Zahide, yakýn çevresine hep þehit olmak istediðini söylermiþ... Ayþenur'un babasý da þu anekdotu anlattý:

'Çok zor bir yere gidiyorsun, orada çok kanlý bir savaþ var Ayþenurcuðum, ya orada sana bir þey olursa, ben ne yaparým, hiç beni düþünmüyor musun?' deyince, Ayþenur babasýna; 'Þayet öyle bir þey gelirse baþýma, inþallah bir iþe yarar da insanlýk namýna o masumlarýn yaþadýðý zulme dikkat çekerim' demiþ...

Söz, samimi bir ruhun sözüyse þayet, iþte vücut buluyor... Allah þehitlerimizden razý olsun, makamlarýný pür nur ve ali eylesin...