Burasý Türkiye.
Burada adam yetiþtirmek çok zor.
Bir çocuðun iyi yetiþmesi için iyi bir karaktere, temele sahip olmasý gerek.
Karakteristik özellikleri buysa da yeterli deðil; ailesinden iyi eðitim almasý gerek.
Aileden aldý diyelim, okulda da çok iyi eðitim almasý gerek.
O da yetmez çevresinin de düzgün olmasý gerek.
Hadi o da oldu diyelim, aldýðý eðitimin de karakterine uymasý gerek.
O da oldu diyelim, doðru zamanlarda doðru yerlerde olmasý, doðru insanlarla tanýþmasý gerek.
Hadi o da oldu. Doðru zamanlarda doðru kararlarý da vermesi gerek,
Doðru kararlarý da vermiþ olsun.
Bir de üstüne hem içeriden, hem dýþarýdan kanca atanlar olacak. Öyle ya bu kadar iyi yetiþmiþ bir genci rahat býrakmayacaklar, herkesi zayýf noktasýna göre kandýrmaya çalýþanlar bu gence de bir yol bulacak yanaþmak için.
Para vaat edecekler, þöhret, makam, mevki vaat edecekler. Manevi tarafý güçlüyse cenneti bile vaat etmekten çekinmeyecekler.
Gencin bunlardan da kurtulmasý gerekecek. Bu tuzaklara düþmeyecek.
Görüyorsunuz ya, iyi yetiþmiþ, kaliteli bir gencin yetiþmesi ne zor.
Ne çok deðiþkene baðlý.
Eh be güzel kardeþim, madem ülke olarak bu kadar zor insan yetiþtiriyorsun, o zaman ne demeye bu kadar kolay harcýyorsun?
Kurumlarda, partilerde, derneklerde…
Gir kapýdan içeri, herkesin gözü bir diðerinin ayaðýnýn altýnda, “bir kayýverse, ahh bir kayýverse!”
100 tane iyi özelliði olan adamýn üç-beþ tane de kötü özelliði olacak be kardeþim. Onlarý da görmezden geliver.
Kazanmak zordur dostlar, kaybetmek birkaç cümleye, birkaç fitneye, birkaç dedikoduya bakar.
Bozuk parayý harcar gibi adam harcýyoruz. Adamlarýmýzý çok kolay harcýyoruz, dikkat!
Ha bir de en pis huyumuz; karþýmýzdakinin, bizden olmayanýn en ufak bir iyi yönünü gördüðümüzde hayranlýk duygularýmýz kabarýyor da, bizden olanýn en küçük bir kusuru gözümüzde bitiriveriyor onu.
Yapmayýn yahu þunu, yapmayýn.
Bu memlekette adam zor yetiþiyor. Bu kadar kolay asmayýn.
Siyasette, kurumlarda, derneklerde, þirketlerde ayný tarafta olduðunuz, ayný yöne baktýðýnýz tüm insanlar için söylüyorum. Býrakýn bireysel hevesler, kiþisel menfaatleri. Býrakýn yükseliversin, önünü açýn ilerlesin. Kaybetmezsiniz emin olun. Sýký sýkýya sarýlýn safdaþýnýza.
Vallahi billahi adam kalmayacak, küstüre küstüre, boza boza azaltýyoruz memleketin yetiþmiþ, kaliteli, vatanýný milletini seven adamlarýný.
Mesela;
Bir genç siyasetçi çok mu çalýþtý? Çok mu iþ yaptý? Çok mu göze battý? Hooop, baþlýyor kazan kaynamaya. “Kendi reklamýný yapýyor, dikkat çekmeye çalýþýyor, x göreve gelmeye çalýþýyor”.
Yahu býrakýn yapsýn reklamýný, iþ yapsýn da reklamýný da yapsýn, býrakýn dikkat çeksin, býrakýn göreve, görevlere talip olsun, ayýp mý?
Bir yazar, bir konuda baþka düþünmüþ, bir düþünce insaný bir konuda farklý bakmýþ, bir televizyoncu yanlýþ bir cümle kullanmýþ diyelim.
Hurraaaaaa! Asmak! Kesmek! Kelle uçurmak! Yahu dur kardeþim, sen bir yazarý kaç yýlda yetiþtirebiliyorsun? Bi
Bir dernekte bir yönetim kurulu üyesini ele alalým, öne çýkmaya, ses getiren iþler yapmaya baþlayýnca baþkan çeker kenara, “Çok öne çýkýyorsun, benim önüme geçiyorsun”.
Ya býrak geçsin be kardeþim, geçsin, hepimiz yarýþalým, birbirimizi iyilikte geçelim.
Býrak öyle bir öne çýksýn ki, senden sonra o baþkan olsun.
Hatta çok mu öne çýkýyor, çok mu çalýþkan, destek ol ona, hazýr yükselmeye hazýr, yerine yetiþtirebileceðin adam.
Nedir yani? Koltuðu söküp evin salonuna mý götüreceksin?
* * *
Harcamayalým, egolarýmýz uðruna insanýmýzý harcamayalým.
Vallahi bir gün gelecek, adam bulamayacaðýz…