Bu ne biçim reklam...

Tüm televizyon seyircileri gibi ben de reklam kuşaklarını sevmem. Reklam başlayınca ya kumandayı elime alıp kanal kanal dolaşırım ya da gider bardağıma çay doldururum.En çok da aynı kuşakta aynı ürün ya da firmanın iki kere reklamının girmesine illet olurum. Doğru bir tavır değil bu zira o reklamlar olmazsa o dizi, o program hatta o kanal olmaz bilirim ama ne fayda.

THY’nin, Iğdırlı çocukların rol aldığı reklam filmini seyredince keşke tüm kuşak bu reklamla dolu olsa dedim.Sonra televizyonu bırakıp internetten bir daha bir daha seyrettim.Sinema tadında, müziğinden doğallığına parmak ısırtacak kadar ince ince işlenmiş bir reklam bu. Söze dökülmeden en önemli mesajları da vermiş reklam.

Alt mesaj Türkiye’de yaşanan değişim açısından da önemli. Iğdır ve daha bir sürü şehirde havaalanları olduğu için uçuyor THY. Metin ustalıkla yazılmış, Türkiye’nin her yerine uçmak, dünyada en çok yere uçan havayolu olmak kadar önemli olduğu ancak bu kadar iyi vurgulanabilirdi. Havayolları ya geniş business kabinleri ya ikramları ya da dünyanın ünlü tatil cennetlerine uçuşlarıyla reklam yaparlar. THY, Iğdırlı çocuklarla harika bir iş başarmış, kutlamak lazım...

Hadi Kenan Abi...

Çok sevdiği şiirler dinletince gözlerini açıp kapıyormuş Kenan Abi, yüz ifadesi değişiyor, okunanları algıladığını belli ediyormuş. Ramiz Dayı karakteri Ezel’de okuduğu için ünlenen Etme’yi, diziden yıllar yıllar önce kendi şiir kasetinde okumuştu Kenan Abi.Bilinci hala kapalı ama bunların hepsi iyi işaretler.

Hadi Kenan Abi seyircin seni özledi. Hadi Kenan Abi rekabet kızıştı, bak Hüseyin Avni Danyal da TRT’de Joker ile iyi bir performans sergiliyor.Hadi Kenan Abi hayata dön, bilincin açılsın, ekranlara dönmen için beklemeye hazırız...

Digiturk’ten açıklama...

History Channel’da Türkiye’de olmayan Crime and Investigation kanalının tanıtımlarının sık sık dönmesini garip bulduğumu yazmıştım.Digiturk’ten konuya dair bir açıklama geldi.

Özetle onlar da bu durumdan rahatsız olduklarını, her iki kanalın aynı gruba ait olmasından dolayı bu tür tanıtım politikası izlendiğini, düzeltmek için görüşmeler yaptıklarını, sinyal taşıyıcı olarak yayına müdahale edemediklerini ama yakın bir gelecekte sorunun çözülmesini umduklarını belirtmişler.

Bunların hepsi doğru, çoğunu da biliyorum ama tüm bunlar seyirci açısından çok fark eden şeyler değil. Daha da vahim olanı, hassasiyet belirtilmesine karşın olmayan kanalın tanıtımının artmış olması. Digiturk yetkilileri seyretsinler, geçen pazar, Büyük Tarih belgeselinden önce arka arkaya tam 3 tanıtımı girdi Crime and Investigation’ın.

Digiturk o yayını seyircisine ulaştırmak için para ödüyor, reklam almadığı için de üzerinden para falan kazanmıyor. Belki “Parayı veren düdüğü çalar” lafını bilmiyorlardır ama sonuçta Amerikalı şirketler paranın kıymetini iyi bilirler. Umarım kısa sürede bu hatadan dönerler...