Bu ne devlet adamlığına yakışır ne kamu ahlakına

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, 500 zabıtayı 4'er sıra halinde dizip kendini selamlattığı o enaniyet fotoğrafını gördünüz değil mi? 125'er kişilik 4 grup halinde kapının önüne dizmiş adamları, askeri birlik denetler gibi yürüyor. En önde müdür yardımcıları, amirler, ekip amirleri ve komiserler. Arkasında rütbesiz zabıta. Tam 500 (Beşyüz) kişi. İp gibi dizilmişler, belediye başkanı karşılıyorlar. Çok tehlikeli. Ama çok tehlikeli. Bakın bu fotoğraf neden tehlikeli biliyor musunuz? Bir insanı, taşıyamayacağı makamlara getirdiğinizde, kaldıramayacağı sorumluluklar verdiğinizde ne olduğunu gösteriyor bize.  Bugün belediye başkanı olarak tek tip kıyafet giyen zabıtaya esas duruş yaptıran bir adamın, yarın başka vazifelere geldiğinde nasıl davranacağını görün. Bu tavır Ekrem İmamoğlu'nda kamu ahlakının, devlet terbiyesinin zerrece olmadığının da göstergesi değil mi? Açık söyleyeyim, eline geçen ilk fırsatta zabıtalara içtima aldıran Ekrem İmamoğlu'nu gördüğümde bu, devlet bilmezliğine bakarak dedim ki; "...Kemal Kılıçdaroğlu, bu adamın yanında on kere devlet adamıymış." Ne oldu? Dizdin çocukları ip gibi. "Zabıta Muhafız Alayı" gibi selam aldın da ne oldu? Ne geçti eline? Biraz mütevazı ol mütevazı. Senin emrinde zaten zabıta. Ayıptır ayıp.

 

BÜYÜK BİR OPERASYON DİYANET'İN HAMLESİYLE YIKILDI

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, dün çok kritik bir karar aldı. Cami ve mescitlerde tabure ve sandalyede ima ile namaz kılanlar için yer ayrılması uygulaması kaldırıldı. Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş başta olmak üzere, emek veren herkesi selamlıyorum. Bakın dostlar bu çok masum, sıradan herhangi bir düzenleme değil. Bu onlarca yıldır, sessiz sedasız yerleştirilmeye çalışılan reforme edilmiş ibadet mekanı projesine vurulmuş baltadır. Evvela kapı girişlerine bir iki tabure atarak başladılar. Buna itiraz gelmeyince yavaş yavaş camilerin içi, halı renginde özen kaplanmış sıralarla doldu. Hepimiz görüyorduk ki, apaçık bir servis operasyonuydu bu. Ve senelerce bu operasyonun bir virüs gibi bütün Anadolu’yu sarmasına engel olunamadı. Bugün Diyanet İşleri’nin bu genelgesiyle bir büyük operasyon akamete uğratılmış oldu. Karara itiraz eden çevrelere kulak verirseniz, Diyanet’in kimlerin ayağına bastığını da göreceksiniz.

 

TEKNOFEST GAZİANTEP'E ÇOK YAKIŞACAK

Türkiye'nin ayakları yere basmayan organizasyonu Teknofest'in Anadolu'ya çıkışını duyduğumda heyecandan yerimde duramadım. İstanbul'da gençleri bilime teşvik eden, geleceğin kapılarını açan Teknofest, elindeki sınırlı imkanlarla projeler üreten fakat sonra ne yapacağını bilemeyen gençlerin ayağına gidiyor. Bu muhteşem organizasyonun sahibi Bayraktar Ailesi'ni yürekten kutluyorum. Peki nereye gidiyor? Gaziantep'e. İşte bu da atom karınca gibi hiç durmadan harıl harıl çalışan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in başarısı. Ne yaptı etti, Teknofest'i getirdi kente. Fatma Şahin'in izlediği bilinçli politika meyvelerini veriyor. Daha düne kadar, en çok kültür ve gastronomiden söz ediyorduk. Zeugma Müzesi, Çingene Kızı'nın eksik kalan parçası, Rumkale, Karkamış Antik Kenti. Yemekleri, doğası. Bu marka değerini arttıran gelişmelere şimdi de Teknofest'in eklenmiş olması çok önemli haber. Bakın daha çok yeni, Gayrimenkul sektörü paydaşlarının bir araya geldiği RE 360 zirvesinde kent; 'En iyi Sosyo-Kültürel Yapı', 'En iyi Turizm Hizmet Yapıları' ve 'En İyi Kültürel Mirası Koruma ve Yaşatma' dallarında ödüle değer bulundu. Sessiz sedasız yükselen bir Gaziantep ve tuttuğunu koparan bir Fatma Şahin gerçeği var ortada. Tebrikler...