Kürtlerin Kobani’yle dayanýþmasý en doðal haklarýdýr ve hatta Türklerin de bu dayanýþmanýn bir parçasý olmasý normaldir. Ama, Kürtlerin Kobani’de olup bitenler için Türkiye’yi hedef almalarý büyük bir haksýzlýktýr. IÞÝD’in durdurulamayan ilerleyiþinin öfkesini sokaktan çýkarmak adil deðildir... Özellikle de çözüm sürecinde en kritik adýmlarýn beklendiði bir süreçte HDP’nin o öfkeyi kýþkýrtan bir odak haline gelmesi de bir siyaseti deðil apaçýk tarihi bir hatayý ifade ediyor.
Kürt siyaseti, ortalýðýn yangýn yerine dönmesini alkýþlamanýn Türkiye toplumunda çözüm sürecinin sermayesini tüketmekten baþka sonuç doðurmayacaðýný elbette biliyor. Böyle olduðunu bilerek sonuçlarý umursamamak çözüm arzusunun yüzeysel olduðunu gösterir. Ama, PKK/HDP eksenini çözüm konusunda samimiyetsizlikle itham etmek çok anlamlý deðil. Zira, Kürt siyasetinin barýþ ve demokrasi lehinde dönüþüm becerisinin sýnýrlý ve temposunun aðýr olduðu da bir sýr deðil.
Esasen, sokaklar yanarken ve insanlar öldürülürken çözüm puantörlüðü yapmak bugünün tartýþma konusu hiç deðil.
Türkiye ne yapabilir de yapmýyor?
PKK’lý Kürt gençleri neden sokakta ve neden Kürt þehirlerini yaðmalýyorlar?
Çünkü, PKK’nýn Suriye’deki kolu olan PYD’nin kontrol altýnda tuttuðu ve gelecekte en azýndan bir özerk bölge olmayý umduðu üç küçük bölgeden birisi olan Ayn El Arab (Kobani) düþmek üzere. IÞÝD’in ilerleyiþi bir türlü durdurulamýyor, fatura ise Türkiye’ye çýkýyor. PKK/HDP hem tezkereye karþý hem de çözüm için bir tampon bölge oluþturulmasýný iþgal sayýyor ama Türkiye’nin bir yolunu bularak Kobani’yi kurtarýp kendilerine teslim edilmesini istiyor.
Bu yol, ancak iþgal ile mümkün. Yani, Türkiye sýnýrdan girerek Suriye’yi iþgal etmeli ve IÞÝD’i püskürtmeli. Püskürttükten sonra da hemen geri çekilmeli... Çekilmeli çünkü, PKK/PYD Türkiye’nin orada kalmasýný da kesinlikle istemiyor. HDP’nin düþündüðü ama söyleyemediði plan budur.
Hiç olmazsa da PYD’ye aðýr silah desteði verilmesini istiyorlar.
Türkiye ise elbette Kobani’nin düþmesinden ve IÞÝD’in sýnýra dayanmasýndan dolayý kaygýlý. Elinden gelen bütün insani desteði vererek bir trajediyi önlemeye çalýþýyor. Havadan vurmasý için ABD’yi motive de ediyor.
Elbette, IÞÝD’in elinde olmaktansa Kobani’nin o bölgenin sakinleri olan Kürtlerin kontrolünde olmasýný tercih ediyor.
Ancak, Suriye’yi iþgal etmek þöyle dursun sýnýrda bir insani koridor açmak için bile hukuki gerekçesi bulunmuyor. Dahasý, tek taraflý olarak bunu yapmanýn ne Türkiye’ye ne de bölgedeki Kürtlere faydasý olacaðýný düþünüyor.
Çözümü elinin tersiyle itmek
Ne yapýlabilir de yapýlmýyor sorusunun cevabýný ararken gerçekçi olmak zorundayýz. ABD’nin Genelkurmay Baþkaný Martin Dempsey þöyle diyor: “Korkarým ki Kobani düþecek. Yaptýðýmýz hava saldýrýlarýnýn etkisi çok sýnýrlý. IÞÝD’i havadan vurmak gittikçe güç hale geliyor. IÞÝD, düþmanýný öðreniyor ve nasýl manevra yapýlacaðýný ve nüfusu nasýl kullanacaðýný ve gizleneceðini biliyor. Elektronik aletleri kullanma konusunda daha da akýllanýyorlar. Daha önce yaptýklarý gibi bayrak sallamýyorlar, büyük konvoylar halinde hareket etmiyorlar. Görünür ve tanýmlanabilir karargahlar kurmuyorlar.”
Havadan vuran ABD’nin geldiði nokta bu... Türkiye, elinde hiçbir hukuki gerekçe bulunmazken ABD’nin yapamadýðýný mý yapacak? Gerçekçi olalým, soðukkanlýlýðý da elden býrakmayalým.
PKK/HDP de Türkiye’nin Kobani konusunda þu anda yaptýðýndan ileri gidemeyeceðini pekala biliyor. Ýleri sürülen ve sürülmeyen gerekçeler sokaða taþan eylemlerin öfkesini taþýmýyor. Parmaklarýmýzla dokunduðumuz çözümü elimizin tersiyle itmeyi izah etmiyor.
Bütün ülkenin hayretle ve hayalkýrýklýðýyla izlediði þiddeti kendi þehirlerinde yaþayanlar bu çeliþkiye itiraz etmelidir. Kürt siyasetinin ülkenin ortak çýkarlarý konusunda gösteremediði duyarlýlýðý Kürt halký göstermelidir.