Eve Dönüþ: Sarýkamýþ 1915 filminin baþrol oyuncusu Serdar Orçin, açlýktan insan eti yiyen asker rolü için bir yýl hazýrlýk yapmýþ ve 17 kilo vermiþ. Orçin, Eve Dönüþ’ ün Türk sinemasýnda gerilim ve dram boyutlarýyla yeni bir savaþ filmi tarzý yarattýðýný düþünüyor.
SERDAR Orçin oyuncu olarak kabiliyetli, derinlikli rolleri rahatça canlandýran bir isim. Fakat Eve Dönüþ: Sarýkamýþ 1915 filminde oynadýðý asker Sami rolü onun için bile çizgi dýþý bir rol. Sarýkamýþ’ta açlýk ve soðuktan donmaktan son anda kurtulan bir asker kaçaðýný canlandýran Orçin, insan eti yedikleri sahnelerde çekimler bitince tüm ekibin kustuðunu, 17 kilo verdiðini ama ‘sinefillerin baþucu bir film üretmenin’ mutluluðu içinde olduklarýný söylüyor. Orçin ile sinema ve siyaset üzerine konuþtuk...
-Bu projede nasýl yer aldýnýz?
Film aslýnda bir önceki kýþ çekilecekti ama istenilen kar olmayýnca ertelendi. Üç sene öncesinde aldým senaryoyu. Þaþýrtýcý bir senaryoydu. Etkilendim ve biraz da ‘Nasýl bir þey olacak?’ diye kaygýlandým. Ýlk filmini çeken bir yönetmen ve Sarýkamýþ gibi bizim için özel, biraz da sakýncalý olabilecek bir konu... Senaryo öyle bir þey söylemiyor ama bizde bu tip konulara dokunulamaz, her isteyen istediði an muhabbet edemez ya... Sarýkamýþ’a bambaþka bir açýdan yaklaþan, gerilim filmi olmayý vaat eden ama sonunda savaþa dair de bir þey söyleyen ancak bunu ajitasyon yaparak göze sokmayan, hem senaryoyu hem de atmosferi kullanarak savaþýn insaný ne hale getirebileceðini göstermeyi göze almýþ iki tane çýlgýn çýktý karþýma. Yazarlardan Serdar Tantekin okuldan arkadaþýmdýr. Alphan’la da (Alphan Eþeli) bu vesileyle tanýþmýþ olduk. Bana ‘Sami’yi oynar mýsýn?’ diye geldiler.
O SAHNE ÇIKARILDI
-Tarzýnýzýn dýþýndaki Sami karakterini nasýl oynayacaðýnýza dair bir endiþeniz oldu mu?
Kýþýn ortasýnda bir köyde ve açlýk sýnýrýný geçmiþ, mental olarak düþünce sistemini kaybetmiþ bir karakteri ve ayný zamanda bir Türk askerini ya da Osmanlý askerini insani boyutuyla ele alarak oynamam gerekiyor. ‘Nasýl olacak bu?’ diye önce kaygýlandým. Ama senaryoda Sami çok iyi örülmüþ karakter.
-Filmde Ýttihat ve Terakki’yi, Ýstanbullu kadýný, Anadolu insanýný ve farklý sýnýflarý temsil eden karakterler var. Ama kendisiyle yüzleþerek deðiþen bir tek o Anadolu insaný olmasý özel bir mesaj mý?
Aslýnda sizin izlediðinizle bizim çektiðimiz ayný þey deðil. Senaryodan bir takým þeyler atýlmak zorunda kalýndý. Ýlk baþta bu konuda çok konuþtuk. Sami’yle bir hesaplaþma sahnesi vardý. ‘Bugün neden burada olduðumuzu biliyor musun? Bunun farkýnda mýsýn?’ gibi bir þey soruyordu asker ona. O sahne sonra atýlmak zorunda kaldý. Yine de bir repliðinde ‘Sen korkak bir adamsýn’ diyor Sami ama aþaðýlamak amacýyla deðil gerçekten öyle düþündüðü için.
-Yamyamlýk sahnesinin çekimlerinde neler yaþandý?
Biz Sami’yi ve öbür askeri asla birer canavar gibi ele almadýk. Onlar hep gerektiði için öyle hareket ediyor. Tabii ki öldürme sahnesini çekerken insan bir acayip oluyor ama gerçekten ne yapacaðýmýzý bildiðimiz için büyük travmalar yaþamadýk.
-Uður Polat yamyamlýk sahnesi için güzel et yemekleri getirildiði halde çekimler sonunda setteki herkesin kustuðunu söylüyor.
Etlerin yendiði sahne çok korkunçtu gerçekten. O kadar azý konmuþ ki filme. O etler kazanýn içinden çýkarýlýyor ve ölmek üzere olunan bir anda yeniyordu. Yerlerde sürünerek yediler, korkunçtu gerçekten. Eti görünce iðreniyorlardý.
SÝNEMAMIZA ÇITA OLDU
-Profesyonel bir oyuncu olsanýz da Sami karakterinden etkilendiniz mi?
Bundan 10 yýl önceki Serdar olsaydý belki de daha kocaman bir þey yapmak isterdi. Ben yine kocaman bir þey yaptým ama çok iyi hazýrlandýðýmý düþünüyorum. Bir de dediðim gibi senaryoya çok önceden dahil olmanýn getirdiði bir þey. Bizde böyle bir þans hiç bir zaman olmuyor, hele sinemada. Bir rol oynayacaksýn, bir ay önce geliniyor ve ‘Vaktin var mý, oynar mýsýn’ deniyor genelde. En babasý iki ay öncesinden role hazýrlanabiliyorsun. ‘Altý ay sonra bir film çekeceðiz. Mardinli bir adamý oynayacaksýn, git üç ay Mardin’de yaþa’ gibi þeyler olmuyor. Þükürler olsun ki benim öyle bir þansým oldu, bir sezon hiçbir þeye bulaþmadan kalabildim. Bu role gerçekten hazýrlanabildim.
Çekim tarihi belli olduðu andan itibaren de mecburen bir diyet programýna girmek zorundaydým. 17 kilo verdim. Dolayýsýyla fiziksel olarak da mental olarak da hazýrladým kendimi. Gerçekten deðiþik bir film oldu. Eve Dönüþ bir janr (çýðýr, tarz) yaratmýþ olabilir Türk sinemasý adýna. Bu cesarette ama kahredici gerçeklikle hareket eden filmler çýkar belki. Bir çýta koyacaðýný düþünüyorum.
O son sahnede boðazýma bir þey düðümlendi
-Eve Dönüþ’ün konusunun giþe filmlerine, iþçiliðinin festival filmlerine yakýn olup evrensel mesajlar vermesi konusunda ne düþünüyorsunuz?
Bir þey vaat ediyor bu film, çok yeni bir þey keþfettiði için deðil. Bizde korku ve gerilim bir türlü olamadý ya kimseye laf çakmak için söylemiyorum, bu sanki bir þey öneriyor. ‘Korkunç’ korkunçluklar deðil de bir atmosfer filminin de insaný gerçekten ilgilendirebileceðini ve hatta gerilim filminin bir yerinde boðazýnýn düðümlenebileceðini vaat ediyor. Ben böyle bir duygu beklemiyordum, seyrettim ve final sahnesinde bu filmden bu duygu nasýl çýktý ben de bilmiyorum. O son sahnede boðazýma bir þey düðümlendi. Bu çok hoþuma gitti.