Bu rüzgar hep tersten esiyor

Özcan Alper'in Rüzgarýn Hatýralarý filmi festivallerden sonra vizyonda izleyiciyle buluþuyor. Sonbahar gibi bir baþ yapýttan sonra siyasi olarak farklý filmler çeken Alper'in sinemasal çöküþü de devam ediyor.

 

 

 

 

Biz eleþtirmenlerin bir filmi bütün kiþisel özelliklerimizden baðýmsýz olarak deðerlendirdiðimiz koskoca bir yalandýr. Filmleri eleþtirirken birimiz beðenirken diðerimizin burun kývýrmasý da bu yüzdendir. Sinemayý deðerlendirmek matematik gibi kesin kriterlere baðlý olsaydý bütün eleþtirmenler ayný hükmü verirdi. Ama iþ öyle gitmiyor. Özellikle söz konusu siyasi bir filmse bu durum daha da belirgin olur. Mesela Nefes filmi vizyona girdiðinde filmin kalitesine iyi kelam etmemek için bir çok farklý siyasi görüþe sahip eleþtirmenin özellikle filme gitmediðini biliyorum. Bu tasvip etmediðim bir davranýþ. Özcan Alper'in son iki filminin siyasi söylemini benim duruþum yüzünden içselleþtirmeme imkan yok. Onun için filmin siyasi söylemine karþý itirazlarýmý yazýnýn sonunda yazacaðým. Ve bütün bu itirazlarýmýn dýþýnda sadece sinemasal olarak eleþtirimi öne alýyorum. Herþeyden önce Özcan Alper öyküde karakter yaratmayý unutmuþ. Ne filmin baþrolünde oynayan Onur Saylak'ýn canlandýrdýðý Aram ne de Sofya Khandamirova'nýn oynadýðý Meryem filmde bir karaktere bürünebiliyorlar. Sofya'nýn oyunculuðu zaten bizim için muallak, Rusya'da çok kýsa rolünün olduðu bir film dýþýnda sinema tecrübesi olmayan bu oyuncunun kendi özellikleri yüzünden mi yoksa yönetmenin tercihlerinden mi böyle bir etkisizliði sergilediðini bilemeyeceðim. Ama ya Onur Saylak'a ne diyeceðiz? Saylak'ýn iyi bir oyuncu olduðunu biliyorum. Bunu zaten Sonbahar, Denizden Gelen ve Mavi Dalga filmleriyle kanýtladý. Bu filmdeki baþarýsýzlýðýnýn en büyük sebebi yönetmen Özcan Alper'dir. Yönetmen, Saylak'ý bütün filmde bir fotoðraf objesi olarak kullanmýþ. Diyalogdan daha çok, oturuþunu, yuvarlak gözlüklerini, saçlarýný fotoðraflamýþ. Neredeyse filmi resim resim bir bütüne ulaþtýrmaya çalýþmýþ. Ama ne bir bütünlük ne de izleyiciyi öykünün içine alacak bir atmosfer yaratabilmiþ. Ýnanýn filmde Aram karakterini hasta ve inlerken görmekten bunaltý geçirdim. Böyle bir kurgudan sonra Onur Saylak'ý bu performans yüzünden nasýl sorumlu tutabilirim ki. Gelelim Özcan Alper'in Sonbahar'da muhteþem kullandýðý doða çekimleri ve bu çekimlerle oluþturduðu atmosferin bu filmdeki rolüne. Filmin öyküsünün en önemli öðelerinden biri olan bu anlatým tarzý Rüzgarýn Hatýralarý'nda sanki bir taklit gibi durmuþ. Benim canýmý en çok sýkan þey ise Rüzgarýn Hatýralarý'ný çeken Alper'in Sonbahar'ý çeken Özcan Alper'i taklit etmesiydi. Bir sinema adamýnýn attýðý geriye adým hiç bu kadar belirgin olmamýþtý. Bu taklit etkisi filmin sahnelerinin bile kliþe dýþavurumlarla dolmasýna sebep olmuþ. Lütfen artýk bir taþýn üzerinde sürünen salyangoz sahnesini çekmeyin. Eskidi, tüketildi ve kliþenin en bilineni oldu. Peki bu filmin yurt dýþýnda aldýðý o kadar ödülü nereye koyacaðýz? Ýþte burada da filmin siyasi söylemi ortaya çýkýyor. Eðer sizin filminiz Ermeni tehcirini sömürüp bunu bir soykýrým olarak isimlendirmeye çalýþýyorsa siz zaten maça bir sýfýr galip baþlýyorsunuz. Fatih Akýn'ýn heryeri dökülen The Cut filminin macerasý da buna iyi örneklerden biri. Ama Özcan Alper'in filminde bu anlamda bir ekstra var. Film 1940'larda geçiyor. Sahnelerin birkaç bölümünde Hitler, Nazi Almanyasý ve Ýkinci Dünya Savaþý görüntüleri var. Peki niye bu görüntüler filme konmuþ. Buna birçok açýklama getirebiliriz. Ama iþin gerçeði þu, siz perdede Hitler'i gördüðünüzde hemen Yahudi soykýrýmýný hatýrlarsýnýz, Alper'in amacý Osmanlý Ýmparatorluðu'nda yaþanan Ermeni olaylarý ile Yahudi soykýrýmý arasýnda bir paralellik kurmak. Bu en hafif ifadeyle bel altý vurmaktýr. Ne þartlar, ne yaþananlar birbiriyle karþýlaþtýrýlabilirken böyle bir hüküm vermek ancak bir niyet içerir. Bu niyetin iyi mi kötü mü olduðunu filmin izleyicilerine býrakýyorum. Zaten bizim sinemamýzýn sinema olamamasýnýn en büyük sebebi de bu deðil mi? Nedense sinemacýlarýmýz bu halkýn acýlarýna arkalarýný dönmeye ve tam tersi ülkenin sýkýþmýþlýklarýndan kaynaklanan dramlarý sömürmeye meyillidir. Niçin Balkan Savaþý'nda göç ederken öldürülen milyonlarca Türk'ün hikayesi hiç yapýlmaz bu memlekette. Niçin Kýbrýs savaþýnda toplu mezarlara gömülen Türklerin göz yaþlarý ilgilendirmez bizim yönetmenlerimizi. Bu sinema ve ona hakim olan siyasi görüþün aymaz hikayeleri bir ülke sinemasý oluþturamamamýzýn en büyük sebebidir. Özcan Alper bu filmiyle Roterdam'dan ödül alabilir ama memleketin sinemasý için bu bir anlam ifade etmez. Filmin olmayan kýsa öyküsünü de özetle verip yazýmýza son noktayý koyalým. 2. Dünya Savaþý’nýn son günlerinde muhalif þair ve ressam Aram Türkiye’den kaçmak zorunda kalýr. Evraklarý gelene kadar SSCB – Gürcistan sýnýrýndaki küçük bir dað köyünde saklanmasýyla baþlayan film, Aram’a yolculuðunda yardýmcý olan Mikahil ve onun evinde kalan Meryem ile ilgili yeni geliþmelere gebedir.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Yönetmen: Özcan Alper
Senarist: Özcan Alper
Oyuncular: Onur Saylak, Mustafa Uðurlu, Sofya Khandamirova, Murat Daltaban, Ebru Özkan, Tuba Büyüküstün
Yapým: 2015, Türkiye

Kurbaða Krallýðý

Kurbaða Kral, olimpiyatlarda en çok madalya alan sporcuyla kýzýný evlendireceðini duyurur. Bunu öðrenen Prenses kaderini kendi ellerine almak için firar eder. Erkek kurbaða gibi giyinerek halkýn arasýna katýlýr. Halk pazarýnda sokak satýcýsý olan Yaðmur ve onun sevimli yardýmcýsý Küçük Ken ile arkadaþ olur. Yaðmur bir anda kendini Kurbaða Olimpiyatlarý’nda bulur.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Filmin orijinal adý: Frog Kingdom
Yönetmen: Shin Nelson, Melanie Simka
Senarist: Ross Mihalko
Oyuncular: Murat Kosova, Okay Karacan, Bella Thorne, Cameron Dallas
Yapým: 2015, ABD, 86 Dak.

Victor Frankenstein

Radikal bilim adamý Victor Frankenstein ve keskin zekâlý yardýmcýsý Igor Strausman, insanoðlunu ölümsüzlüðe götürmek için ortak bir çalýþmaya ve vizyona sahiptirler. Ancak Victor’un deneyleri çok ileri gider ve bu saplantýsý korkutucu sonuçlara yol açar. Sadece Igor Strausman arkadaþýný deliliðin eþiðinden döndürebilir ve yarattýðý canavardan onu kurtarabilir.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Yönetmen: Paul McGuigan
Senarist: Max Landis
Oyuncular: Daniel Radcliffe, James McAvoy, Jessica Brown Findlay, Andrew Scott
Yapým: 2015, ABD, 110 Dak.

Azap

Genç öðretmen Ayþin, atamasý yapýlan köyle ilgili araþtýrmasýnda geçmiþte cinlere ait korkunç haberleri görür. Arkadaþlarýnýn Ayþin’e düzenlediði veda partisinde, bu konuyla ilgili çýkan tartýþma inatlaþmaya döner ve fincanla cin çaðýrma seansý ile içinden çýkýlmaz, gerilimli ve korku dolu anlar yaþanýr. Köye gece ulaþan Ayþin, tedirgin ve gizemli anlarla dolu yolculuktan sonra, Fatma Ana’ya misafir olur.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Yönetmen: Dilek Keser, Ulaþ Güneþ Kacargil
Senarist: Dilek Keser, Ulaþ Güneþ Kacargil
Oyuncular: Ýrem Deniz, Ayþe Selen, Dilþah Demir, Ayþin Yeþim Çapanoðlu
Yapým: 2015, Türkiye

Pan

Peter 12 yaþýnda, bastýrýlamaz ölçüde asi bir mizaca sahip, yaramaz bir çocuktur. Fakat tüm hayatýný geçirdiði Londra’nýn kasvetli yetimhanesinde bunlarýn tercih edilen nitelikler olduðu pek söylenemez. Sonra bir gece Peter yetimhaneden kaçýrýlýp korsanlarýn, savaþçýlarýn ve perilerin olduðu “Varolmayan Ülke” adýnda fantastik bir dünyaya götürülür. Peter, annesinin sýrrýný çözmeye ve bu sihirli topraklarda hakký olan yerini bulmaya çalýþýr.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Yönetmen: Joe Wright
Senarist: Jason Fuchs
Oyuncular: Hugh Jackman, Garrett Hedlund, Rooney Mara, Adeel Akhtar
Yapým: 2015, ABD, Ýngiltere, 111 Dak.

Steve Jobs

Teknoloji devi Apple þirketinin kurucusu ve 20. yüzyýlýn dahi isimlerinden Steve Jobs'ýn yaþam öyküsünü yeni bir perspektif ile beyazperdeye aktaran filmin yönetmenliðini Oscar’lý yönetmen Danny Boyle üstlenirken senaryo Oscar Ödüllü Aaron Sorkin’e ait. Filmde Apple’ýn kurucusu Steve Jobs’a Michael Fassbender; Macintosh’un eski pazarlama müdürü Joanna Hoffman’a ise Kate Winslet hayat veriyor.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Yönetmen: Danny Boyle
Senarist: Aaron Sorkin
Oyuncular: Michael Fassbender, Kate Winslet, Seth Rogen
Yapým: 2015, ABD, 122 Dak.