Son birkaç haftadýr “Dýþ ve uzantýsý Ýç” sermaye guruplarýna ait medya unsurlarýnda þahsýma karþý baþlatýlan saldýrý kampanyasýný hayret ve ibretle izliyorum. Aslýnda olanlara çok þaþýrmadýðýmý da belirtmemde yarar var. Bu ülkede “Seçilmiþ Baþbakan ve Hükümetine” yýllardýr yerleþtirdikleri “menfaat borularý” çatlayacak-sökülecek korkusuyla kast etmeye cesaret edenlerin, yýllardýr saklandýklarý siperlerden çýkarak HALK ÝRADESÝ’ne açýktan tecavüz etmeye niyetlenecek kadar gözü dönenlerin, bu iredeye sahip çýkma yolunda ilerleyen Baþkakan’ýn yanýnda yer alan herkese saldýrlamalarý, yoldan döndürmeye çalýþmalarý gayet doðal... Saldýrýn, elinizden geleni yapýn ama þunu da unutmayýn; Türk Halký seçtiði Baþkabaný ve Hükümetine, bu sefer, ne pahasýna olursa olsun sonuna kadar sahip çýkýyor ve çýkmaya devam edecek...
Sevgili dostlar, günlerdir susuyorum, “heveslerini alsýnlar” geçer diye bekliyorum ama iþ sandýðýmdan daha organize ve “korkularý, akýl duvarlarýný” çoktan aþmýþ durumda. Sýnýr o kadar geniþ ki; “normalde hiç konu olmamasý” gereken bir “Baþmüþavir” atamasý Almanya’da bazý yayýn organlarýna, Ýngiltere’de bazý gazetelere, Ýsrail’de gündeme “baþlýk” olmuþ durumda. Bu noktada ayný hayret içerisinde olanlarý izleyen birçok okuyucum, dostum, sokaktaki insanýmýz bana soruyor; “Neden” diye?
“Nedenlerini” gelin soru-cevap-tespit halinde birlikte düþünelim...
1- Medyamýzda konuyu “ben de yazdým” tadýnda ele alanlarýn bir kýsmý samimiyetle sorgularken hatta dostça görüþlerini belirtirken, “gündemden düþen” bazý yazarlar da “güncel konuya girip” hatýrlanma derdinde. Bu arkadaþlarýn hepsini anlýyorum ve saygýyla karþýlýyorum.
2- Peki hepsi bu kadar masum mu? Malesef deðil. Konuyu Avrupa’da gündeme oturtmaya çalýþan Alman Bild yayýn gurubu. Bu arkadaþlar kim derseniz, dönüp geçmiþ yazýlarýma bir göz atýn ve arama yaparken ayný zamanda Hürriyet Yönetim Kurulu üyesi olan “Kai Diekmann” ismini de özellikle arayýn. Türkiye’de kýzlarýmýzýn baþörtüleriyle üniversitelerde olumasýnýn yolunu açan düzenleme sonrasý ayný gazetenin “411 el kaos’a kalktý” manþetini atan da ne tesadüf ki AYNI ÝSÝM! Bu arkadaþýn Türkiye üzerine marifetleri bu kadar da deðil. 28 Þubat sürecinden 2001 krizine, 2003’ten 2013’e Türkiye’deki “medya yoluyla yaratýlan kaos’un” arkasýnda hep ayný isim var. Eski yazýlarýmda bu olaylar kanýtlarýyla ortaya konmuþtu, lütfen göz atýn!
3- Son Taksim olaylarýnda baþta “3. Havalimaný ve Kanal Ýstanbul” merkezli yorumlarýmdan rahatsýz olanlarýn baþýnda yine ne tesadüf iki ülke geliyor; Ýngiltere, Almanya...
4- Türkiye’de de durum farklý deðil. Bu ülkede Baþbakan Erdoðan için “muhtar bile olamaz” manþetini atanlar, Baþbakan Erdoðan onlara sormadan nasýl adým atar sendromunu hala atamadýlar ve her olayda, hatta bir atamada bile bu yüzlerini ortaya koyuyorlar. Ýþin bir de farklý yönü var; bildiðiniz gibi ben o grubun en tepe noktasýndayken, “YAPTIKLARINIZ KABUL EDÝLEMEZ” diyerek ayrýlmýþ ve sonrasýnda aramýzda ciddi bir mücadele baþlamýþtý. Anladýðým kadarýyla “bu ayrýlýþ” ve “her türlü güç elimizdeyken bizi nasýl býrakýr da, Halkýn iradesinden yana tavýr koyarsýn” sendromu bu arkadaþlar için hala bitmemiþ!
5- Bu ülkede 1946 devalüasyonundan bugüne iþlenen iki büyük suç var; Darbeler ve Ekonomik manipülasyonlar...Darbeleri Devalüasyonlar, Devalüasyonlarý Darbeler takip etti. Ve iþin bazýlarý için en kötü tarafý, bu suçlarý en iyi inceleyen ve birçok detayý ortaya çýkaran birkaç kiþiden biri, þimdi Baþbakan Erdoðan’ýn yanýnda! Bu gerçek ve korku, akýl tutulmasýna ve saldýrýlarýn daha da hayasýz olmasýna yol açýyor. Korkunun ecele faydasý yok arkadaþlar. Yapýlanlar er veya geç ortaya çýkacak!
6- Bu noktada lütfen biraz geriye dönün ve benim özellikle Habertürk’e geçtikten sonra açtýðým dosyalarý hatýrlayýn; finansal suçlar, ilaç kartelleri, þeker gerçeði, medya manüpülasyonlarý, vergi suçlarý ve terörün finansmaný...O dönem bir gazeteci olarak ayný “kamuoyu baskýsýný, itibarsýzlaþtýrma” operasyonlarýný yaþayan biri olarak, bu noktada da yaþamam gayet doðal. Durmayýn, devam edin!
7- Son olarak da samimi olarak “çizginiz deðiþti mi” diyenlere samimi bir cevap; 2001 yýlýndaki krizi yaþayarak analiz ettiðim günden beri hem o dönemde hem de sornasýnda “küresel finans sisteminin içerideki uzantýlarý” ile oynadýklarý oyunlara, IMF baskýsý ile yönetilen Siyasi Dinamiklere ve bu halkýn varlýklarýnýn “iç-dýþ yerleþik yapýlar” tarafýndan transfer edilemsine her zaman karþý çýktým. Avrupa Birliði’nin yaptýðý haksýzlýklarý, Gümrük Birliði saçmalýðýný ve ezilen üreticimizi AB’de açýlan davalara kendi imkanlarýmla dahil olup savunacak kadar bu yolda inanarak yürüdüm. Çizgim hep ayný. Þansým ve hepimizin büyük talihi ÞÝMDÝ BU OYUNLARA DUR DÝYEN, 1854’te ülkeye giren “finansal sömürüyü” durduran bir lider var. Benim hayallerimi “gerçek” yapan, bu ülke insanýna “ÝÇ-DIÞ YERLEÞÝK ODAKLAR’a raðmen” özgür olabilmeyi gösteren bir lider. Þimdi peþinden giden, hayallerimi gerçekleþtiren Erdoðan’ýn arkasýnda düþenlerden olmak sizce çizgimi deðiþtirdi mi!
Sevgili dostlar, babam 1980 darbesinde Adalet Partisi milletvekiliydi. 8 yaþýmdan itibaren hep kendime “evden götürülen babamýn suçu neydi” diye sordum ve hayatým boyunca “siyasi-finansal-sosyolojik” olarak cevaplarýný aradým. Bulduðum cevaplarda “asker varlýðý sadece üst kapaktý”! Alttaki katmanlar “çok farklýydý” ve ben “bu katmanlarý ve oyuncularýný” hayatým boyunca araþtýrarak, gerektiðinde sadece kendime saklayarak ama not ederek ilerledim...
Bugün son olarak þunu söylüyorum; Yüce Allah’a, babamý, babalarýmýzý, abilerimizi bizlerden alan, hayatlarýmýzý bitiren, halkýn iradesine kasteden bu odaklara karþý Türk Milleti adýna DUVAR olan Baþbakan Erdoðan’ýn yanýnda “bir taþ olabilme” fýrsatýný yýllar sonra bana verdiði için binlerce kere þükrederim...
Son söz: “Yoktan da, vardan da ötede bir VAR vardýr...Sakýn kader deme kaderin üstünde bir kader vardýr...Ne yapsalar boþ, GÖKLERDEN GELEN BÝR KARAR vardýr...Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardýr...Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardýr”...
Not: Bloomberg Amerika gibi yaptýðýmýz röportajý tam olarak çarpýtmadan yansýtan yayýn kuruluþlarý da var...