Bu şampiyonluk bambaşka

Ananızın ak sütü gibi helal olsun. Şampiyonluğu sonuna kadar hak ettiniz. Çektiğiniz acılar sonunda gelen bu şampiyonluk ne tatlıdır şimdi.

Zorluklar, engeller, aşağı çekmeler, iftiralar, karalama kampanyaları ile yıkılmak istenen o güçlü irade bütün bu olumsuzlukları zafere giden yolda kendine adeta basamak yaptı. Kabus gibi üstüne çöken karabulutlardan güçlenerek çıktı Fenerbahçe. Kimseler bu alın teri döken fedakar futbolcuları, bu vefakar taraftarı anlamadı, anlamak istemedi. Onlar sahada, tribünlerde verdiler cevaplarını yılmadan, usanmadan haklarını aradılar, ulaşabildikleri tüm platformlarda haykırdılar sesleri kısılıncaya kadar ‘Biz Fenerbahçeyiz, her zaman hakkın ve haklının yanındayız, hak yemeyiz, yedirmeyiz’ dediler...

3 Temmuz süreci içinde iki Türkiye Kupası, son haftaya kadar kovalanan şampiyonluk ve gelen iki ikincilik, Avrupa’da yaşatılan yarı final mutluluğu ve şampiyonluk kupası... İddia ediyorum bu süreci hangi takım yaşasaydı şu anda yerle bir olmuştu. İşte Fenerbahçe bu kadar güçlü, bu kadar tek yürek, bu kadar büyük bir camia. Aziz Yıldırım “3 Temmuz’dan bugüne kadar ne söylediysem, bunların gerçekleştiğini Türkiye’deki herkes görüyor” dedi. Evet hem de tüm çıplaklığıyla gördük, tanıklık ettik. Dünyada böylesi ne görülmüştür ne de vardır. Bu olay başlı başına bir araştırma konusudur.

Aziz Yıldırım, cezasını tamamlamak üzere hapis yollarına düştü ama tam 17 sezonu da geride bırakmak üzere... Başkan bu süreçte 6. şampiyonluğunu gördü. Aziz Yıldırım başkanlığında F.Bahçe 7 kez de ligi ikinci sırada bitirdi. Hep iddialıydı Aziz Bey, hep de kararlı. İkincilikler sonrası konuşmaları başına dert oldu. Ne yalan söyleyeyim ben bu cezayı hala içime sindiremedim. Aziz Yıldırım’ın tek suçu F.Bahçe’yi çok sevmekti. Sadece futbol değil tüm dallarda hedefi daima şampiyonluk oldu. Onun yönetiminde 3 yerli teknik adam şampiyonluk yaşadı. Mustafa Denizli, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal... Türk futbolunda yerli teknik adama güvenmek de cesaret isteyen bir karardı, Aziz Yıldırım bunu da becerdi.

Ersun Yanal da ayrı bir başarı hikayesi... Çok çabuk camiayla kaynaştı. Mesajı çabuk kavradı, oyuncularına kaynaşmayı, takım olma duygusunu, oynanan oyundan zevk almayı sindire sindire aktardı. Zorluklara oyuncularıyla birlikte göğüs gerdi.

‘Mayıslar sizin olsun, biz Nisan’da şampiyonuz’ tişörtü de esprili bir gönderme. Fenerbahçe şampiyonluğu erken yaşarken ikincilik mücadelesi de sonuna kadar süreceğe benziyor. Hak eden Avrupa yolcusu olsun. Benim, Fenerbahçe için içimden geçen ya da tüm kalbimle istediğimse şu; CAS kararından Avrupa yolculuğu çıksın. Hak eden hakkını kullansın.